Erdoğan: Elinde silahı olan ile döviz olanın hedefi aynı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yükselen döviz kuruna değindi, döviz kurunu silah gibi kullananlar olduğunu söyledi. Erdoğan, "Elinde silahı, bombası olan teröristle elinde doları, avrosu, faizi olan terörist arasında amaç bakımından hiçbir fark yoktur. Amaç, Türkiye`ye diz çöktürmek, Türkiye`yi teslim almak, Türkiye`yi hedeflerinden uzaklaştırmaktır" dedi.
Beştepe'de muhtarlara seslenen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, yükselen döviz kuruyla ilgili açıklamalar yaptı. Silahlı ve ekonomik saldırılarına karşı her ülkenin kendi tedbirlerini almaya çalıştığını vurgulayan Erdoğan, halktan elindeki dövizleri bozdurmaya devam etmesini istedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'nin maruz kaldığı saldırıların bir de ekonomik boyutu olduğunu artık herkes görüyor, biliyor. Elinde silahı, bombası olan teröristle elinde doları, avrosu, faizi olan terörist arasında amaç bakımından hiçbir fark yoktur. Amaç, Türkiye'ye diz çöktürmek, Türkiye'yi teslim almak, Türkiye'yi hedeflerinden uzaklaştırmaktır. Bunun için döviz kurunu bir silah gibi kullanıyorlar" dedi.
"Döviz üzerinden yapılan spekülasyonların derinliğinin olmadığı, çok küçük rakamlarla ve daha ziyade kağıt üzerinde işlemlerle kurların yükseltildiği ortadadır. Milletimiz, döviz almak yerine satarak, 15 Temmuz'un ertesi günü başlatılan ilk dalga saldırının önünü kesmişti. Bunun devamını ben milletimden rica ediyorum. Bugün aynı tutumu sürdürmeliyiz. Merkez Bankamız ve tüm bankalarımız da bu oyunu bozmaya yönelik bir pozisyon almalıdır. Merkez Bankamız gerekli tedbirleri alacak imkân ve kabiliyete sahiptir. Fedakârlık yapılacaksa bugünler tam zamanıdır. Ülkenin, milletin bekâsının söz konusu olduğu bir durumda bankalar farklı hesaplara giremez. Terör örgütlerinin silahlı ve bombalı eylemlerine karşı, ekonomiyi çökertme gayretleri konusunda da milli seferberlik ruhu içinde hareket etmeliyiz."
Cumhurbaşkanı, "İş dünyamıza yaptığım çağrıyı tekrarlamak istiyorum; gün yatırım yapma, üretim yapma, istihdamı artırma, duran çarkları çalıştırma, çalışanları hızlandırma günüdür. Eğer bugün bu riski almazsanız yarın riske atacak hiçbir şeyiniz kalmayabilir" diye de ekledi.
Erdoğan konuşmasında, Meclis'teki anayasa değişikliği görüşmelerinde çıkan kavgalara da tepki gösterdi.
ABD'nin yeni başkanı Donald Trump'ın ilk basın toplantısında CNN televizyonunun muhabirini sorduğu soru üzerine azarlaması da Erdoğan'ın gündemindeydi. Erdoğan, "Bakın Sayın Trump'ın basın toplantısında saygısızlık yapıldı. Trump da o grubun muhabiri veya köşe yazarını benzetti" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
"Gelirsin söyleyeceklerini kürsüde söylersin, sonra da yerine oturursun"
"Anayasa değişikliği çalışmalarında yaşanan tabloyu görüyorsunuz değil mi? Eğer egemenlik kayıtsız şartsız milletinse Meclis'in çalışma şekli, üslûbu bellidir. Gelirsin söyleyeceklerini o kürsüde söylersin, ondan sonra da yerine oturursun. O kürsü yıkmak için oraya konmadı. O kürsü sadece söylenecek veya söyleyecek sözü olanlar için oraya konuldu."
