Myanmar ve Müslümanların sessiz feryadı
Abdurrahman Kevakibi ne kadar da doğru söylemiş, eğer istibdat bir adam olup, kendini nesebiyle övmek isteseydi.
Şöyle derdi: Ben şerrim, babam zulüm, annem kötülük, kardeşim aldatma, amcam zarar, dayım zillet, oğlum fakirlik, kızım işsizlik, vatanım yıkım ve aşiretim cehalettir.” Şu an şerrin, zulmün, kötülüğün, aldatmanın, zararın, fakirliğin, işsizliğin, yıkımın ve cehaletin en çok yaşandığı yer Arap ve Müslüman âlemi değil midir? Zayıfın güçlüyü yediği vahşi bir ormanda mı yaşıyoruz? Acaba dünya tekrar çocukları diri diri gömen, sapık nikâhların yapıldığı ve diğer konularda tekrar cahiliye dönemine mi dönüyor? Yoksa soykırımların, çekişmelerin ve parçalanmaların yaşandığı bir asırda mı yaşıyoruz?
Müslümanların kanı kendi vatanları ve başka yerlerde kokuşmuş bataklıklarda yaşayan sivrisineklerin kanından daha ucuz bir hal aldı. Şuan Myanmar`da Müslümanlara yapılanlar, Suriye, Irak, Yemen, Libya, Orta Afrika ve diğer Müslüman ülkelerde yaşayan Müslümanlara yönelik yapılan katliamlar, yağmalar, yakmalar ve tecavüzlerden daha az ve daha çirkin değildir. BM ve uluslararası toplum örgütleri Müslümanlara öfkeli pençelerini, dişlerini göstererek yapılan hiçbir katliama seslerini çıkarmıyorlar. Diğer taraftan Paris`te yapılan patlamalara karşı harekete geçip, bir daha oturmuyorlar. Kırktan fazla ülke Fransa`yla işbirliği yapıp, her türlü desteği sağlıyor. Çünkü bu onların hakkıdır. Ancak Müslümanların kanı döküldüğünde, ırzları çiğnendiğinde, kadınları tecavüze uğradığında, malları gasp edildiğinde, tarlaları yakıldığında, toprakları işgal edildiğinde ve vatanlarından kovulduklarında hakları nerede?.. Kimse sormuyor.
Putperest Budistler Burma`da on milyon Müslümanı katlediyor, onları yakıyor ve gasp ediyorlar. Müslümanlara karşı birleşen BM, Burma`da olanları sadece seyretmekle yetiniyor. Ne bir kınama ne de bu suçlara karşı bir açıklama yapıyor. Çünkü biz Müslümanların diyeti yoktur! Kanımız ve ırzımız herkese helaldir! Biz kimsenin aklına bile gelmeyiz. Elimizde olan her şey onlara helal olmaya layıktır!..
Diğerlerini anladık peki, Müslüman ülkelerin idarecileri, kralları, liderleri, hükümetleri ve halkları neredeler? Abbasi halifesi Mu`tasım Billah`ın, Müslüman bir kadın için yaptığının ne kadarını yapıyorlar? Şöyle ki, Amuriye şehrinin Rum valisi, yağmaladığı Müslüman kasabalarından birisinden birçok esir alır. Bu esirler içinde bulunan bir Müslüman kadın Rum valisinin kendisine eziyet ve hakaretleri karşısında “VaMu`tasımah (Mu`tasım neredesin?)” diye haykırmıştır. Mu`tasım bunu duyduğunda Rum valisine bir elçi göndererek, şunları söyler: “Müminlerin Emiri Mu`tasımBillah`dan Rumların köpeğine! Şehirden ya kendi rızanla çıkacaksın ya da gelir seni rezil bir şekilde çıkarırım” buna karşılık Rum valisi elçiye, “halifeniz neye güç yetiriyorsa yapsın” diye cevap verir. Bunun üzerine Mu`tasım Billah 90 bin kişilik bir ordu hazırlayıp Amuriye`yi kuşatma altına alır. Şiddetli çatışmalar sonucunda Rum askerleri kaçar. Mu`tasım`ın ordusu Rumların çadırlarını dahi yakarak onları zelil bir şekilde şehirden çıkarır. İşte İslam`ın izzeti ve büyüklüğü budur. Mu`tasım Billah esir bir kadını kurtarmak için 90 bin kişilik bir orduyu savaşa sürebiliyor.
Myanmar`da bu yılın başında Müslümanları katletmeye yönelik bir soykırım başlattılar. Şubat ayında silahlı Budistler, Müslüman köyleri yakıp, yıktılar. 500 bin kişiyi katledip, binden fazla kişiyi de yaraladılar. Ardından iki ay sonra askerlerle beraber Tuncu şehrine saldırdılar orada da büyük katliamlar yaptılar. TV kanallarında yayınlanan vahşet fotolarını herkes görmüştür. Budistler Müslüman halka saldırıp, dünyanın gözü önünde katliamlar yapıyor. Yaşanan bunca katliam ve kanunsuzluklara rağmen kimsenin vicdanı sızlamıyor. Bu katliamlara dur demiyor… İşte böyle bir dünyada biz Müslümanlar sürekli kurbanlarız. Yarabbi bize güç ver, ırzlarımızı koru, ülkelerimize emniyet ver, bizim günahlarımız yüzünden senden korkmayan ve bize merhamet etmeyecek zalimleri bize musallat etme!
Muhammed Kerişan Çeviri: Mücahid Temel