• DOLAR 34.305
  • EURO 37.545
  • ALTIN 2928.218
  • ...
Baba! Humus`ta Çocuklar Ölüyor
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Abdusselam Güneş / İstanbul
Suriye’de Beşşar Esed yönetimi tarafından 11 aydır devam eden katliamlar Beyazıt Meydanı’nda protesto edildi. Köklü Değişim Dergisi’nin organize ettiği ‘Gıyabi Cenaze Namazı ve Basın Açıklamasına’ birçok STK destek verdi. Basın açıklamasında “Suriye Halkı Halife Mutasımlara Harun Er-Reşidlere Abdulhamidlere Muhtaçtır, Hilafet Allah’ın Vaadidir, Çözüm Hilafet, Mü’minler Ancak Kardeştir, Müslümanların Orduları Kışlalarda Çürümesin Müslümanların Yardımına Koşsun, Baba Humus’ta Çocuklar Ölüyor” şeklinde dövizler taşındı.
 
Cuma namazından sona Beyazıt Camisinin önünde bir araya gelen yüzlerce kişi önce Suriye’deki olaylarda hayatını kaybedenler için cenaze namazı kıldı. Cenaze namazından sonra 11 aydır Beşşar Esed rejiminin Suriye’nin çeşitli kentlerinde yaptığı ve dünyanın bu katliamlara seyirci kalmaya devam ettiği belirtilirken bütün ehli vicdan sahibi insanların bu vahşete dur demesi gerektiği çağrısı yapıldı.
 
BEŞAR ESAD ZALİMİ KATLİAMLAR YAPIYOR
Kılınan cenaze namazının ardından Hizb-ut Tahrir Türkiye sözcüsü Yılmaz Çelik tarafından basın açıklaması okundu. Açıklamada; “Allah Subhanehu ve Teâlâ’nın Müminler ancak kardeştirler” ayetine kulak vererek, Suriye’deki Müslüman kardeşlerine destek vermek için onlarla kardeş olduklarını hatırlayarak buraya gelen, kardeşlik duygusunu unutmadan yaşayan müminlere müjdeler olsun” denilerek şu ifadelere yer verildi; “İslam beldelerinde son yüzyılda koltuklarını korumak için Müslümanları katleden, onlara zulmeden zorbalara ve işbirlikçi yöneticilere, Müslümanlar ve tüm halklar artık “dur” demeye başladılar. Müslümanlar, üzerlerindeki korku duvarlarını yıkıp attılar. Zorbaların sahip olduğu emniyet güçlerine ve ordulara karşı koymaya, kendilerine uygulanan zulme direnmeye başladılar. Bu zorbaların ve İşbirlikçilerin arkasında ki ABD ve Batıya da meydan okuyan Müslümanlar yıllardır sömürüldükleri topraklardan ABD ve Batıyı da def etmek için meydanları doldurdular.  Bu mübarek kıyamın şimdiki durağı olan belde Biladü’ş-Şam dır. Biladü’ş-Şam’ın yiğitleri tüm sömürgecilere ve onların bölgedeki işbirlikçi oluşumlarına meydan okumaktalar.  “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.” Hemen yanı başımızda, Biladü’ş-Şam’ın kalbi Suriye de, Müslümanlara On bir aydır Beşar Esad zaliminin uyguladığı katliamlar, kıyımlar, tecavüzler artık dayanılmaz bir durumdadır”
 
CAMİLER RAHMET GECESİNDE ATEŞE VERİLDİ
Suriye’de yaşanan zulümlerin ve katliamların kelimelerle ifade edilemeyeceğini ifade eden Çelik sözlerini şöyle sürdürdü; “Suriye’de on bir aydır yaşanan olayları anlatmakla bitiremeyiz. Bu zalim Baas yönetimi Lise çağında ki gençlerin tırnaklarını çektirdi. Müslüman erkeklerin onurlarıyla oynadı. Yaşlı babaların babalık duygularını evlatları karşısında zedeledi. Kadınların temiz iffetlerini kirletti. Küçük yaşta ki çocuklara ve körpe bebelere kinini kustu ve o yavruları katletmekten geri durmadı. Son 6 gün içinde Humus da yüzlerce Müslüman’ı katlederek Müslümanların evlerine ve camilerine Rahmet gecesinde ateş yağdırdı. Tüm bunlar yaşanırken İslam beldelerindeki yöneticiler bu katliamı seyretmekten başka bir şey yapmıyorlar. Batı ve bölgedeki yönetimler, Suriye de on bir ay boyunca Beşşar’a daha fazla kan dökmesi için zaman tanıyorlar. Yine Baas yönetiminden sonra güvenebilecekleri alternatif muhalif hareketin oluşması için Beşşar’ın katliamlarını izliyorlar.
Ancak Suriye halkının ortaya koyduğu azim ve cesareti gördüklerinde, Suriye meydanlarında ki İslami ruhu ve atmosferi hissettiklerinde korkuya kapıldılar. Kâfir batı, Biladü’ş-Şam da yakında kurulması muhtemel Hilafet Devletinin önüne geçmek için, bölgede ki ajanlarına çağrıda bulunarak sinsi planlarını uygulamaya koydular.
 
