Mescid-i Aksa İmamları ve Kudüslü alimler tarafından yapılan ortak yazılı açıklamada, "Myanmar'ın Arakaneyaletindeki Rohingya Müslümanları, bugün uluslararası örgütlerin, Arap ve İslam devletlerinin gözleri önünde işkencenin her türlüsüne, kitlesel katliamlara ve dini temizliğe maruz kalıyor." denildi.

Rohingya Müslümanlarının maruz kaldıkları bu işkencelerin tek nedeninin İslam inancına olan bağlılıkları olduğuna işaret edilen açıklamada, "İsrail işgal gücünün her türlü zulmüne maruz kalmalarına rağmen Filistinli ve Kudüslü Müslümanlar, Arakan'daki kardeşlerinin yaşadıkları zulme sessiz kalmayacaklardır." ifadelerine yer verildi.

"Net bir duruş sergilenmeli"

Açıklamada ayrıca mart ayında Ürdün`ün başkenti Amman'da yapılması planlanan Arap Birliği 28. Dönem Zirvesi'ne başkanlık edecek olan Ürdün Kralı 2. Abdullah'tan da Rohingya Müslümanlarını ölüm ve tehcirden kurtarmak için kardeş Arap ülkelerinin kral ve devlet başkanlarıyla net bir duruş sergilemeleri istendi.

Birleşmiş Milletler'in dünyada en fazla zulüm gören topluluklardan biri olarak gördüğü Arakanlı Müslümanların dramı, 2012'de yaşanan şiddet olaylarıyla uluslararası kamuoyunun gündemine gelmişti. Şiddet olaylarında çoğu Müslüman çok sayıda kişi yaşamını yitirmiş, yüzlerce ev ve iş yeri ateşe verilmiş, yüz binlerce Müslüman bölgeyi terk etmek zorunda kalmıştı.

Arakan'da 9 Ekim 2016'da sınır karakollarına saldırılar düzenlenmiş, 13'ü güvenlik görevlisi 29 kişi ölmüştü. Saldırılarla ilgili 600 kişi gözaltına alınmıştı. Saldırıların ardından Myanmar ordusu, bölgede operasyonlar başlatmıştı. Rohingya dayanışma grupları, operasyonların başlamasından bu yana yaklaşık 400 Arakanlı Müslümanın öldüğünü, çok sayıda kadına tecavüz edildiğini ve köylerin yakıldığını belirtmişti.

Myanmar Dışişleri Bakanı ve Devlet Başkanlığından sorumlu Devlet Bakanı Aung San Suu Çii'nin Ulusal Güvenlik Danışmanı Thaung Tun geçen hafta Arakan'da istikrar sağlandığı için operasyonlara son verildiğini açıklamıştı.