`TV`lerdeki dizi ve programlar evlilik dışı ilişkiyi özendiriyor`
Televizyon kanallarından yayınlanan dizi ve programların çoğunun ahlaksızlık üzerine kurgulandığına dikkat çeken akademisyenler, gerekli önlemleri almaları için başta RTÜK ve diğer yetkililere çağrıda bulundular.
Televizyon ekranlarında yayınlanan ve toplumu adeta kendine bağımlı kılan bir çok program ve dizinin, sorumsuz bir yayıncılık anlayışıyla hazırlandığı, dizilerde yer alan kişiler ve hayat tarzlarının toplumda yozlaşmaya sebep olduğu, aynı zamanda ahlaki bir çöküşün de önünü açtığı belirtildi.
Televizyon kanallarında artış gösteren ve aile yapısına zarar veren, özellikle de gençler üzerinde ciddi anlamda ahlaki tahribatlara neden olan dizi ve programların arttığına dikkat çeken Kadın Aile ve Gençlik Merkezi (KAGEM) Gaziantep Şube Müdürü Akademisyen Zehra Ünal, ahlaki ve dini değerleri göz ardı edilen toplumun reyting kaygılarına heba edildiğini vurguladı.
KAGEM Gaziantep Şube Müdürü Akademisyen Zehra Ünal, ahlaki yozlaşma, maddiyata bağlı aile içi şiddet, evlilikten önce yaşanan flört tarzı ilişkiler ve özellikle TV ile sanal alemde yer alan bazı aldatma ve gayrı meşru ilişkiler üzerine kurgulanmış dizilerin toplum üzerinde olumsuz etki bıraktığına dikkat çekti.
"Toplum sağlığını bozacak yayınların yapılmaması gerekir"
Son zamanlarda TV`lerde artan evlilik programlarının toplum üzerinde olumsuz bir etki oluşturduğunu ve bu tür programların başta evlilik kurumunu, aile yapısını ve toplumsal ahlakı zedelediğini vurgulayan Ünal, “Özellikle bu evlilik programları, gerçekten bizim gündemimizde de çok yer ediniyor. Biz kadın ve genç kızlarla da bunun üzerine çok konuşuyoruz. Burada devletin bir yaptırımı olması gerekiyor. Biz de bunu destekliyoruz. Çünkü RTÜK denilen bir sistem var. Televizyonları denetlemesi ve gerçekten toplum sağlığını bozacak yayınların yapılmaması gerekiyor. Biz ciddi anlamda bununla ilgili şikayetleri iletiyoruz.” dedi.
Toplumun İslami değerleriyle örtüşmeyen, gençleri özendirerek yozlaştıran, nesli ifsat eden ahlaksız dizi ve programlara halkın da izlemeyerek tepki vermesi gerektiğini belirten Ünal, ciddi anlamda bu programlardan şikayet edildiğini, ancak maalesef reyting oranlarının yüksek olduğuna dikkat çekerek, şöyle konuştu:
“Fakat ben halkın da bu konuda bir tepki vermesini bekliyorum. Özellikle de 15 Temmuz'dan sonra halkımızın, gerçekten aktif bir kitle olduğunu gördük. Yani haksızlık karşısında yerinde durmayan ve canını dahi hesaba katmadan kendini gösteren bir toplum gördük. Bu noktalarda ise biraz pasif kalıyoruz. Ciddi anlamda bu tür programlardan şikayet ediliyor. Fakat reyting oranları ise yüksek. Bu ise bir zıtlık oluşturuyor. Yani reyting oranları yüksek olan bir programı tabi ki bu materyalist ve kapitalist televizyon dünyası, yayınları kaldırmak istemeyebilir. Ama halkın buna tepki vermesi gerekiyor. Tepki nasıl verilecek, izlenmeyerek tepki verilecek. Bunların önüne geçilerek verilecek. Ama reyting oranları da çoğu diğer programlardan daha önde gidiyor. Aslında baktığımızda toplum için bir handikap. Ama bu çok izleniyor diye iyi bir şey mi, tabii ki Değil.”
