Ebu Velid… Filistin direnişinin sembol ismi. Yaşayan şehit…

Mahmut Abbas bir İsrail televizyonunda konuşacak, “`Doğduğum yer olan El-Celil`deki Safed`i görmek hakkım, ancak orada yaşamak değil” diyerek Filistinlilerin işgal edilen toprakları üzerinde hakkı olmadığını ifade etmişti.

Halit Meşal… 45 yıl sonra Gazze`ye geri dönmüş, ilk attığı adımda eğilecek ve toprağı öpecekti. Bir toprak, iki farklı davranış biçimi.

Halit Meşal 1956 yılında Batı Yaka`da, Ramallah şehrinin Selvad köyünde dünyaya geldi. 11 yaşına kadar burada yaşayan Meşal, Batı Yaka İsrail tarafından işgal edildiğinde ailesiyle birlikte Kuveyt`e yerleşti.

Lise yıllarıydı. Aktif bir çalışma içerisindeydi. Bir yandan çeşitli camilerde fıkıh, tefsir ve akaid dersleri alırken; diğer yandan İhvan-ı Müslimin ile tanışmış öğrenci hareketlerinde yaptığı çalışmalarla nam saldı. Güçlü hitabeti, lider kişiliğiyle birleşince bu vasıfları onu içerisinde bulunduğu hareketin liderliğine taşıyacaktı.

Üniversitede Yaser Arafat`ın kurduğu Filistin Öğrenciler Grubu vardı. Halit Meşal`de üniversitedeki İslami düşünce mensubu öğrencilere liderlik yapacak, Hak Bloğunu kuracaktı.

Kuveyt`te İhvan-ı Müsliminin Filistin biriminde bulunan Meşal, 1987`de Filistin İslami Direniş Hareketi`nin (HAMAS) kurucu kadroları arasında yer aldı. Daha sonra HAMAS`ın siyasi birim başkanlığına getirildiğinde İsrail`in ölüm listesine girecekti.

25 Eylül 1997`de Ürdün`ün başkenti Amman`da 2 Mossad ajanının suikastine uğradı. Korumalarıyla birlikte HAMAS`ın bürosuna giderlerken kalabalığın içerisinden iki kişi aniden Halit Meşal`e saldırıp kulağının arkasına zehirli bir madde enjekte etti. Zehirin etkisiyle nefes alıp vermekte zorlanan Meşal kendisini kaybedince korumaları tarafından hastaneye kaldırıldı.

Meşal`in korumalarından biri kaçan Mossad ajanlarını takip ederek Medine caddesinde bir arabadan indiklerini fark etti. Mossad ajanlarıyla kavga edip ikisini de etkisiz hâle getirdi.

Ürdün yönetimi 2 Mossad ajanını gözaltına alarak İsrail`den ajanlara karşılık Meşal`e sıkılan zehirin panzehirini ve işgal zindanlarındaki Şeyh Ahmet Yasin`in serbest bırakılmasını istedi. Şartları kabul eden İsrail; panzehiri gönderdi ve Şey Ahmet Yasin`i serbest bıraktı.

1999 yılında İslam dünyasının çeşitli yerlerinde Filistin davasını anlattıktan sonra Ürdün`e dönecek, havaalanında gözaltına alınacak ve Ürdün`ün en kötü hapishanelerinden biri olan Cuveyda Hapishanesine konulacaktı. Çok kötü şartlar altında cezaevinde 61 gün kaldıktan sonra serbest bırakılacaktı.

16 yıl boyunca Hamas`ın Siyasi birim başkanlığı görevini yürüten Meşal, sürgünde olmasına rağmen Filistin halkının sözcülüğünü yaptı. Heryer ve zeminde Filistin halkının problemleriyle ilgilendi. Allah yolunda şehit olmayı o kadar çok istiyor ki; ziyaretçilerinden Kudüs özgürleştikten sonra şehit olmak için hep dua istiyor…

Ne güzel dua değil mi?