Erdoğan`dan ABD`ye: Dost demeye dilim varmıyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "`Dost` demeye dilim varmıyor ama en azından müttefik bildiğimiz ülkelere yakıştıramadığımız bu tablo karşısında elbette üzülüyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 9. Büyükelçiler Konferansı dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen toplantıda katılımcılara hitap etti.
FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminin, devlete ve millete yapılmış ilk ihanet olmadığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"Fakat hedefleri, uygulayıcıları ve sonuçları itibariyle bu darbe girişimi, en sinsi, en pervasız, en büyük ihanettir. 'Himmet, hizmet, diyalog ve eğitim' diyerek, devletimiz içinde örgütlenen, takiye yaparak kendini gizleyen, milletimizin malını, mülkünü, evlatlarını gasp eden bu çete, tarihimizin en alçak terör eylemini gerçekleştirmiştir."
"15 Temmuz turnusol kağıdı oldu"
Darbe girişiminin, hainler ve vatan aşıklarını ayrıştırdığına işaret eden Erdoğan, "15 Temmuz, nasıl içeride hainler ile vatan aşıklarını ayırmış, ayrıştırmışsa, dışarıda da aynı görevi icra etti. Bu hadise, dostlarımız ve müttefiklerimiz için de turnusol kağıdı oldu. Bunu çok açık, net gördük." dedi.
"Mücadelede asla rehavete kapılmayacağız"
FETÖ ile mücadelenin süreceğini bildiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Sinsi bir kanser hücresi gibi içimizde büyüyen, son 25 yıldır dünyayı bir ahtapot gibi saran böyle bir örgütle mücadele muhakkak kolay değildir. Bu mücadele, uzun zaman ve mesai alacaktır ama biz asla pes etmeyecek, rehavete kapılmayacağız."
"Bu ne menem iştir"
Masumlardan esirgenen sığınma hakkının, terör örgütü mensuplarına verildiğine dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sığınma hakkı, Suriyeli masumlardan, Arakanlı mazlumlardan, Afganistanlı, Afrikalı gariplerden esirgenirken Fetocu ve PKK'lı teröristlere altın tepside sunuluyor. Canını kurtarmak için bir tas çorba için kapılarına gelenleri kovanlar, darbecilere ve azılı teröristlere sahip çıkmaktadır. 'Dost' demeye dilim varmıyor ama en azından müttefik bildiğimiz ülkelere yakıştıramadığımız bu tablo karşısında elbette üzülüyoruz. Bakıyorsunuz şu anda ülkemizde kara listede olup kaçan Feto Terör Örgütünün mensubu, Amerika'da bir üniversiteye rektör olarak atanabiliyor. Bu ne menem iştir, bu nasıl bir şeydir? "
"FETÖ'nün manipülasyonlarına karşı müteyakkız olacağız"
FETÖ'nün sürece müdahalesine karşı tetikte olunacağını ifade eden Erdoğan, "FETÖ'nün manipülasyonlarına ve süreci sulandırma çabalarına karşı daima müteyakkız olacağız. Adalet terazisine halel getirmeden, sapla samanı karıştırmadan, masumla suçluyu iyi ayırt ederek mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz." diye konuştu.
"Hamdolsun başaramadılar"
Türkiye'nin, bir yandan FETÖ ile cebelleşirken diğer yandan da bölücü örgütle, DEAŞ'la ve DHKP-C ile mücadele ettiğini hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu terör örgütlerinin amacı, ülkemizi inanç ve etnik köken üzerinden bir çatışmanın içine çekmektir. Toplumumuzun farklı kesimlerini hedef aldıkları saldırılarla bu örgütler, Suriye ve Irak'taki ateşi ülkemize taşımaya çalışıyorlar. Misafirlerimizi hunharca katlederek ülkemizi bilhassa turizm yönünden yaralamak istiyorlar. Tüm gayretlerine rağmen, tüm pervasızlıklarına rağmen, medya, siyaset, akademi içindeki bazı kendini bilmezlerden aldıkları açık desteğe rağmen hamdolsun şimdiye kadar bunu başaramadılar."
"Yabancı karşıtlığını öncelikli gündeme almış bulunuyoruz"
İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığının yurt dışında yaşayanlar için güvenlik tehdidi haline geldiğini hatırlatan Erdoğan, "Yurt dışında yaşayan insanımız için ciddi bir güvenlik tehdidine dönüşen 'İslam düşmanlığı' ve 'yabancı karşıtlığı' konularını artık devletimizin öncelikli gündemine almış bulunuyoruz." dedi.
"Müttefiklerimizin sınıfta kaldı"
Türkiye'nin, milli güvenliğini ilgilendiren konularda masada ve sahada olmayı sürdüreceğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Son dönemde DEAŞ ile mücadele konusunda, maalesef müttefiklerimizin ve koalisyon odaklarının sınıfta kaldıklarını ifade etmek istiyorum. Güney sınırımız boyunca bir terör koridorunun veya terör örgütlerinin yuvalandığı kurtarılmış bölgelerin oluşmasına asla izin vermeyeceğiz. Milli güvenliğimizi ilgilendiren konularda masada ve sahada olmaya kesinlikle devam edeceğiz. Öte yandan, Irak'taki gelişmelere de kayıtsız kalmadık, kalmıyoruz ve kalmayacağız."
"Suriye'de barışın sağlanması noktasında umut belirdi"
Rusya ve İran'la Moskova'da düzenlenen toplantı ve diğer görüşmelerle Astana sürecinin zemininin hazırlandığını hatırlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şu an devam eden ateşkes, kırılgan olmasına, pek çok ihlallerle karşılaşılmasına rağmen, çok önemli bir fırsat penceresidir. Uzun bir dönemden sonra Suriye'de siyasi süreç aracılığıyla barışın sağlanması noktasında bir umut belirmiştir. Bunun heba edilmemesi için çalışmaya devam edeceğiz."
"Aktif çaba göstermeliyiz"
Erdoğan, dış politika çalışmalarına ilişkin, "Dış politikamızı dar, kurumsal ve ideolojik kalıplara, 'bekle gör'lere, 'acaba kim ne der', bunlara mahkum edemeyiz. Stratejik etkinliği hedefleyen, girişimci ve vicdani diplomasi anlayışıyla çalışmalarımızı sürdürmeliyiz. 'Önce tedbir sonra tevekkül' diyerek önlem almalı, devrede kalmalı, aktif çaba göstermeliyiz." dedi.
AA