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, kadın milletvekilleri ve RTÜK`e de çağrıda bulunan Ünal, “Buradaki sitemi, sadece reytingi yüksek ve para kazanılan bir sistem olarak düşünmemek gerekiyor. Bu bir oyun. Ahlakı bozan, evlilik müessesini sadece görüş ve elektrik alma gibi nedenlerle maddiyata döken bir sistem haline getiriliyor. Bundan dolayı bütün bürokratların, özellikle kadın milletvekilleri ve kadın STK başkanlarımızın da bu noktada toplanıp bunlarla ilgili artık çözüm odaklı olması da gerekiyor. Sadece eleştirmek değil, çözüm odaklı neler yapılabilir, tartışması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
Evlilik programlarını da eleştiren Ünal, özellikle evlilik ile ilgili, gençlere kötü tecrübeler gösterildiğini vurgulayarak, “Bu konuda yaralı bir nesiliz. Çünkü özellikle biz gençlerle ilgili yapılan çalışmalarımızda hep şunu görüyoruz ki, evlilik ile alakalı düşüncelerde çok farklılaşma meydana geliyor. Özellikle yeni nesil dediğimiz arkadaşlarımızın muhatap olduğu, sosyal medya olsun, televizyondaki diziler olsun ve dinlediği müzik olsun, hepsinde bir evliliğe karşı negatif bir düşünce oluşturuluyor.” diye konuştu.
Dizilerde evlilik dışı ilişkilere önem verildiğini, bu durumun ise gençler üzerinde evlilik ile alakalı kötü düşünceler oluşturduğunun altını çizen Ünal, dinimizin evliliği bir koruma alanı olarak belirlediğini bu gerçeğin gençlere iyi anlatılması gerektiğini ifade etti.
Ünal, “Biz gençler arasında bir araştırma yaptık. Genellikle şu sonucu çıkardık. Engellenmişlik hissi bu konuda çok etken oluyor. Evlilikle ilgili sanki bir hapishane mantığı ile düşünülüyor. Özgürlüklerini engelleyici bir kısıtlama alanı olarak düşünülüyor. Diziler de zaten evlilik dışı ilişkilere önem verdiği için ve bunu özellikle de konularında işlediği için, gençlerimizde evlilik ile alakalı kötü düşünceler oluşturuyor. İşte evlilik dışı ilişkilerin güzel olduğuna dair, evlilik dışı ilişkilerin daha rahat işlenebilir ortamlarda bulundukları için evlilik ile alakalı ciddi sıkıntıları var. Biz özellikle Kadın Aile ve Gençlik Merkezi (KAGEM) olarak evlilik ile alakalı bu engellenmişlik hislerine karşı ve bu yanlış düşünceye karşıyız. Çünkü biz biliyoruz ki dinimiz evliliği bir koruma alanı olarak belirliyor. Yani bekar bir insan ile evli olan bir insanın toplumda korunmuşluğu farklı boyutlara ulaşıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
"Evliliği gençlerimize çok boyutlu anlatmamız gerekiyor"
Çocuk gelin ve erken evlilik yaşı gibi meselelerin birileri tarafından bilinçli olarak farklı boyutlara çekildiğini anımsatan Ünal, “Bununla beraber hep gençlerimizin zihinlerinde evlilik ile alakalı hep kötü düşünceler oluşturulmaya çalışılıyor. Bizim buna çok dikkat etmemiz gerekir. Aileler ve eğitimciler olarak evlilik müessesini tekrardan gençlerimize çok boyutlu anlatmamız gerekiyor. Bunun aslında çok iyi bir durum olduğunu ve çok sevaplı bir iş olduğunu ayrıca da insan fıtratına ve doğasına en uygun bir hareket olduğunu gençlerimize tekrardan anlatmamız gerekiyor. Peki, bu nasıl olacak, bunun yolu eğitimle oluyor. Erkeklerimizi artık farklı düşünen bir birey olarak yetiştirmek gerekiyor. Hem de gençlerimize evliliğin kısıtlayıcı değil de bireyi daha ileriye götürecek, destek olacak, size her boyutta arkanızda, yanınızda, önünüzde güç olan bir müessese olarak inşa etmemiz gerekiyor. Biz bu konuyu çok önemsiyoruz.”ifadelerini kullandı.
Özellikle lise çağında olan gençlere ciddi eğitimlerin verilmesi gerektiği tavsiyesinde bulunan Ünal, “Çünkü bu konuda eksik kalıyoruz. Bizden daha çok çalışan karşı bir cenah var. Dizilerle, müziklerle, reklam filmleri ile ve kitaplarla bunun tersine çalışan çok büyük bir güruh var. Biz inşallah el birliği ile gençlerimizi, kızlarımızı ve erkeklerimizi kendini bilen, ayakları yere basan ve ne istediğini bilerek evlilik yapan bir nesil olarak yetiştirmemiz gerekiyor. Çünkü inanın bu zamanda yaşadığı bütün sıkıntılarının en büyük sebebi iyi bir ailede yetişemeyen çocuklardır. İyi bir ailede yetişemeyen çocuklar, nereye çekersen oraya giden bir gençlik oluyor.” şeklinde konuştu. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)