• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...
Siyonist israil Kudüs`ü başkent ilan etti
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

TARİHTE BUGÜN / DOĞRUHABER / İSTANBUL / 13 ARALIK

1048 - El-Birûni, Türk kökenli olduğu da ileri sürülen Farslı matematikçi öldü. Fars kökenli İslam bilgini Birûni`nin tam adı Ebu Reyhan Muhammed bin Ahmed el-Birûnî olup Batı dillerinde Alberuni veya Aliboron olarak geçer. Astronomi, matematik, doğa bilimleri, coğrafya ve tarih alanındaki çalışmalarıyla tanınır. Tanınmış ve seçkin bir aileden gelen Harezmli matematikçi ve gökbilimci Ebu Nasr Mansur tarafından kollanan El Birûni, ilk çalışmalarını bu alimin yanında yaptı. İlk eseri, "Asar-ül-Bakiye"dir.
El-Birûni`nin eserlerinin sayısı yüz seksen civarındadır. Yetmiş adet astronomi ve yirmi adet de matematik kitabı bulunmaktadır. Tıp, biyoloji, bitkiler, madenler, hayvanlar ve yararlı otlar üzerinde bir dizin oluşturmuştur. Ancak bu eserlerden sadece yirmi yedisi günümüze kadar gelebilmiştir. Özellikle Birûni'nin eserlerinin Ortaçağ'da Latince'ye çevrilmemiş olması, kitaplarının ağır bir dille yazılmış olmasının bir sonucudur. Ancak Birûni kendisinin de dediği gibi, yapıtlarını sıradan insanlar için değil bilginler için yazmaktaydı.

1805 – Sırplar, Osmanlı İmparatorluğuna karşı isyan başlatarak Kara Yorgi'nin önderliği altında Belgrad'ı ele geçirdiler. Balkanlardaki ilk isyan bayrağını açan Sırplar bu konuda diğer Balkan halklarını etkilemiş ve hepsi birden bağımsızlık talebinde bulunarak bu yönde mücadeleye girişmişlerdi.

1909  31 Mart ayaklanması başladı. İttihat ve Terakki`nin meydana getirdiği anarşi ortamında kimi dindar halk ve kimi padişah bağlıları, yapılan ihanetlerden rahatsız olmuş ve başkaldırmıştı. İttihat ve Terakki kendisine muhalif olanları ortadan kaldırma da dahil, her türlü kirli yöntemle susturma yoluna gitmiş ve içerde ve dışarda çok ağır tehditler ve şartlar altında kalan imparatorluğu büyük bir anarşi içerisinde bırakmıştı. Ayaklanma, İttihat ve Terakki`nin Selanik`ten çağırdığı ordu tarafından çok kanlı bir şekilde bastırılmış; fırsattan istifade baştan beri İttihatçılar için büyük bir engel olarak görülen II. Abdülhamit, tahttan indirilmişti.

1923—Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakına bağlı olarak Futbol Heyeti Müttehidesi (Futbol Federasyonu) kuruldu.

1925—Ankara İstiklal Mahkemesi, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ileri gelenlerinin evlerini arattı. Göstermelik muhalefet partisi olarak Mustafa Kemal`in isteği doğrultusunda kurulan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, halkın teveccühünü kazanmasının ardından, irtica bahanesiyle baskı altında tutulacak ve rejim açısından tehlikeli insanların toplandığı bir yer olmaya doğru gittiğinde de kapatılacaktı.

1934 Dil Komisyonu edebiyat derslerinin yeni uyduruk dile göre nasıl okutulacağını kararlaştıracak. Sözde Öz Türkçe adına tüm Arapça ve farsça kökenli kelimeler Türkçeden atılmış ve yerine uyduruk kelimeler konmuştu. Bu yeni uyduruk dili kimse bilmediğinden bunun öğretilmesi ve benimsetilmesi sorun olmuştu.

1936 Milli Eğitim Bakanlığı'nın yayınladığı genelgeye göre, öğrenciye soyadıyla hitap edilecek. Tam bir batı hayranlığı ve taklitçiliği ile uygulamaya çalışılan bu genelge, karşılık bulmamış ve bir süre sonra da unutulup gitmişti.

1937 - Japon İmparatorluk Kara Kuvvetleri, Çin Cumhuriyeti'nin başkenti Nankin'i ele geçirdi.

1949 – Siyonist İsrail Kudüs'ü başkent ilan etti. Arap-İsrail Savaşı'ndan sonra, Eski Kent ve Doğu Kudüs Ürdün'de, Batı Kudüs de İsrail'de kaldı. Kent, Birleşmiş Milletler kararlarına göre uluslararası kent ilan edilmişti. Kentin uluslararası ilen edilmesinin sebebi israil`in işini kolaylaştırmak ve Kudüs dahil diğer Filistin topraklarının kolayca işgal edilebilmesinin yolunu açmak olarak değerlendirilmektedir.

1967: Yunanistan ikiye bölündü. Albaylar Cuntası, Kral Konstantin'in yetkilerini elinden aldı ve yerine bir kral naibi tayin etti. Güneye Cunta, Kuzeye Kral hakim durumda. Bir süre sonra Cunta, bütün Yunanistan'ın kontrolünü eline geçirecek ve Krallığa son verecekti.

