EL BASİR
DOĞRUHABER / ESMA'UL HÜSNA / EL – BASİR
Aydınlık veya karanlıkta küçük ve büyük her şeyi gören, her şeyi en iyi gören ve hiçbir şeyin kendisinden saklanamadığı anlamlarına gelmektedir.
“... O, en güzel görendir...” (Kehf – 18)
Allah (cc) El-Basir`dir. Her şeyi en iyi şekilde görendir. Küçük büyük, acık gizli her şeyi görendir. Kapkara bir gecede, simsiyah bir taş üzerindeki kapkara bir karıncayı veya daha da küçük bir yaratığı gören ve onun da rızkını verendir.
“Gözler O`nu (ihata edip) kuşatamaz, O ise bütün gözleri (ihata edip) kuşatır. O, lûtuf sahibidir, her şeyden haberdardır.” (Enam – 108)
Kâinattaki hiçbir şey Rabbimizden gizli kalamaz. O her şeyden haberdardır. Geceleri karanlık gecelerde hiç kimsenin görmediği bir yerde Rabbi için gözyaşı akıtan kişiyi de, karanlık gecelerde günaha bulaşanı da… Kapalı kapılar ardında Müslümanları birbirine düşürmek için plan proje yapanları da… Sadece görmekle kalmayıp tuzak ve hesaplarını başlarına geçiren de O`dur…
Allah`ın her şeyi görmesi adalet için olmazsa olmazdır. Eğer Allah (cc) her şeyi görmemiş olsaydı, mutlak adaletten bahsedemezdik. Savunmasını iyi yapanlar haklı, zavallı mazlumlar ise haksız olurdu.
Beşeri mahkemeler öyle değil mi? Şu anda zindan kapıları arkasına kapatılan Müslüman tutsaklar hangi adalet gereği orada tutuluyor acaba… Evet, bu dünyada haksızlıklar yaşanabilir ancak Mahkeme-i Kübrada hiçbir şey gizli kalmayacak, Allah (cc)`ın El-Basir ve Al-Adl isimleri gerçek adaleti gözler önüne serecektir… Boynuzsuz koyun boynuzlu koyundan hakkını isteyecek, zerre kadar haksızlık yapanlar hesap verecektir…
Ayrıca İnsanoğlunun, icat ettiği uydular ve kameraların görmesi El-Basir isminin tecellisidir. Ancak bunlar El-Basir ismi ile kıyaslanmayacak kadar aciz varlıklardır. Allah`ın görmesi ile insan ve icatlarının görmesi hiçbir şekilde birbirine benzemez…
İnsan, ancak içinde bulunduğu ortamda ve aydınlıkta etrafını görebilir. Yüce Allah ise kulunu, içinde bulunduğu odayı, o odanın içinde bulunduğu evi, evin yerleştiği şehri, o şehrin içinde bulunduğu memleketi, o memleketin dâhil olduğu kıtayı, dünyayı, dünyayı taşıyan uzayı, uzayın içinde bulunduğu kâinatı da görmektedir.