"Davamızın esası halkın dünya ve ahiret saadetidir"
Ölüme, ateşe, çukura değil; halkı selamete, sükûnete, adalete ve emniyete davet ettiklerini söyleyen HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Yavuz, "Davamızın esası halkımızın dünya ve ahiret saadetini temin etmektir." dedi.
Bir dizi temaslarda bulunmak üzere Batman`a gelen HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Yavuz, parti üye ve gönüllülerine yönelik düzenlenen “Dava Bilinci ve Şuuru” konulu seminerde konuşarak, önemli değerlendirmelerde bulundu.
Seminere HÜDA PAR İl Başkanı Mehmet Emin Doğru, Merkez İlçe Başkanı Ömer Faruk Dursun, HÜDA PAR Batman Gençlik Kolları Başkanı M.Enes İmir ile parti üye ve gönüllüleri katıldı.
Yaptığı konuşmada, dava şuurunun oluşabilmesi için kendilerinin bir hazırlığının olması gerektiğinin altını çizen HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Yavuz, “Esasımız Kitabullaha dayanıyor. Bizim bütün meşruiyet kaynağımız budur. Bütün çalışmalarımızın dayanak noktası da esasen budur. İster siyaset, marifet, ticaret, adalet, emniyet, ister dernekler veya eğitim faaliyeti fark etmez, meşruiyetimizin temeli Allah`ın kitabına dayanıyor. Allah`ın kitabından kaynağını almamışsa o siyasetin de ticaretin de emniyetin de adaletin de marifetin de herhangi bir geçerliliği yoktur. Demek ki meşruiyetimizin kaynağı budur.” dedi.
“Her alanda dosdoğru olmamız gerekiyor”
Her işte adaleti uygulamak için Allah`ın emrettiği şekilde dosdoğru olunması gerektiğini vurgulayan Yavuz, “Adaleti uygulamakla emrolunduğumuzu ifade edebilmemiz için emrolunduğumuz gibi dost doğru olmamız gerekiyor. Bizim dava şuuruna erebilmemiz için öncelikle davetin anlamını bilmemiz gerekiyor, insanları çağıracağız ve bu çağrı ömürboyu sürecek olan bir çağrıdır. Bu çağrının hem Allah nezdinde hem de Allah`ın kullarının önünde bir karşılığının olabilmesi için bizim bir hazırlığımızın olması lazım ve bizim dosdoğru olmamız gerekiyor. Hangi alan ile uğraşıyorsak uğraşalım, bizim mutlaka dosdoğru olmamız gerekiyor. ” diye konuştu.
Şahsi menfaatleri için değil, karşılığını sadece Allah`tan bekledikleri halkın idaresine talip olduklarını vurgulayan Yavuz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Biz bu toplumun idaresine talibiz. Şahsi veya ailevi menfaatlerimiz için değil. Birincisi, Rıza-i Bari, ikincisi cennet, üçüncüsü ise cehennemden kurtulmak içindir. İşte siyasetçinin yüklenmesi gereken dava şuuru budur. Karşılığını Allah`tan bekliyoruz. Bu dava şuuruyla hareket ediyorsak, sorun artık bitmiştir. Çünkü bizim öncümüz Resullulah`ın (sav) pratiği ve Selef-i Salihin uygulaması göz önündedir.”
“Selamete, adalete, emniyete davet ediyoruz; ölüme, ateşe, çukura değil”
Topluma karşı bir mesuliyetlerinin olduğunu söyleyen Yavuz, “Bizim bu topluma ve halka karşı bir sorumluluğumuz var. Onların hem maddi hem manevi, yani hem dünya hem ahretlerinin mutluluğunu onlara temin, tedarik edecek bir ortam hazırlamamız gerekiyor. Halka karşı görev ve sorumluluğumuz budur. Biz onları Allah`ın çağırdığı gibi Darüsselam`a (huzur yeri, selamet evi) çağırıyoruz. Selamete, sükûnete, adalete, emniyete davet ediyoruz; ölüme, ateşe, çukura davet etmiyoruz, edemeyiz. Çünkü insanın fıtratına aykırıdır. Ne ölüme çağırabiliriz onları, ‘gençlerinizi verin öldürelim, bizim için ölsünler, yaksınlar kendilerini` hayır, yaşasınlar. Biz yaşatma medeniyetinin çocuklarıyız. Darüsselam medeniyetinin çocukları olarak onların yaşaması, kendilerine, ailelerine ve toplumlara faydalı olması için ortam hazırlamak zorundayız.” ifadelerini kullandı.
“Hür davamızın esası halkımızın dünya ve ahiret saadetini temin etmektir”
“Biz ölme ve öldürme medeniyetinin değil, bilakis yaşatma, ihya etme; tek bir tanesini bile ihya ettiğimiz zaman bütün bir insanlığı yaşatma sevabını kazanacak bir anlayışa sahibiz.” diyen Yavuz, son olarak şunları söyledi:
“Onun için bizim medeniyetimizin esası yaşatmadır, topluma kazandırmaktır, öldürmek değildir. Ateşin içine atmak değildir. Ne kendilerini ne de halkını ateşe, kaosa, anarşiye, istikrarsızlığa teslim etmek değildir. Emniyete, sükûnete, huzura, cennete çağırıyoruz. Adaleti uygulamakla emrolunduğumuz için onun karşılığında halkımızın cebindeki bir kuruşa dahi tenezzül etmeden, sırf karşılığını Allah`tan bekleyerek israf, rüşvet, yolsuzluk, gelir dengesindeki adaletsizlik, fakirlikle mücadele ederek, gelir kaynaklarını adil bir şekilde bölüştürerek, kimseye peşkeş çekmeden onların dünyasını da cennete çevireceğiz inşallah. Bizim bu halkımıza, toplumumuza karşı dava şuurumuz budur. Hem dünya hem de ahret saadetlerini temin etmektir. Hür davamızın esası budur.” (M.Fatih Akgül-İLKHA)