Filistin'de yaşayan Samiri Yahudileri ve Hristiyanlar, işgalci İsrail'in ezanı yasaklama girişimine tepki gösterdi.

işgalci İsrail meclisindeki (Knesset) yasama komisyonunun, sabah ezanın hoparlörle okunmasının yasaklanmasına ilişkin yasa tasarısını onaylaması sadece Müslümanların değil, Kudüs ve Batı Şeria'da yaşayan Hristiyan ve Samiri Yahudilerinin de büyük tepkisini çekti.

DİN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ SAVUNDULAR

Batı Şeria'nın Nablus kentinde yaşayan Samiri Yahudileri Hahamı Hüsnü Vasıf Es-Samiri, İsrail'in ezana müdahalesinden dolayı büyük üzüntü duyduklarını belirterek, "Din özgürlüğü Allah tarafından insanlığa bahşedilmiş bir özgürlüktür ve kimsenin buna müdahaleye hakkı yoktur. Ayrıca Ezan, tekbir ve tazimden ibarettir. Alemlerin Rabbi olan Allah'ı yüceltme nidasıdır. Buna karşı çıkmak büyük bir cürümdür." ifadelerini kullandı.

"EZANIN OLMADIĞI YERDE GÜVEN YOK"

Kendi dini ritüellerine müdahale edilmesine karşı çıktıkları gibi İslam ve Hristiyanlığa müdahale edilmesine de karşı çıktıklarını belirten Es-Samiri, şöyle konuştu:
"Biz Samiri Yahudileri olarak ezanın yükselmediği bir yerde kendimizi güvende hissedemeyiz, Allah'ın adının yüceltilmediği topraklarda kendimizi büyük bir tehlikede addederiz. Hiçbir beşerin Allah'ı yücelten nidaya müdahale hakkı olamaz. Dolayısıyla biz Ezanın hoparlörlerden okunmasının yasaklanması durumuna tamamen karşıyız. Bizim insanlık ailesi olarak, Beni İsraililer, Hristiyanlar ve Müslümanlar olarak Allah'ı zikretmeye ihtiyacımız var, özellikle de bu zor günlerde. Biz kesinlikle buna karşıyız ve bunu asla mazur görmeyiz."

Ezan tamamen dini bir konudur. İsrail meclisinin yada dünyadaki herhangi başka bir meclisin ve yasama komisyonunun ezanı tartışmaya, onu Kudüs'te veya başka herhangi bir yerde yasaklamaya hakkı yoktur.

İşgalci İsrail'in Kudüs ve diğer İsrail kentlerinde ezanı susturma girişimlerini kesin bir dille kınadıklarını ifade eden Es-Samiri, "Allah'a inanan dinlerin özgürlüğünden yana olduklarını ve çocuklarına da bunu öğrettiklerini" kaydetti.

ORTAK İNANÇ ESASTIR

Es-Samiri, "Allah'ın adını yüceltmek ve O'na saygı duymak Yahudi, Hristiyan ve Müslümanların da ortak inanç esasıdır. Bir kez daha İslam'ın bu azim şiarına yapılacak her türlü müdahaleyi kınadığımızı ifade etmek istiyorum." diye sözlerini tamamladı.

"HİÇBİR MECLİSİN EZANI YASAKLAMA HAKKI YOKTUR"

Yunan Ortodoks Patrikhanesi'nden Batı Şeria'nın kuzeyinde yer alan Sabestiya'nın Başpapazı Theodosios Attalah Hanna da İsrail'in ezan yasağı tasarısı ile ilgili açıklamasında, Ezan tamamen dini bir konudur. İsrail meclisinin yada dünyadaki herhangi başka bir meclisin ve yasama komisyonunun ezanı tartışmaya, onu Kudüs'te veya başka herhangi bir yerde yasaklamaya hakkı yoktur." değerlendirmesinde bulundu.

işgalci İsrail'in ezan yasağı yasa tasarısının sadece Müslümanların değil, aynı zamanda Hristiyanarın da hayatını olumsuz etkileyeceğini ifade eden Hanna, "Bu yasa tasarısı apaçık bir hak ihlalidir ve İsrail ırkçılığının bir yansımasıdır." ifadesini kullandı.

İŞGALCİ İSRAİL'İN KARARI KINANDI

İşgalci İsrail'in ezanın hoparlörlerden okunmasını yasaklamaya yönelik tüm girişimlerini kınadıklarını belirten Hanna, Kudüs'ün Müslüman Filistinliler ve Hristiyanların şehri olduğunu ve bu şehrin kimliğini değiştirme yetkisine sahip olmadığını vurguladı.

Hanna, "İşgalci İsrail şunu anlamalıdır, biz Filistinli Hristiyanlar olarak Müslüman kardeşlerimizi bu mücadelede asla yalnız bırakmayacağız, ırkçılığa ve faşizme karşı onlarla birlikte duracağız." dedi.

TİKSİNDİRİCİ MÜDAHALE

Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Yürütme Kurulu Üyesi ve Kilise Konuları Filistin Komitesi Başkanı Hanna Amireh de, ezan yasağı tasarısının ibadet özgürlüğünün açık bir ihlali ve İsrail işgalinin gerçek yüzü olduğunu söyledi.

işgalci İsrail'in Müslüman veya Hristiyan olsun Kudüslü tüm Filistinlilere yönelik gündelik saldırıların arttığını belirten Amireh, "Ezan yasağı tasarısı İsrailli yetkililere sadece İslam dininin en önemli ritüellerinden ezanın hoparlörlerden okunmasını yasaklama yetkisi veren bir şey değil, aynı zamanda Kudüs'ün tarihine yönelik tiksindirici bir müdahaledir." tespitinde bulundu.

Bu yasa tasarısını kınadıklarını ifade eden Amireh, uluslararası topluma da İsrail'in ibadet özgürlüğüne yönelik müdahalelerine karşı durarak sorumluluklarını yerine getirme çağrısında bulundu.