Bizler Müslümanlar olarak İktidarın, batının bu çirkin planlarına hiçbir şekilde alet olmamasını veya planların uygulayıcısı konumunda bulunmamasını arzu ediyoruz ve Hükümete şöyle sesleniyoruz: Bizler, kardeşlerimizin heder edilen kanının, katledilen canının ve talan edilen malının karşısında ne diplomatik bir ilişki, ne ulusal bir çıkar, ne de geçerli bir anlaşmayı kabul etmiyoruz. Bizim nezdimizde Müslüman çocukların, Müslüman kadınların ve Müslüman erkeklerin nezih kanları hiçbir surette pazarlığa tâbi değildir ve o nezih kanlar, her türlü menfaatin üstündedir”
 
SURİYE’DEKİ KARDEŞLERİNİZ SİZLERDEN YARDIM BEKLİYORLAR
“Zor günlerinde kardeşlerinin yanında olmayanlar, bugün değilse ne zaman kardeşliklerini hatırlayacaklardır?” diye soran Çelik sözlerini şöyle sürdürdü; “Yaratılanı yaratandan ötürü sevdiğini söyleyenler” Suriye’nin mazlum halkına karşı daha ne kadar sevgisiz ve merhametsiz olarak sabahlayacaklardır?
 
Buradan Başbakan’a sesleniyor ve diyoruz ki: Siz Davos’ta alçak Yahudi’ye “one minute” dediğiniz günden itibaren Suriye halkının kalbini kazandınız. Bölge halkının kalbini kazandınız. Tüm dünya Müslümanlarının kalbini kazandınız. Onlar sizin aracılığınızla zalimlerden intikam alınacağını zannettiler. Size güvendiler, sizi sevdiler.
Namazda kendisi için alnınızı secdeye koyduğunuz Rabbimizin,
 
 “…eğer onlar din hususunda sizden yardım isterlerse yardım etmek üstünüze borçtur” emrine icabet etmeyecek misiniz?
 
Suriye’deki Müslüman kardeşleriniz sizlerden yardım bekliyorlar. Onlara yardım elinizi uzatınız. Üzerinizdeki ölü toprağını kaldırıp atınız. Firdevs cennetini kazanacak amellere, genişliği yerler ve gökler kadar olan Cenneti kazanmaya koşunuz.”
 
ZULÜMLER HİLAFET DEVLETİ KURULMADIĞI MÜDDETÇE DEVAM EDECEK
Hilafet Devleti kurulmadığı müddetçe bu zulümlerin devam edeceğini belirten Çelik açıklamasını şöyle sürdürdü; “Bizler; bir insanın tasavvur sınırlarını aşan, katletmekte benzeri bulunmayan bir düşmana karşı direniş gösteren Suriyeli kardeşlerimizin duyguları ile sizlere sesleniyoruz! İmtihan olunduğunuz sessizliğin vebalini üzerinizden kaldırmak için sizlere sesleniyoruz! Ciğer parelerini, henüz daha sütten kesilmemiş kayıp yavrularını arayan yüreği paralanmış anaların feryadı ile sizlere sesleniyoruz. Yaşanan tüm bu katliamların tek sebebi Müslümanların mallarını, canlarını, kanlarını ve namuslarını koruyacak bir Halifelerinin olmayışıdır. Tüm bu zulümler, katliamlar, kıyımlar yeniden Hilafet Devleti kurulmadığı müddetçe asla bitmeyecektir.”
 
SESSİZLİĞİNİZ BİZİ ÖLDÜRÜYOR
Müslümanların bu sessizliğinden göç alan katil Beşşar Esad katliamlarına devam ettiğini ifade eden Çelik açıklamayı şu ifadelerle son verdi “Dünyanın sessiz kaldığı, kurum ve kuruluşların sessiz kaldığı, bölge devletlerinin ve ordularının sessiz kaldığı, sözde duyarlı kesimlerin sessiz kaldığı, halkların sessiz kaldığı böyle bir vahşet karşısında, bu apaçık İslam ve Müslüman düşmanlığı karşısında bizler sessiz kalmayacağız, susmayacağız, susmayacağız! Her şeyi gören, her şeye şahit olan Allah Subhânehu’ya yalvaracağız, O’ndan medet umacağız, O’ndan zafer bekleyeceğiz. Tâ ki Raşid-î Hilâfet Devleti’nin şanlı orduları Rablerinin emrine itaatle Zalimleri devirinceye kadar”
 
Basın açıklaması atılan sloganlar ve Suriye halkı için yapılan dualardan sonra sona erdi.

 

 

 

 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir