Ergenekon Belgeleri Emirle İmha Edilmiş
Emniyete gelen bir ihbara göre, TÜBİTAK`ın &`;Alparslan Arslan`ın görüntüleri silinmiş” raporunun ardından OYAK şirketlerinde Ergenekon`la ilgili belgeler imha edildi.
DANIŞTAY saldırganı Alparslan Arslan’ın keşif günü görüntülerinin silinmesi ve saldırı günü Danıştay güvenlik kamera sisteminin devre dışı bırakılması soruşturması kapsamında yeni delillere ulaşıldı. Arslan’ın görüntülerinin silindiğine yönelik TÜBİTAK bilirkişi raporunun medyaya yansımasının ardından OYAK’ta imha operasyonu yapıldığı iddia edildi. Emniyete gönderilen ‘OYAK grubununun Ergenekon ilişkilerini gösteren belge ve CD’ler imha ediliyor’ ihbarından bir gün sonra teknik takibe takılan bir telefon görüşmesinde, şüphelilerin OYAK arşivindeki ‘meşhur raporlar, bilgi notlarını’ imha etmeyi konuştuğu iddia edildi.
‘Belgeleri 2 gün içinde silin’ emri
Ergenekon soruşturması kapsamında Danıştay saldırısına ilişkin teknik takip sürerken emniyete gelen iki ihbar mektubunda, Ergenekon’un OYAK kolunun bulunduğu ve bu bağlantıya ilişkin tüm belgelerin imha edildiği iddia edildi. Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Daire Başkanlığına 29 Nisan 2010‘da gönderilen ihbar mektubunda “OYAK içerisindeki Ergenekon yapılanması içerisinde elden haberleşme sistemi ile içlerinde Danıştay saldırısının görüntülerinin kamera kayıtlarının kopyaları dahil, OYAK grubunun Ergenekon terör örgütüne yıllardır finansman sağlaması, yapılan ve yapılacak olan çok sayıda eylemin planlarının olduğu, grup içerisinde Ergenekon kadrolaşmaları belge ve dokümanlarının en geç 2 gün içerisinde imha edilmesi emredildi” denildiği öğrenildi.
"OYAK kurtulana kadar sessiz olun"
‘Ergenekon Silahlı Terör Örgütü’ üyesi olduğu iddia edilen OYAK çalışanı listesinin de bulunduğu ihbar mektubunda “OYAK grubu bazı Ergenekon üyeleri olan yargı, asker, emniyet ve medya mensupları tarafından hileler ve delilleri karartma operasyonlarıyla kurtarılıncaya kadar tüm OYAK kurumu ve destekçilerinin sessizliğe gömülmesi emredildi” denildiği kaydedildi.
"Bilgi notlarını bilgisayarında bulundurma"
Bu ihbardan bir gün sonra, OYAK Güvenlik Genel Müdür Yardımcısı M.T.Ö ile OYAK çalışanı O.N.T arasında yapılan ve teknik takibe takılan bir telefon görüşmesinde, O.N.T’nin “Ben arşivdeki evrakların hepsini kaldırdım. 2004 yılları imha ettim. 5 yılı dolanları yalnız bu bilgi notları var meşhur raporlar bilgi notları” dediği iddia edildi. M.T.Ö’nün “Onların hepsini yok et” talimatı üzerine O.N.T.’nin “Hepsini sonuna kadar” dediği ve M.T.Ö.’nün “Eskileri imha et abi onları da bilgisayarında bulundurma ayrı bir şeye tak orada sende dursun daha sonra” dediği iddia edildi. O.N.T’nin “Tamam anladım” yanıtı alan M.T.Ö’nün “O. Beye de söyleyeceğim. Böyle burada oturup karaları bağlamanın da manası yok işimiz gücümüz var bizim” dediği, O.N.T’nin ise son söz olarak “Tamam o zaman eskileri imha ediyorum” dediği iddia edildi. OYAK Güvenlik Genel Müdür Yardımcısı M.T.Ö., kamera kayıtlarının silinmesiyle ilgili soruşturma kapsamında tutuklanmıştı.