"Parlamentoda çalışmaları engellemek, çalışmaların sürecini uzatmak, bunlar hiçbir şey kazandırmıyor. Ne yaparsanız yapın, ne ederseniz edin, 15 gün değil de bir ay ama parlamentodan bu ben inanıyorum ki çıkıp milletin önüne gidecektir. Eğer millete saygınız varsa, eğer milletin iradesine inanıyorsanız, eğer Gâzi Mustafa Kemal'in 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' ilkesine inanıyorsanız, o zaman bir an önce bırakın müzakereler bitsin ve milletin önüne gitsin, millet ne karar veriyorsa bu karara hep birlikte biz de eyvallah diyelim."
"Bu defterleri açmak istemiyorum ama zamanı gelince gerekirse açarız"
"Bunlar milletten rahatsız, ne tek adamcılığı ya, eğer oraya buraya götürmek istiyorsanız kendi geçmişinize bakın. Bu ülkede CHP İl Başkanlarının valilik yaptığı, belediye bakanlığı dönemleri biliriz. Eğer tek adamcılıksa tek adamcılık budur. Daha da gerilere giderseniz asıl tek adamcılığı orada görürsünüz. Ben bu defterleri açmak istemiyorum ama zamanı gelince gerekirse açarız. Bunlar tereciye tere satmaya çalışıyorlar. Bu ülkede artık bu tür aldatmacıları yutacak millet yok. Herkes yerini bilecek, haddini bilecek, milletin iradesine saygı duyacak. Millet ne derse o olacak."
"Hep bu kardeşinizin üzerinden götürülüyor"
"Bu ülkede en başta şahsım olmak üzere ve dikkat edin tartışmalara, tartışmalar hep bu kardeşinizin üzerinden götürülüyor. Benim şahsımla bu işin alâkası yok ki. Türkiye'de bir anayasa değişikliği yapılıyor, olay bu. Yani yapılacak ilerideki bir cumhurbaşkanlığı seçiminde kim seçime girer, kim kazanır, kim öle, kim kala..."
"Bağnazlığın dik alası"
"Bu ülkede kim rejim tartışması açıyorsa biliniz ki bunların derdi rejim değil, başka bir şeydir. Türkiye'de böyle bir mesele olmadığını herkes gibi onlar da gayet iyi biliyor. Sadece toplumun bir kesiminde bu konuda var olan hassasiyeti istismar ederek asli görevlerindeki ihmâllerinin, yani siyasi muhalefet eksikliğinin üzerini örtmeye çalışıyorlar."
"Dünya değişirken, bölgemiz değişirken, Türkiye değişirken 'Biz hiçbir şeye dokundurtmayız, her şey olduğu gibi kalsın' demek, bağnazlığın dik âlâsıdır."
"Ana muhalefetin başındakiler de öyle demiyor mu? Öyle diyorlar. İstanbul`a belediye başkanı oldum, daha koltuğa yeni oturdum. Hemen siyaset, medya şunu söyledi; 'Bunlar şimdi kadın erkek ayrımına gidecekler. Kadınlar bir tarafta erkekler bir tarafta oturacak. Trenleri ayrıştıracaklar.' Sene 94, sene 2016. Böyle bir şey gördünüz mü? Yaşandı mı? Ama hep tezgâh bu. Bunlar avara kasnak gibi dönüp durdular. Esasen normal şartlarda iktidarı elinde bulunduranlar, mevcudu muhafaza etmeye çalışır. Bizde çok uzun süredir işler tersine dönmüş durumda. İktidarda olanlar reform için mücadele ederken, muhalefetten bir kısmı statükoya gardiyanlık yapıyor. Hadi bu tavrı bir kenara bıraktım. Çünkü demokrasiyle yönetildiğine göre bu hesaplaşmanın yeri neresidir, sandıktır. Peki terör örgütlerinin ülkeyi köken ve meşrep farkı üzerinden ayrıştırma çabalarına destek verme neyin nesidir? Kalleş bir terör eylemi üzerinden, hayat tarzı tartışması açmak, terör örgütünün sağlayamadığı başarıyı kendi ellerinizle ona sunmak demektir ya."
"Ne yaşam tarzı ya?"
