• DOLAR 34.661
  • EURO 36.373
  • ALTIN 2929.745
  • ...
El - Celil
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Doğruhaber

Esma'ul Hüsna / El-Celil (cc) 

El-Celil, azamet sahibi, celâlet ve ululuk sahibi demektir.

Rahman Suresi (55), 78: “Celâl ve ikram sahibi Rabbinin adı ne yücedir!”

Esma-i Hüsna içinde Kebir, Celil ve Azîm isimleri, birbirlerine yakın anlamlar taşır dostlar. Kebir ismi şerifi Allah`ın zatının; Celil ismi şerifi sıfatlarının; Azîm ismi şerifi ise hem zatının ve hem de sıfatlarının kemalinin ifadesinde kullanılır. 

El-Celil ismi şerifi, kendisine hürmet edilen, saygı duyulan, ulûhiyet, yücelik ve aşkınlığı herkes tarafından bilinen, kabul edilen manalarına da gelmektedir. 

“Allah” lafza-i celâlinin anılmasından sonra, bir saygı ifadesi olarak kullanılan “Celle Celâluhû, Celle Şânuhû, Celle ve Alâ, Azze ve Celle” ifadeleri de “azameti büyük”, “şanı yüce” ve “ulu olan” anlamlarına gelir. 

Rahman Suresi (55), 26, 27: “Yer üzerinde bulunan her şey fânidir. Yalnız celâl ve ikram sahibi Rabbinin yüzü (zati) bakı kalacaktır.” 

El-Celil`dir O!

Varlığı ile “el-Celîl”dir. O`nun büyüklüğü, hiçbir ölçü ile anlatılamaz dostlar. Ama O, Yüce Allah kutsî bir hadiste “Beni ne yerim içine aldı ne göğüm, lakin mümin bir kulumun kalbi Beni içine alır!” (Aclûnî, Keşfu`l-Hafâ, II, 195; İmam Rabbânî, Mektûbât-ı Rabbânî, 287. mektup.) buyuruyor. 

Bu kudsî hadiste belirtildiği üzere, Hz. Allah (cc) kulunun kalbine teşrif ederek, sevgisiyle tüm ruh dünyasını doldurur ve insanın yüreğini, mekân boyutunda, yerlerden, göklerden üstün kılar. 

Bunda öyle ince nükteler vardır ki dostlar; “kalp” Allah`ın nazargâhı kılınarak; «Ben, kulumun kalbine günde 70 kez nazar ederim» buyrulmuştur, başka bir hadîs-i kudsîde.

Söyler misiniz bana, “...Ben kuluma şah damarından daha yakınım.” (Kaaf sûresi (50), 16) “Ben kulumun kalbine günde 70 kez nazar ederim” buyuran ve kul ile Rabbinin en yakın olduğu yerin “secde” mahalli olduğunu söyleyen Rabbimize ulaşmak bu kadar kolayken; O`ndan bu kadar gâfil, bu kadar uzak olmamızın sebebi, “bilmemek” değil mi dostlar? Bilmeye yolculuk bu! Bulmaya yolculuk bu! Sevgiyi ispata yolculuk bu! 

İlmi ile el-Celil`dir O!

O`nun ilmi her şeyi kuşatmıştır.

Evvelinden ahirine, her şeyin ilmi O`nun katındadır. Olacaklar, Levh-i Mahfuz`da yazılmıştır. O`nun bilmediği hiçbir şey yoktur. 

Saklananı, dışa vurulanı, fısıldananları, kötü söyleyenleri, güzel işleri ve sözleri ve dahi, “sinelerin özü»nü bilendir O! 

Bu mübarek ismin tecellileriyle, her hayrın, her güzelliğin, kudret ve ululuğun O`na ait olduğunu bilmeli; “Doğrusu güldüren de ağlatan da O`dur. Öldüren de dirilten de O`dur. Şüphesiz erkeği, dişiyi iki eş yaratan O`dur, atıldığı zaman bir nutfeden. Şüphesiz tekrar diriltmek de O`na aittir. Şüphesiz zengin eden de fakir kılan da O`dur.” (Necm Suresi (53), 43-48.) demeli; O`ndan başka hiçbir kapıya el açmamalıyız dostlar.

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir