• DOLAR 34.485
  • EURO 36.594
  • ALTIN 2926.775
  • ...
"Casusluk" iddialarına Görmez`den tepki
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Almanya Federal Savcılığı, FETÖ tehlikesine karşı uyaran imam ve diyanet yetkililerine 'casusluk' soruşturması açtı. Diyanet İşleri Başkanı Görmez Alman medyasına yaptığı açıklamada, duruma tepki göstererek, " Müslümanları, ortak vatandaşlarımızı bu tür örgütlerin yanlış düşüncelerinden koruma reflekslerini, çabalarını ve gayretlerini casusluk olarak adlandırmak, akıldan uzak bir şeydir." dedi.

Edinilen bilgilere göre, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Almanya'da FETÖ'nün faaliyetlerini anlatan imamların örgüt mensupları tarafından şikayet edildi. Bunun üzerine harekete geçen Almanya Federal Savcılığı, Diyanet İşleri Türk-İslam Birliği (DİTİB) camilerinde görevli bazı imamların Diyanet İşleri Başkanlığına bilgi notları göndermesi üzerine inceleme başlattı.

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ise dün Alman gazetecilere yaptığı açıklamada durumdan rahatsızlığını bildirdi.

Görmez şöyle konuştu: "Ortaya çıkmıştır ki Türkiye`de neşvünema bulan FETÖ örgütü de tıpkı DEAŞ gibi bir şahıs kültü etrafında, dine dayanarak geliştiğini söylemiş ve sonra devlete sızarak bu milletin tanklarını, silahlarını, uçaklarını bu millete yöneltecek kadar ileri gitmiştir. Açıkça bir küresel dini istismar hareketi olduğunu ve 15 Temmuz`da da şiddete başvurduğunu bütün dünya görmüştür. Almanya ve Avrupa`da, FETÖ denilen örgütün zararlarından, oradaki insanları korumak için gösterdiğimiz çabayı “Diyanet`in görevlilerinin casusluk yaptığı” şeklinde takdim edilmesi son derece yanlış ve üzüntü vericidir."

Suçlamaların kabul edilemez olduğunu söyleyen Görmez, "Hiçbir din görevlisi, kendi cemaatinden herhangi birisinin mahrem hayatıyla ilgili hiçbir bilgiyi paylaşmaz, paylaşamaz. Din görevlilerinin yahut DİTİB`in kendi vatandaşlarımızı, Müslümanları, ortak vatandaşlarımızı bu tür örgütlerin yanlış düşüncelerinden koruma reflekslerini, çabalarını ve gayretlerini casusluk olarak adlandırmak, akıldan uzak bir şeydir. Bu görevliler 1 sene önce gitmediler. Bu hizmeti, Diyanet ve DİTİB, 3 senedir, 5 senedir değil 35 senedir yürütüyor. Bu ilişki 35 senedir ahlak ve hukuk temelinde yürümektedir. Bu ilişki gelişerek devam etmektedir." diye konuştu.

Diyanet İşleri Başkanlığının, ortaya çıkan her türlü iddiayı araştırdığını ve gereğini yaptığına vurgu yapan Görmez, "Ahlak ve hukuktan taviz vermemiz mümkün değildir. Küresel dünyada dinler ve kültürler iç-içe geçti. Çok kültürlülüğü, çok dinli, çok inançlı hayatı yönetmek zorlaştı. Bu zorluk beraberinde nefretleri, düşmanlıkları doğurdu. Avrupa`nın ufkuna yakışmayan yabancı düşmanlığı, ırkçılık, aşırı sağcılık gibi hareketler ilerlemeye başladı. Her gün birkaç cami saldırıya uğramaya başladı. Bütün bunları konuşmamak, bütün bunları göz ardı etmek için, bazen yanlış bilgilerin peşinde koştuğumuzu ifade etmek isterim. Hâlbuki eğer dünyanın barışını birlikte kuracaksak bunları konuşmalıyız." ifadelerine yer verdi.

"Yazışmanın amacı; asla şahısların özeli, şahısların mahremiyetiyle ilgili değildir"

Görmez, "Medyaya yansıyan söz konusu yazışma şahıslarla ilgili değil, yanlış dini düşüncelerle ilgilidir. Bu yazışma ne camilerle, ne de din görevlileriyle ilgilidir. Sadece Büyükelçilikte, Diyanet`i temsil eden görevlilerle yapılmış ortak bir yazışmadır. Yazışmanın amacı; asla şahısların özeli, şahısların mahremiyetiyle ilgili değildir. Diyanet İşleri Başkanlığı ve DİTİB`in ortak gayelerinden bir tanesi; Avrupa`da ve Almanya`da yaşayan vatandaşlarımızın yanlış din anlayışlarından, din istismarından ve şiddet içeren dini yorumlardan uzak tutulmasıdır. Biz, cami cemaatimizi DEAŞ ve El Kaide`nin yanlış, sapkın düşüncelerinden korumakla mükellef olduğumuz gibi, küresel çapta bir kötülük hareketi olduğu ortaya çıkan, aynı zamanda şiddet içeren, 15 Temmuz darbesiyle de kendi ülkesine, kendi insanlarına bu ülkenin tanklarını, uçaklarını, silahlarını yönelten bir hareketin de kötülüklerinden korumakla mükellefiz." dedi.

"Eğer bu yazışma FETÖ ile ilgili değil de DEAŞ`la ilgili olsaydı, acaba aynı eleştiriler olacak mıydı? Eğer bu yazışma El Kaide`yle ilgili olsaydı yahut Boko Haram`la ilgili olsaydı acaba aynı tepkiler olacak mıydı?" diye soran Görmez, "Sayın Merkel`in bir çağrısını hatırlatmak isterim, dedi ki; ‘Herkes Türkiye ile empati yapsın. Bizim ordumuz, bizim meclisimizi bombalasaydı biz ne yapardık?` Bu kurumun çok güçlü denetim mekanizmaları var, bunların tamamı incelenir, en küçük bir bireysel hata söz konusuysa bunun gereği yapılır." açıklamasında bulundu. (İLKHA)


 

Bu haberler de ilginizi çekebilir