1975— Hıristiyan Falanjistler`in  27 Filistinliyi katletmesiyle Lübnan`da yıllarca sürecek olan iç savaş başladı. Lübnan İç Savaşı 1975'ten savaşın sona erdiği 1990 yılına kadar Lübnan'da yaklaşık olarak 150.000 ile 230.000 insanın ölümüne neden olmuştur. Yaklaşık 350.000 kişi yaralanmış bir milyondan fazla insan da ülkesini terk etmiştir. Ülkedeki siyasi ve toplumsal uzlaşmazlık Osmanlı Devleti'nin Lübnan üzerindeki hakimiyetini kaybetmesiyle başladı.

1985: SSCB, Karadeniz'de Türkiye`li balıkçıların 10 yıl süre ile kalkan balığı avlamasını yasakladı. Kalkan balığı, Sovyetler'e ait bölgeden çıkıyordu ve Türkiye`li balıkçılar ancak izinle kalkan avlıyorlardı.

1994—Radyo-Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) kuruldu. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Türkiye'de faaliyet gösteren tüm radyo ve televizyonların yayınlarını denetleyen kamu kuruluşudur.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun görev ve yetkileri 4756 Sayılı Yasayla değişik 3984 sayılı Kanunun 8. maddesinde belirlenmiştir.
Üst Kurul, öngördüğü yükümlülükleri yerine getirmeyen, izin şartlarını ihlâl eden, yayın ilkelerine ve Kanunda belirtilen diğer esaslara aykırı yayın yapan özel radyo ve televizyon kuruluşlarını uyarır veya aynı yayın kuşağında açık şekilde özür dilemesini ister. Bu talebe uyulmaması veya aykırılığın tekrarı halinde ihlâle konu olan programın yayını, bir ilâ on iki kez arasında durdurulur. Bu süre içinde programın yapımcısı ve varsa sunucusu hiçbir ad altında başka bir program yapamaz. Yayını durdurulan programların yerine, aynı yayın kuşağında ve reklamsız olarak, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına Üst Kurulca hazırlattırılacak eğitim, kültür, trafik, kadın ve çocuk hakları, gençlerin fiziksel ve ahlakî gelişimi, uyuşturucu ve zararlı alışkanlıklarla mücadele, Türk dilinin güzel kullanımı ve çevre eğitimi konularında programlar yayınlanır.

1995: Avrupa Parlamentosu, 149 ret oyuna karşılık 343 oyla Türkiye ile yapılan Gümrük Birliği anlaşmasını onayladı.

1998   PKK liderlerinden Şemdin Sakık ile kardeşi Arif Sakık, Genelkurmay Başkanlığı Özel Kuvvetler Komutanlığı'nın operasyonuyla yakalanıp Türkiye'ye getirildi. Şemdin Sakık`ın aslında kendi isteği ile Türkiye`ye teslim olduğu yönünde ciddi iddialar ortaya atıldı. Bu iddia Sakık`ın itirafçılık ve eve dönüş gibi yasalardan yararlanmak istemesiyle de kuvvet kazanıyordu.

2002: TBMM`de 3 maddelik mini anayasa değişikliği paketi benimsendi. Paketteki en önemli değişim, AK Parti lideri Recep Tayyip Erdoğan`ın seçilmesinin önündeki en büyük engeli oluşturan 76`ncı maddede gerçekleştirildi. Bu maddenin 2`nci fıkrasındaki ``ideolojik veya anarşik eylemlere`` ibaresi, ``terör eylemlerine`` şeklinde değiştirildi. Böylece, Erdoğan`ın Siirt konuşmasından dolayı siyasi yasağına yol açan 312`nci madde mahkumiyeti, Anayasa`nın öngördüğü yasak kapsamından çıkarılmış oldu.

2003: Irak`ın eski Devlet Başkanı Saddam Hüseyin, doğum yeri Tikrit'te ABD askerlerince düzenlenen operasyonla yakalandı. Saddam Hüseyin diktatörlükle yürüttüğü iktidarı süresince azınlık bir kesimin dışında tüm Irak halkının tepki ve nefretini kazanmış aynı zamanda ABD`nin kışkırtması ve desteği ile İran`a savaş açması tüm İslam dünyasında büyük muhalefet ile karşılanmıştı. İçte ve dışta prestiji düşen Saddam`ın artık ortadan kaldırılması gerektiğini düşünen ABD, Irak`ı işgal etmiş ve Saddam yakalanarak kurulan yeni Irak yargısına teslim edilmişti. Saddam Hüseyin, 30 Aralık 2006 tarihinde Kurban Bayramı'nın ilk gününde asılarak idam edildi. İdamından çok kısa bir süre önce ABD'liler tarafından Iraklılara teslim edilen Saddam Hüseyin'in idam cezası, Bağdat'ın kuzey mahallelerinden Kadimiye'de bulunan bir askeri üste infaz edildi. İdam cezasının gerçekleştirilmesi cep telefonlarıyla görüntülenerek saatler içinde internet üzerinden dünyaya dağıtılmış ve büyük bir yankı uyandırmıştır. Saddam Hüseyin'in idamı dünyada farklı tepkiler çekti. Hüseyin'in idamı ABD, İsrail ve İngiltere tarafından memnuniyetle karşılandı. Libya`da 3 günlük yas ilan edilmiş ve kurban bayramı kutlamalarına son verilmişti. Pakistan, Malezya ve Rusya yönetimleri de idam cezasının uygulanmasının ülkeyi iç savaşa doğru götürmesinden endişe ettiklerini açıklamışlardı. İlkesel olarak idam cezasına karşı çıkan AB olayı barbarlık olarak değerlendirdiğini, Hamas ise olayı siyasi bir cinayet olarak gördüklerini belirtmişti.

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir