"Müslümanlar diri diri yakılırken biz rahat mı edeceğiz?"
Myanmar'da Müslümanlara yönelik vahşetin devam ettiğini söyleyen Doç. Dr. Recep Tuzcu, İslam âleminin bu zulümlere sessiz kalmaması gerektiğini belirtti.
Gaziantep Üniversitesi Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Bölümü Başkanı Doç. Dr. Recep Tuzcu, Myanmar (Burma) hükümeti ve Budist çetelerin Arakanlı (Rohingya) Müslümanlara yönelik katliamlarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Rohingyalı Müslümanlara yönelik vahşeti ‘soykırım’ olarak değerlendiren Tuzcu, İslam âleminin bu zulümlere sessiz kalmaması gerektiğini söyledi.
İslam coğrafyasında yaşanan gelişmelerin bir projenin ürünü olduğunu belirten Tuzcu, “Bunun aktörleri aslında belli. Başta İngilizler, ABD ve İsrail işbirlikçileri ile batının buna desteği açıktır. Myanmar’da 2012’de büyük bir hadise yaşanmıştı. Bunun üzerine saldırılara başladılar. Burma bölgesinde Myanmar’a doğru giden kişileri sopalarla döverek katlettiler. Budistler, diri diri yakarak binlerce insanı öldürdüler. On binlerce insan başka ülkelerde mülteci konumuna düştü. Gittikleri yerlerde elektrik, su ve gıda yoktu. Temel sorun, bunların bu bölgeden arındırılması projesi gibi duruyor.” dedi.
“Gün geçmiyor ki bir İslam coğrafyasında katliam haberi gelmesin”
Söz konusu saldırılarla Müslümanların yaşadığı coğrafyalarda huzursuzluk oluşturulmaya çalışıldığını dile getiren Tuzcu, sözlerine şöyle devam etti:
“Gün geçmiyor ki bir İslam coğrafyasında katliam haberi gelmesin. Gaziantep’ten Kilis sınıra yaklaştığımızda Halep’teki bombaları işitiyoruz. Bunların hepsinin bir projenin ürünü olduğu açıktır. ABD, İngiltere, İsrail ve arkasındaki batılı güçler Myanmar’da Budistleri örgütledi. Suni bir takım olaylar çıkartarak alevlendirdi. Beraber yaşayan insanların dil, mezhep ve ırk ayrımına dikkat çekerek onları örgütlüyor. Sonra küçük bir kıvılcımla olayları ortaya çıkarıyor. Esas amacı ise oradaki varlıkları elde etmek.”
Tuzcu, batının, İslam âlemini kendi içerisinde meşgul ederek düşünmesini ve ilerlemesini engellemek istediğine değinerek, “Her türlü imkânı kullanarak Müslümanların eğitim açısından geri kalmasını istiyorlar. Müslümanların birlik haline gelip dünyada söz sahibi olmasını engellemek amacının olduğu çok açık.” ifadelerini kullandı.
“Myanmar’da Müslümanlar diri diri yakılacak, biz burada rahat mı edeceğiz?” diye soran Tuzcu, İslam âleminde güçlü bir siyasetin oluşması gerektiğini vurguladı.
Siyaset alanındaki olumsuzlukların Müslümanların birlikteliği önünde en büyük engel olduğunu belirten Tuzcu, şunları söyledi:
“Burada yaşamanın yolu Halep’in sükûna kavuşması ve Müslümanların rahat etmesinden geçiyor. Yani Halep, Myanmar ve Burma, Filistin yanacak, biz burada rahat mı olacağız? Doğu Türkistan’da Müslümanların kafası taşla ezilecek, Myamnar’da Müslümanlar diri diri yakılacak biz burada rahat mı edeceğiz? Hayır. Bunu çözmenin yolu da İslam âleminde güçlü bir siyaset oluşması. Siyasi engeller bizim birlikteliğimizin önünde en büyük engel olarak duruyor.”
“İnsana insanlık değeri veren İslami kültürü hâkim kılabilmemiz gerekiyor”
Bütün bu planlara karşı Müslümanların İslam kültürünü hâkim kılabilmeleri gerektiğini sözlerine ekleyen Tuzcu, “Haksız yere, dini, dili ve ırkı farklı diye insanın canına, malına, namusuna ve dinine saldıran tutumu bu kültür kabul etmez. Bu tür kültüre sahip olan fikrin dünyaya hâkim olması demek dünyanın huzura kavuşması demektir. Esas olan toplumun şu bilinçte olmasıdır. Afrikalı bir Müslüman’ın rengi ve dilinin farklı olması bizim için önemli değil, onunla yaşayabiliriz. Batının maddeyi kazanabilmek için insanların canına, malına ve namusuna el uzatabilen ve bunu yapabilmek için ırkı, dini ve mezhepleri kullanabilen bakış açısını yeryüzünde bertaraf etmek, bunun yerine insana insanlık değeri veren, canına, malına ve namusuna dokunmayan, bütün farklılıklarını koruyabilen anlayışı yani İslam’ı ve İslam kültürünü hâkim kılabilmemiz gerekiyor. Bunu hâkim kılabilmek için de siyasi bir güç gerekiyor.” şeklinde konuştu.
“Niye Myanmar’a elimizi uzatamıyoruz?”
Bu zulümlerin sona ermesinin, insanlığın İslam kültürüyle buluşmasına bağlı olduğuna dikkat çeken Tuzcu, “Gençleri bilgisizlikle, cehaletle, uyuşturucu ve kötü alışkanlıklarla meşgul ederek bu şekilde yetişmesini önlüyorlar. Bizim gençliğimizi zehirliyorlar. Zaten kendi gençlikleri bitmiş durumda. Ahlaken çökmüş ve duygu dünyası berbat olmuş durumda bir insanlık kıyameti getirir, başka bir şey getirmez. Bunun tekrar düzeltilmesi ve ıslahı, İslam ülkeleri arasındaki kültürel, siyasi, askeri ve ekonomik birlikteliklerle mümkün. Biz niye Myanmar’a elimizi uzatamıyoruz, neden bizim gücümüz yetmiyor?” dedi. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)