Hayırda Yarışmak, Hizmette Çalışmak
Hayırda Yarışmak, Hizmette Çalışmak
Allah katında en hayırlı amellerden birisi de İslam dinine hizmet etmek, din-i mübinin yolunda mücadele ve mücahede etmektir. İnsanları irşat ve tebliğ ile Cenab-ı Allah`ın dinine, Muhammed Mustafa (sav)`in yoluna ittiba etmeye davet etmektir. İnsanları hakkın yoluna girmeye çağırmak peygamberlerin görevidir. Bir bakıma peygamberlerin mesleğidir. Allahu Teala bütün peygamberlerini insanları Hakka çağırma görevine memur etmiştir.
Peygamberler yeryüzünde Cenab-ı Allah`ın en sevdiği, en çok değer verdiği kullardır. Din-i mübine hizmet etme görevinin peygamberlere vazife olarak verilmiş olması bu çalışmanın ehemmiyetini ortaya koyma açısından önemlidir. Cenab-ı Allah en sevdiği kulları bu işle tavzif etmiştir. Onların bu işte çalışmalarını vakitlerini bu hizmetle geçirmelerini istedi. Peygamberler de Cenab-ı Allah`tan gelen bu görevi gönülden bir kabul ile kabul edip, ömürlerinin vefa müddetinde gece gündüz bu görevlerini hakkıyla, fedakârane ve karşılaştıkları sıkıntılar karşısında sebatkâr bir şekilde yaptılar. Allah`ın rıza ve muhabbetine nail oldular.
Peygamberlerden sonra Allah`ın veli kulları bu görevi üstlendiler, bu hizmeti yerine getirdiler. Peygamberlere varis oldular. Peygamberlerin izinden giderek insanları Hakka ve hakikatin yoluna çağırdılar. Bu göreve aşk ve şevk içinde koşanlar, bu davete icabet edip Allah`ın dinine hizmete eden, bu uğurda fedakârlık yapan kişiler, bu yönleriyle peygamberlerin mirasını kendilerinden sonra gelecek nesillere taşıma gayreti içerisine girmişlerdir.
Allah katında bu kullar için çok büyük mükafatlar vardır. Hak yolunda çalışan kullarına, Öyle ki hiçbir kul böyle bir mükafattan mahrum olmak istemez.
İnsan din-i mübine hizmet yolunda her ne yapıyorsa aslında kendisi için yapmış olur. Çünkü Allah yolunda atılan her adım, yapılan her iş, konuşulan her kelime, harcanan her dakika ibadet hükmündedir. Uhrevi bir mükafata vesiledir. Ahirette bu amellerin karşılığı kat kat artırılmış olarak kendisine verilecektir.
Kişi din-i mübine hizmet düşünce ve gayesiyle her ne amel işlerse ibadet hükmündedir ve karşılığı içinde ebedi kalacağı cennettir. Bu nedenle her müslümanın din-i mübine hizmete koşmalı, ömrünün dakikalarını ibadete dönüştürmelidir. “Hayırda yarışınız” (Bakara: 148) ferman-ı ilahiyesini düstur edinip hizmet kardeşleriyle hayırda yarışmalı, Cenab-ı Allah`ın rızasının peygamberlere ittibadan geçtiği, peygamberlere ittibanın da din-i Mübin için gayret ve hizmetten geçtiği unutulmamalıdır.