İKİNCİ İHBAR: "Silme işlemi 3 gün sürdü"
İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne 1 Mayıs 2010’da gönderilen ihbar mektubunda ise, OYAK Grubunun Genel Merkezi, OYAK Savunma ve Güvenlik Sistemleri ve OYAK Renault otomobil fabrikasında, grubun Ergenekon ile bağlantılarını gösteren belge ve CD’lerin üçgün süren bir imha operasyonundan geçtiği iddia edildi. İhbarda ayrıca “OYAK grubunun suçları ve delilleri karatılıncaya kadar bütün yöneticilerin kesinlikle suskun kalması tüm Ergenekon bağlantılı yöneticilere gizlice emredildi” iddiası dikkat çekti.
OYAK yönetiminde astsubayların yeterince temsil edilmediği, üyelere kesintiyle orantılı adil ödeme yapılmadığı, bir takım piyasa işlemleriyle OYAK mensuplarının zarara uğratıldığı, generallerin akrabalarının işe alındığı, denetim yapılamadığı gibi iddiaları içeren çok sayıda şikayet başvurusu üzerine TBMM Dilekçe Komisyonu bünyesinde kurulan OYAK Alt Komisyonu, önceki gün OYAK Genel Müdürü Coşkun Ulusoy’u dinledi. Ulusoy’un verdiği rakamlar, astsubay üyelerin çoğunlukta olmasına rağmen yeterince temsil edilmediği eleştirilerini haklı çıkardı. Ulusoy, bu durumu TSK’da da astsubay fazla olmasına rağmen yönetimin subaylarda olmasıyla savundu.
"Astsubay üye sayımız daha fazla ama!"
İşte Ulusoy’un savunmasından bazı başlıklar: Subaya daha çok imkan tanınmış olabilir. Çünkü orduda da belirli mevkileri ve karar noktalarını işgal ediyorlar ve oraları yönetiyorlar. Temsilciler Kurulu’nda, 40 subay ve 28 astsubay, 3 uzman erbaş, 4 sivil var, yani 35 subay olmayan kişi var. Yani denge 35’e 40. Genel Kurul’da ise 9 subay, 8 astsubay, 1 uzman erbaş 1 sivil üye var. Üyelerimizin yüzde 20’si subay, yüzde 47’si astsubay, yüzde 10’u uzman çavuş, yüzde 12’si uzman erbaş ve yüzde 11’i diğer sivillerden oluşuyor.
Kıdemli başçavuş 16 bin 840 lira aidat yatırmış, hesabında 214 bin lira var. Kıdemli albay 20 bin küsur ödemiş 271 bin lira var. Orgeneral 642 bin lira alıyor doğrudur ama 40 küsur yıl katkıda bulunmuş. Prim miktarlarının kesinlikle rütbeyle alakası yok. Orgeneral üyelik süresince 24 bin lira ödemiş, 642 bin lira alacak, korgeneral ise 23 bin lira ödemiş 489 lira alacak ama orgeneral 5 yıl daha fazla para yatırdığı için. Astsubaylar 30 yılı geçmiyor ama bir orgeneral 40 yılı geçiyor. Bu konularda lütfen bize güvenin.
Bize ‘asteğmenden para kesiliyor ama iade edilmiyor’ deniyor. Bizde daimi üyelerin esas maaşının yüzde 10’u, asteğmenlerin esas maaşının ise yüzde 5’i kesiliyor. Asteğmenler için bu kesinti bir sigorta pirimidir maluliyet ve ölüm yardımı için. Bu durumda albay maaşının 20 katı hepsine aynı şekilde asteğmen de dahil ölüm yardımı yapılıyor. Araba sigortası gibi, bu sene çarpmadım parayı geri ver diyebiliyor muyuz?
STAR