• DOLAR 32.582
  • EURO 35.004
  • ALTIN 2457.373
  • ...
Ahde vefa - 2
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Doğruhaber

“Efendim; dün hurma bahçelerinin yanında bir kavga gerçekleşmiş. Adamın biri, bahçesinden meyve yiyen ata taş atmış. At ölmüş. Atın sahibi de gelip bahçe sahibiyle kavga etmiş. Kavgada bahçe sahibi ölmüş. Ölen adamın çocukları da atın sahibini yakalayıp buraya getirmişler. Kapıda bekliyorlar.”

Müminlerin Emiri toparlandı: “Bırakın gelsinler.” dedi. Kapı açıldı, içeriye üç kişi geldi. Ortada duran adam, suçu işleyendi. Müminlerin Emiri, baştan aşağı süzdü adamı. Bu adam ne bir hırsıza benziyordu, ne de suçluya. Giyinişi, davranışı varlıklı biri olduğunu gösteriyordu. Müminlerin Emiri merak içindeydi, sordu:

“Neden öldürdün bu gençlerin babasını? Neden yaptın?”

Önünden kaldırmadığı başını sorulan soru ile kaldırdı. Bakışları soruyu soranda tutukluydu. Cevabı ümitsizceydi:

“Adam atımı öldürdü, atı o hâlde görünce dayanamadım. Kendimi kaybettim. Bir anlık öfke ile olan oldu. Pişman oldum ama iş işten geçmişti.”

Ölen adamın çocukları araya girdiler:

“Ey müminlerin emiri, biz bu adamın babamıza yaptığına karşılık kısas istiyoruz.” dediler.

Hadise açık ve netti. Failde belliydi. Adam suçunu kabul etmişti. Verilecek hüküm belliydi. Ölen adamın ailesi kısas istemişti. Müminlerin adaletli emiri kararı açıkladı: “Bu suçun cezası kısastır!”

Söyleyecek bir şeyi vardı idama götürülmeden önce… Müminlerin Emirinden söz istedi. Söz hakkı verilince:

“Ey müminlerin emiri! Ben yaşadığım yerde oldukça zengin bir insanım. Babam vefat ettiği zaman yüklü miktarda altın bıraktı. Kardeşim küçük olduğu için, hakkı olan altını büyüyünceye kadar saklamayı düşünüyordum. Bana üç gün mühlet verin. Kardeşimin bende kalan emanetini, ölmeden evvel ona teslim edebileyim. Aksi hâlde ben hakkını vermediğim için, siz de hakkını vermeme izin vermediğiniz için yetim hakkına girmiş olacağız.” dedi.

Müminlerin Emiri yanında oturan Amr bin As`a baktı. Amr: “Biliyorsun Ey Ömer! Bu adam suçu gereği kısas edilecek. Kaçıp gitmeyeceği ne mâlum. Böyle bir durumda, yerine birinin rehin alınması gerekir.” dedi. Müminlerin Emiri adama döndü bu kez: “Sen, buraya yabancı bir insansın. Gidip gelene kadar birinin senin yerine rehin olarak kalması gerekiyor. Kim tanımadığı biri için böyle bir şey yapsın?” dedi.

Adam Amr bin As`a dönerek çaresizce baktı. Sonra: “Ey müminlerin emiri! Bu adamı benim yerime rehin alsanız olmaz mı? Bu adam Peygamber Efendimiz (asm)`ı dünya gözüyle görenlerdendir. Bu adam bana kefil olmaz mı?” dedi.

Amr bin As, adamın söylediklerini duymuştu: “Pekala, sana kefil oluyorum. Git, emanetini sahibine ulaştır ve gel. Ölüme birkaç adım kalmış olmasına rağmen, bu iyilik karşısında içi sevinçle doldu. Müminlerin emirinden müsaade alarak huzurdan ayrıldı.

Üçüncü günün son saatleriydi. Zaman kum saatinden dökülüyor. Vaktin çemberi gittikçe daralıyordu. Şehre ne gelen olmuştu, ne de giden. Gergin bekleyiş sürüyordu. Kısas hükmüne göre cezanın uygulanacağı kişi yerine birini rehin olarak bırakır ve geri dönmez ise kısas rehin alınan kişiye uygulanırdı. Bu nedenle hiçkimse suç işleyenlerin yerine rehin kalmazdı.

Derken bir ses geldi kapının eşiğinden: “Efendim, idam edilecek adam geldi!” Müminlerin Emiri hemen içeri alınmasını emretti. Tutulan nefesler bırakıldı. Ahdine sadık kalmış, sözünü tutmuştu. Nasıl gittiyse öylece dönmüştü. Müminlerin emiri şaşkınlıkla sordu: “Neden döndün? Kaçabilir, gelmeyebilirdin. Neden böyle bir fırsatta kaçmadın?”

Elindeki emaneti sahibine ulaştırmıştı. Artık gönlü rahattı. Müminlerin emirine bakarken, yüzünde kederden iz yoktu: “Ahde vefasızlık etti dememeniz için.” cevabını verdi. Müminlerin emiri bu cevab karşısında Amr bin As`a döndü:

“Peki; Amr, sen neden kabul ettin. Bu adamı tanımıyorsun. Neden kefil oldun?” dedi. Amr bin As bu soru karşısında: “Burada bu kadar kişi varken beni seçti, İnsanlık öldü dememeniz için.” dedi.

Bu konuşmalar esnasında ölen adamın çocukları ayağa kalkarak: “Biz bu davadan vazgeçiyoruz. Kısas istemiyoruz.” dediler. Müminlerin emiri değişen bu kararın sebebini anlamamıştı. Sordu: “Durmaksızın babanızın kanını talep ederken, davanızdan neden vazgeçtiniz? dedi.

Ölen adamın büyük oğluydu cevabı veren: “ Merhametli insan kalmadı dememeniz için…”

Bu haberler de ilginizi çekebilir