Gazze`ye yardım götüren Mavi Marmara gemisine Siyonist İsrail askerleri tarafından düzenlenen saldırı sonucu 10 kişinin hayatını kaybettiği olaya ilişkin davanın düşürülmesine tepki gösteren Mavi Marmara şehitlerinden İbrahim Bilgen`in oğlu Yusuf Bilgen, kararın kabul edilemez olduğunu ifade etti.

Gazze'ye insani yardım taşıyan Mavi Marmara gemisine Siyonist İsrail askerlerinin gerçekleştirdiği ve 10 kişinin hayatını kaybettiği saldırıya ilişkin davanın düşürülmesine geçtiğimiz günlerde karar verildi. Karara tepki gösteren Mavi Marmara şehitlerinin aileleri, Gazze`ye yönelik ablukanın tam olarak kalkıncaya kadar mücadelelerini sürdüreceklerini ifade ettiler.

Mavi Marmara şehitlerinden İbrahim Bilgen`in oğlu Yusuf Bilgen, babasının kabri başında İLKHA`ya yaptığı açıklamada davanın düşürülmesini değerlendirdi. Bilgen, Mavi Marmara davasının, kendi açılarından ve ümmet açısından asla düşmediğini ve düşmeyeceğini dile getirdi.

Yaşanan olayın başından beri şehit aileleri olarak herhangi bir tazminat taleplerinin olmadığını söyleyen Bilgen, asıl amaçlarının Gazze`deki ablukanın kaldırılması katliamı gerçekleştirenlerin cezalandırılması olduğunu belirtti.

Davanın takipçileri olacaklarını vurgulayan Bilgen, “Bu davanın düşürülmesi, ‘Türkiye vatandaşları öldürülüp, sonra Adalet Bakanlığı`na para gönderilerek bu işten sıyrılabilir`, anlamına geliyor. Bu da bizim kabul edebileceğimiz bir şey değildir. Mutlaka, bu zulmü yapanlar karşılığını bulmalıdır. Olayın tazminata indirgenmesi de çok kabul edilecek bir durum değil. En başından beri tazminatın derdinde olmadığımızı sürekli olarak kamuoyunda dile getiriyorduk.” dedi.

Amaçları, Gazze ablukasının kaldırılması, Filistin halkının özgürleştirilmesi olduğunu dile getiren Bilgen, bu doğrultuda bir sonuç çıkmasını arzuladıklarını, fakat çıkan sonucun kendilerini yaraladığını kaydetti.

“İstediğimiz doğrudan oradaki kardeşlerimize istediğimiz yardımları ulaştırabilmemizdi”

Bilgen, “Abluka kalkmış olsaydı,  Filistin`deki kardeşlerimiz rahata kavuşurdu ve bu bizim için yeterli olurdu. Ama baktığımız zaman tam tersi bir durum söz konusu. Tazminat adı altına adeta bize rüşvet veriyorlar. Abluka, sözde kaldırılıyormuş! Ablukanın sözde kaldırılmış olması bizi en fazla etkileyen olay oldu. Şimdi gitmek isteyen gidemeyecek. Devletin seçtiği gemiler, İsrail limanlarına uğrayıp, ancak öyle götürebilecek.  Oysa bizim istediğimiz bu değildi.  Bizim istediğimiz doğrudan oradaki kardeşlerimize istediğimiz yardımları ulaştırabilmemizdi. Şehitlerimizin de temennisi ve amacı buydu. Fakat şimdiki anlaşma bunu sağlayamadı. Bu açıdan baktığınız zaman bizim için bir başarı değil. Maalesef böyle gelişti. İnşallah bundan sonra daha farklı gelişir.” diye konuştu.

Bilgen, Mavi Marmara davasını ilk başta olumlu bir seyirde olduğunu ifade ederek, dava süreciyle alakalı şunları söyledi: “Bilindiği gibi hakkımızı arama yoluna gittik. Hem Türkiye`de hem de uluslararasında çeşitli davalar açıldı.  Bunların bir kısmında İsrail ceza aldı. Türkiye`deki mahkemeler de ilk etapta olumlu yürüdü. Tutuklama kararları çıktı. Ama sonrasında ne olduysa bizim de bilmediğimiz bazı nedenlerden dolayı bu tutuklama kararı için çıkarılan kırmızı bülten kararı, gerekli mercilere gönderilmedi. Dışişleri Bakanlığı tarafından bir oyalama söz konusu oldu. Sonrasında bu anlaşma metni karşımıza çıktı ve son olarak da bu anlaşmaya bağlı olarak yürütülen dava düşürüldü.”

“Bu davanın (Mavi Marmara) düşürülmesi bizi derinden yaraladı” diyen Bilgen, “Ama şunu da belirtmek isterim ki bu dava, bizim mahkemelere bağlı bir dava değil. Gönül isterdi ki, mahkemelerimizde bizim gönlümüzdekine paralel bir karar versin. Maalesef olmadı. Bu dava devam edecektir. Bizler, halkımızla beraber bu davayı yürütmek için elimizden geldiğince çalışacağız. Her şeye rağmen kanaatimce bu sonuç hiç olumlu değil.” şeklinde konuştu.

Bilgen, son olarak davanın düşürülmesine karşın gerekli mercilere itirazların yapıldığını ancak bundan da olumlu bir sonuç beklemediklerini sözlerine ekledi. (Şükrü Tontaş- İLKHA)