`Örgütün işleri yasal mevzuata uyduruldu`
Isparta`daki FETÖ/PDY davasında, müşteki eski SDÜ Genel Sekteri Bayrak, "Numan Tamer`in göreve gelmesinin ardından FETÖ, SDÜ`yü akademik ve idari olarak işgal etti. Tamer, Isparta`da bu yapının en üst kişisiydi. İl imamından bile daha üstündü." dedi.
ISPARTA (AA) - Isparta'daFETÖ/PDY'ye yönelik soruşturma kapsamında haklarında dava açılan ve aralarında eski Isparta Valisi Memduh Oğuz, eski Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Rektörü Prof. Dr. Hasan İbicioğlu ile bazı eski rektör yardımcılarının da bulunduğu 48'i tutuklu 130 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Isparta 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşma, sanık sayısının fazlalığı nedeniyle adliyenin konferans salonunda yapıldı.
Duruşmada, eski SDÜ Rektörü İbicoğlu, eski rektör yardımcıları Prof. Dr. Talip Türcan, Prof. Dr. Süleyman Seydi, eski Bilgi İşlem Dairesi Başkanı Halil Karakoç, eski Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Tuğrul Sezer, iş adamları Bedri Ayhan, Alper Bayhan, Özcan Pınarcı, örgütün "Isparta bölge imamı" olduğu iddia edilen Osman Demirhan'ın da aralarında bulunduğu 48 tutuklu sanık ile tutuksuz yargılanan bazı sanıklar hazır bulundu.
Duruşmada "FETÖ üyeliği suçundan" hakkında başka bir dava daha açılan eski SDÜ Bilgi İşlem Daire Başkanı Halik Karakoç savunma yaptı. Mahkeme Başkanı Hacı Mustafa Yazıcı, Karakoç'a çocuklarını FETÖ okullarına neden yazdırdığını ve 17/25 Aralık'tan sonra Bank Asya'da, örgütün çağrısı üzerine mi hesap açtığını sordu.
Karakoç, FETÖ bağlantılı okulun Milli Eğitim Bakanlığınca denetlenen bir okul olduğunu ve bu nedenle çocuklarını oraya gönderdiğini, Bank Asyaya çocuklarının okul taksitini yatırmak için hesap açtığını savundu.
"Kişiye özel ilan çıkarıldı, örgütün işleri yasal mevzuata uyduruldu"
Daha sonra söz alan müşteki Sema Özek, üniversitedeki kreşte müdür olarak görev yaptığını söyledi. Eski rektör Hasan İbicioğlu'nun göreve gelmesinin ardından kendisini yanına çağırdığını ve eline bir liste verdiğini ifade eden Özek, "İbicioğlu, bana cemaat üyelerinin çocuklarının yazılı olduğu bir liste verdi ve bu listedeki çocukları kreşe kayıtsız ve ücretsiz olarak almamı istedi. Ben de kendisine bunun mümkün olmadığını söyledim. O da 'Sen yapmazsan yapacak birini bulurum.' dedi." diye konuştu.
Bu olaydan sonra kendisine sürekli mobbing uygulanmaya başlandığını, Yenişarbademli ve Yalvaç ilçelerindeki meslek yüksekokullarına gönderildiğini dile getiren Özek, daha sonra Yasemin Tarcan'ın kreş müdürlüğüne usulsüz olarak getirildiğini anlattı.
Üniversitede kendilerinden olmayanlara yönelik fişleme yapıldığını ifade eden Özek, tutuklu sanık eski SDÜ Genel Sekteri Mustafa Diri'nin 4B'den personel alımlarının kişiye özel ilanla yapılmasını ve örgütün işlerinin yasal mevzuata uydurulmasını sağladığını kaydetti.
Özek, kreşte müdürlük yaptığı dönemde kendilerinden "himmet" adı altında para toplandığını sözlerine ekledi.
"FETÖ, SDÜ'yü akademik ve idari olarak işgal etti"
Müşteki eski SDÜ Genel Sekteri Aziz Bayrak da 2011 rektörlük seçimlerinden önce FETÖ'nün kendi adayını seçtirmek amacıyla akademisyenlerden kurulu bir platform kurulduğunu, bu platform toplantılarına örgütün il imamı Osman Demirhan'ın da katıldığını söyledi.
Bayrak, platform kurulmadan önce örgütün ilk başlarda şu anda firari sanık olan eski SDÜ Rektör Yardımcısı Numan Tamer'i rektör olarak seçtirmek istediğini ancak Tamer'in sadece Tıp Fakültesi'nden oy alacağı düşünülerek Hasan İbicioğlu isminde karar kılındığını anlattı.
Platformun rektör belirlemek için değil, İbicioğlu'nun rektör seçmek için kurulduğunu dile getiren Bayrak, platform üyelerinin akademisyenlerin İbicioğlu'na oy vermeleri yönünde yönlendirildiğini dile getirdi.
