• DOLAR 34.648
  • EURO 36.349
  • ALTIN 2930.261
  • ...
"28 Şubat direnç ve mücadele dönemiydi"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Muş Alparslan Üniversitesi "Hayırda Buluşanlar Topluluğu" tarafından "28 Şubat bizim için neyi ifade ediyor" konulu konferans düzenlendi. Konferansta konuşan 28 Şubat mağduru Hülya Kayacan ile Zeliha Kartal, o süreçte yaşananları anlattılar.

Muş Alparslan Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi amfisinde düzenlenen ve Yar. Doç. Şirin Gül'ün moderatörlüğünü yaptığı konferansa, 28 Şubat mağduru Hülya Kayacan ile Zeliha Kartal konuşmacı olarak katıldı.

Başörtülülerin yaşadığı sıkıntılara dikkat çeken Hülya Kayacan, "28 Şubat, İmam Hatip`e darbe oldu. 'Nasıl engelleyeceğiz, eğitimin önünü nasıl keseceğiz' dediler… Bu kişilerin görünen yüzü başörtüsüydü. O yüzden başörtüsüyle mücadele ettiler. Bu bir kimlikti, yaşam tarzıydı. Devletin tüm kademelerinden silmeye çalıştılar. Halk hastanelere tedaviye giderken bile doktorlar tedavi etmiyordu, ölen insanlar oldu. Yemin töreninde askerlerin anneleri törene gidemediler. İktidarda söz sahibi olmamaları istendi." diye konuştu.

"Mağdur psikolojini hiçbir zaman kabul etmedik direndik"

28 Şubat sürecinde bazı arkadaşlarının baskılara tahammül edemeyip istifa ettiğini belirten Kayacan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Öğretmenliğe atandım. Stajyerdim, kurslarda tutanaklar tutuldu, soruşturmalar açıldı. 6-7 kapalı bayan vardı. Bazı arkadaşlar tahammül edemeyip istifa ettiler. 'Allah`ın emrinin olduğu yerde kula itaat edilmez' denince soruşturmaların dozu artırıldı. İlçeye, ilçeden kasabaya sürgün edildik. Allah`ın örtünme emri dışında bir amacımız yoktu. Kimileri açılınca namaz kılamamaya başladılar. Biz ise kuytu yerlerde namaz kılabiliyorduk. Mağdur psikolojini hiçbir zaman kabul etmedik, direndik. Müdür olacaksın denseydi hadi canım derdik. Her ne kadar hükümet değişmiş olsa da insanlar üzerinde o etki devam ediyordu. Biz, 28 Şubat`ı bu değişmeyen sistemde yaşadık. Sistem ne kadar güzel olursa olsun sistemin uygulayıcıları zalimse sistem de zalim olur. 28 Şubat döneminde başörtülü sayımız arttı. Ama tesettürümüzün içi boşaltıldı. Onları bize yaşatanlar hâlâ aramızdalar. İmkân bulsalar yine bize bunları yaşatırlar. O insanlara bu fırsatları vermemeliyiz."

"Acaba çocuklarımız eğitimlerine devam edebilirler mi diye düşünüyorduk"

Dönemim diğer bir mağduru olan Zeliha Kartal ise mağduriyetlerin henüz tamamen giderilmediğini belirterek, şöyle konuştu:

"Hiçbir siyasi hedefimiz yoktu. Bunu kullanıyorlardı. Bilen biliyordu ama bir şey diyemiyordu. Bugün bile koalisyonları hatırladıkça sinirlerim bozuluyor. Adam gece karar veriyordu. Sabah da balans ayarı veriyordu. Müslümanlar hiç vazgeçmedi. Direniş, mücadele önemliydi. Biraz duygusal oluyoruz. O zaman hiç hüzünlenmiyorduk. Çocuklarımızı bulur mu bunu da bilmiyorduk. Acaba çocuklarımız eğitimlerine devam edebilirler mi diye düşünüyorduk. 28 Şubat direnç ve mücadele dönemiydi. Umut aşılayanlara, bunu devam ettirenlere selam olsun. Bu davalardan tutuklu 600 kişi var. Bunların torunları olmuş ama hâlâ tam olarak bu mağduriyetler giderilmedi. Oturma eylemleri, okul önünde bekleme gibi eylemler yaptık. 'Bunlarla mı baş edeceksiniz' deyip gülüyorlardı. Zararları karşılaştırdığımızda 380 milyar dolaylarında bir maliyet çıktı. Kılık kıyafetlerinden dolayı fişlenen memurlar vardı. Vakıf ve dernekler kapatılıp mal varlıklarına el konuldu. Bizi ayıranların bir planı vardı. FETÖ terör örgütü bunlara destek verdi."

28 Şubat'ın bir neslin 15 yılını aldığını ifade eden Kartal, "15 yıl öncesine gitseniz neler kaybedersiniz. Eğitim, evlilik, iş, sağlık… Üzüldüğümüz bazı şeyler var. Bugün rahatız, namaz kılma imkânlarımız var. Mescitlerimiz, okullarımız yok diye üzülürdük. Şimdi de mescitlerin boşluğuna üzülüyoruz. Okulda kullanmadığımız için bu mescitleri, okula yakın evler tutuyorduk. Kur`an-ı anlamaya çalışıyoruz. Zor şartlardan bu şartlara gelince niye gevşedik. İşten yorulduğunda başka bir işe koyul. Şimdi maalesef başörtülü sayımız fazla ama içi boş. 28 Şubat`ta da aynı şeyler vardı. Nitelik bu yüzden çok önemli. Örtünen arkadaşlarınız içini doldursun. Bir çekirdeği atmaya çekinirdik. Telefonda sesine bile dikkat etmeyenleri görüyoruz. Allah rızası için cesaretli olmamız lazım." diye konuştu.

Muş Alparslan Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi amfisinde düzenlenen konferans, soru cevap kısmından sonra son buldu. (Ayetullah Tarhan-İLKHA)












 

Bu haberler de ilginizi çekebilir