"Biz dertliyiz, bizim acımız var. Ama onlar hâlâ 'yaşam tarzı' diyor. Ne yaşam tarzı ya? Neye bir yasak getirildi? 14 yıl oldu. 2,5 yıldır Cumhurbaşkanıyım ondan önce Başbakandım. Biz nerede, kime ne yasak getirdik, söylesinler bakalım. Bu devletin anayasasına, yasalarına ters düşen bir şey olmadıktan sonra bu ülkede herkes inandığını inandığı gibi yaşamıştır, düşündüğünü düşündüğü gibi yazmıştır, çizmiştir, konuşmuştur ve her türlü özgürlük Batı'da olmadığı kadarıyla burada vardır. Kimse kusura bakmasın, bizleri enayi yerine koymasın. Biz kimin ne olduğunu gayet iyi biliyoruz."
Laiklik vurgusu
"Eğer bu kadar zamandır demokrasiyle, laiklikle, hayat biçimleriyle bir sorunumuz olmamışsa bundan sonra niye olsun? Üstelik bu makamda oturan eski cumhurbaşkanları gibi sırtında yumurta küfesi taşımayan birisi de değilim. Hep o yumurta küfesiyle yürüdüm ki bir tane yumurtayı kırmayayım. Çok dikkat ettim."
Trump'ın CNN muhabirini azarlaması
"Bakın Sayın Trump'ın basın toplantısında saygısızlık yapıldı. Trump da o grubun muhabiri veya köşe yazarını benzetti."
"Düne kadar DEAŞ çatısı altında kan dökenler..."
"Terör örgütlerinin sadece birer maşadan ibaret olduğunu, asıl mücadeleyi onların arkasındaki güçlerle verdiğimizi gayet iyi biliyoruz. Şu gerçeğin de farkındayız; eğer maşaları kırmazsak arkadaki güç mücadelesini kazanamayız. Bunun için bölücü örgütü kıpırdayamaz hâle getirmek için tüm tedbirleri aldık."
"Düne kadar DEAŞ çatısı altında kan dökenler, bakıyoruz bugün PYD/YPG kimliğiyle karşımıza çıkıyor. 'FETÖ' derseniz, ülkemize ve milletimize düşman kim varsa, tüm imkânlarını onun emrine veren kişiliksiz, kirli, satılık bir örgüt hâline geldi."
"Bu örgütün (FETÖ) Türkiye'de yaşanan darbe girişimindeki rolüne tereddütle yaklaşanlar, Rusya Federasyonu Büyükelçisi'ne yapılan suikastin ardından herhalde iknâ olmuşlardır diye düşünüyorum."
"Geldiğimiz noktada artık hiç değilse kartların açık oynanmasını umuyoruz. Kimsenin PYD için 'Bunların PKK ile ilgisi yok' diyecek hâli kalmadı. Çünkü bizzat NATO destekli yayınlarda bu ilişki, bu bağ tüm delilleriyle ortaya çıktı. Kimsenin 'Bizim tek önceliğimiz ve amacımız DEAŞ ile mücadeledir' diyecek durumu da kalmadı. Çünkü Türkiye'nin El Bâb operasyonu karşısında sergilenen tavır böyle bir hassasiyetin olmadığını gösterdi."
"Bölücü terör örgütü, milli birliğimizle birlikte bayrağımızı, vatanımızı, devletimizi de hedef aldı. FETÖ'nün 17-25 Aralık darbe girişimindeki öncelikli hedefi, devletimizi ele geçirmekti. 15 Temmuz'da ise çıtayı yükseltip tıpkı PKK gibi bu dört sütunun hepsine birden saldırdılar. DEAŞ derseniz, istismar ettiği kavramlar kimseyi aldatmasın. En başından beri bu toprakların, bu milletin, İslâm'ın ruhuna, özüne, varlığına düşmanlık üzerine kurulu bir örgüttür bu örgüt. DEAŞ bize İslâm'ı anlatmasın, bu millet İslâm'la yoğrularak ayağa kalkmıştır."
Kaynak: Al Jazeera, AA