Bayrak, İbicioğlu'nun göreve gelmesinin ardından ilk icraatının Numan Tamer'i rektör yardımcısı yapmak olduğunu ifade ederek, "Numan Tamer'in göreve gelmesinin ardından FETÖ, SDÜ'yü akademik ve idari olarak işgal etti. Tamer, Isparta'da bu yapının en üst kişisiydi. İl imamından bile daha üstündü." dedi.
İbicioğlu döneminde SDÜ'de FETÖ'nün kripto yapılanmasının ortaya çıktığını, yüzlerce kişinin "Bizden değil" denilerek SDÜ'ye alınmadığını belirten Bayrak, SDÜ yönetiminin yurt dışındaki FETÖ'ye ait üniversitelerle işbirliği yaptığını, bu üniversitelere SDÜ'den öğretim üyesi desteği sağlandığını kaydetti.
"SDÜ örgütte 'ağabeylik' görevi üstlendi"
Bayrak, SDÜ'nün örgütte "ağabeylik" görevi üstlendiğini vurgulayarak, bu desteğin 17-25 Aralık sonrasında da sürdüğünü dile getirdi.
İbicioğlu'nun kendisine genel sekreterlik görevini bırakması yönünde baskı uyguladığını anlatan Bayrak, "İbicoğlu bana "Bak Aziz Bayrak ben cemaatin desteğiyle seçimi kazandım. Cemaat senin burada durmanı istemiyor. Senin yerine benim seçilmemde yardım eden cemaatten birinin getirilmesi isteniyor. Benim hiddetimden kork.' dediğini belirtti.
Daha sonra Numan Tamer'in kendisine görevi bırakması için yazı gönderdiğini, anahtarlarının elinden alındığını kaydeden Bayrak, SDÜ'nün şu andaki rektörü Prof. Dr. İlker Çarıkçı'nın kendisine gelerek 'Senin durumunla ilgili cemaatle görüştüm. Senin kalman için razı edemedim. Seni istemiyorlar.' dediğini de iddia etti.
Bayrak, tutuklu sanık eski Isparta Valisi Memduh Oğuz'un kendisini telefonla aradığını, görevi bırakmasını istediğini, emekli olması halinde hakkındaki cinsel tacizle ilgili soruşturmayı kaldırılabileceğini söylediğini dile getiren Bayrak, bunu şantaj olarak algıladığını ve Oğuz hakkında da şikayetçi olduğunu kaydetti.
"Kantinciler haraca bağlandı"
Mahkeme Başkanı Yazıcı'nın Yüksek Öğrenim Sosyal Kalkındırma Eğitim ve Kültür Derneğinin faaliyetlerine ilişkin soruyu Bayrak, "Dernek, rektörün danışmanları ve şu ana tutuklu olan iki iş adamı Adem Demiralay ile Abdullah Nuri Yolcu tarafından kuruldu. Bu dernek üzerinden üniversitedeki tüm kantin işletmecileri haraca bağlandı. Para vermeyen işletmeciler taciz edildi." şeklinde cevapladı.
Bayrak, üniversiteye gelen yabancı öğrencilerden öğrenim harcı dışında para alındığını, bu paranın "öğrenci koçluğu" adı altında örgüte yakın öğretim üyelerine dağıtıldığını belirterek, Mevlana Öğrenci Değişim programı kapsamında da FETÖ'nün yurt dışındaki üniversiteleri ile protokol imzalandığını, böylece FETÖ militanlarının yetişmesine olanak sağlandığını kaydetti.
Sanık avukatları ve sanıkların sorularını yanıtlayan Bayrak, İbicioğlu'nun sorularına ise "Sana cevap vermek istemiyorum." diyerek cevap vermedi.
"Öğrencileri FETÖ bağlantılı yurtlara yönlendirmem istendi"
Müşteki Hülya Özmeren de şartları yerine getirmesine rağmen İbicioğlu döneminde kendisine kadro verilmediğini, 20 ay bekletildiğini söyledi. Özmeren, kadrosunun verilmeme nedeninin çevresinden duyduğu kadarıyla örgütün evlerine maddi destek sağlamaması olduğunu belirtti.
Müşteki eski SDÜ Bilgi İşlem Daire Başkanı İlksen Bağcı da İbicioğlu'nun Arnavutluk'ta FETÖ'ye ait bir üniversitede öğretim üyeliği yaptığını, bu şekilde İbicioğlu'nun rektörlüğe hazır hale getirildiğini anlattı. İbicioğlu'nun göreve başlamasının ardından kendisinden üniversiteye kayıt yaptıran öğrencilerinin listesinin ve bu öğrencilerin FETÖ bağlantılı yurtlara yönlendirilmesinin istediğini dile getiren Bağcı, kendisinin bunu kabul etmediğini ve bu nedenle görevinden alındığını sözlerine ekledi.