• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
Çok Bilgi Değil, Yeterli Bilgi…
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Ne kadar çok bilgili olsak o kadar çok mu puan alacağız? Hayır…
 
Yeteri kadar topladığımız bilgiyi, ne kadar iyi kullanmayı bilsek o kadar yüksek puan alacağız.
 
Ders kitaplarında okutulan ama bugüne hiçbir sınavda sorulmamış bilgiler var.
 
Aynı şekilde ya üniversite hocalarına ya da üniversiteden yeni mezun olan öğretmenlere hazırlatılan kitaplarda dünya kadar gereksiz bilgi var.
 
Bizim için kaynak, Milli Eğitimin Programı ve ÖSYM sınavlarıdır.
 
Ancak ikisinin toplamını değil, ortalamasını alacağız. Bu ortalamayı daha çok ÖSYM’den yana kıracağız.
Buna göre Milli Eğitim Programında bulunan bir konunun sorulup sorulmayacağını, sorulacaksa ne kadar sorulacağını ÖSYM’nin sorularına bakarak belirleyeceğiz.
 
Bu konuda özellikle bugünkü Milli Eğitim ders programı belirlenirken yayınevlerinde Talim Terbiye Kurulunda çalışan veya bu kurula bağlı alt çalışmalar yapan öğretmenlerle çetin tartışmalar yaptık.  Zaman onları haksız çıkardı. Onların, biz hazırladık ÖSYM sorar, bizimse siz hazırladınız ama ÖSYM bunu tartıştığında sormama kararı alır, dediklerimizden hiçbiri sorulmadı.
 
Gün geldi, hakkı teslim etmek zorunda kaldılar ve onaylamadıklarımızı, üniversiteye hazırlık kitaplarına koymadılar veya koyamadılar.
 
Bundan şunu çıkarıyoruz:
 
Bazı bilgiler, ders kitaplarında veya kimi üniversiteye hazırlık kitaplarında bulunduğu hâlde üniversite sınavında sorulmayacaktır.
 
Ne yapacağız?
 
1. Çalıştığımız kaynakların sağlam olmasına dikkat edeceğiz.
 
2. Bugüne kadar üniversite sınavında çıkmış soruları mutlaka çözeceğiz.
 
3. Öğretmenlerimizin önerilerini dikkate alacağız.
 
Bu ilkeleri dikkate alırsak şunu göreceğiz:
 
1. Sadece haberimizin olması gereken konular var. Buna göre Milli Eğitim Programındaki her konudan haberdar olmak zorundayız.
 
2. Ara başlıklarını bilmemiz gereken konular var.
 
3. Yüzeysel de olsa bilmemiz gereken konular var.
 
4. Her ayrıntısını bilmemiz gereken konular var.
 
Bunun için,
 
Öğretmenlerimizin tuttukları ders notları ve deneyimli yayınevlerinin konu anlatımları bizim için yeterli kaynaktır.
Kendimizi gereksiz bilgiye boğmanın bir anlamı yok.
 
Yeterli bilgiyi çok soru çözerek ve çözdüğümüz soruları daha önce anlattığımız tekniklerle tahlil ederek bilgimizi deneyime dönüştüreceğiz.
 
Özellikle sözel sınıflarda kalın kalın tarih ve edebiyat kitaplarıyla sınıflara gelen arkadaşlarınızın sizden daha çok yanlış yaptıklarını eminim görüyorsunuzdur.
 
Ne yapayım hocam, öğrenemiyorum, diyen bu arkadaşlarımızın öğrenmeme nedeni, öğrenme ilkelerine bağlı kalmamalarıdır.
 
Öğrenmeyi ilkelerine uygun amaçlayan her kişi, kendi yeteneği ölçüsünde bilgisini geliştirir ve amacına ulaşır.
 
Başarısız olanlarımız, bu ilkeleri yok sayanlar veya faydasız görenlerdir.
 
Unutmayın, öğrenmek bir sanattır; sanat, titizlik ister.
Allah (cc) yardımcınız olsun…


Abdulkadir Turan / Doğruhaber

Bu haberler de ilginizi çekebilir