HÜKÜMETTEN GERİ ADIM
Cinsel istismar yasa tasarısı, Başbakanın açıklamasıyla komisyona geri çekildi. Böylelikle, ahlaksız bir kesimin olayı çarpıtması ve suiistimal etmesi sonucunda hükümet geri adım attı. Hükümetin getirdiği bu tasarı; sorunun çözümü noktasında sadece pansuman değerinde olduğu değerlendirilirken, yasaya karşı çıkanların da sergiledikleri ahlaksızlıklar samimiyetten yoksun bulundu. Konuyla ilgili görüştüğümüz âlimler, toplum yapısını dikkate almadan getirilen kanunların evlilikler önünde en büyük engel olduğuna ve gayri ahlaki ilişkilere zemin hazırladığına dikkati çektiler.
ENES DURMAZ- M. ERKAN YAVUZ / DOĞRUHABER
Son günlerde gündeme gelen, erken yaşta evlenmiş ve resmi nikâhları olmadığı için cezaevinde bulunanlara af getirilmesini kapsayan tasarı komisyona geri çekildi. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, yaptığı açıklamada suistimal edilerek tartışmalara neden olan cinsel istismar tasarısına ilişkin, “Düzenleme tasarı metninden çıkarılacak” dedi.
Üç binden fazla aile reisinin mağduriyetinin sona erdirilmesine karşı çıkan muhalefet aslında “zinaya evet; ama nikâha hayır” demek istiyor. Konu hakkında gazetemize konuşan İslam âlimleri, 18 yaşından önce kişinin evlenmesinin önündeki engelin büyük bir yanlış olduğuna dikkat çekerek bu tür uygulamaların insani ve İslami olmadığını savundular. Âlimler, evlilik yaşının ileri tarihlere atılmasıyla gayrı ahlaki ilişkilerin arttığına, buna yönelik çözümün de evlilik yaşının düşürülmesinden geçtiğine dair görüş belirttiler.
TASARIYI ELEŞTİRENLER CİDDİYETTE UZAK
Cinsel istismar yasa tasarısına koro halinde karşı çıkan kesimlerin ahlakçı kesilmesi ise ilginç bulundu. Zira aynı kesimler kürtaja ve eşcinsel evliliğe destek veren açıklamalarıyla biliniyor. Yasa tasarısına karşı çıkarken ahlaklı insan pozları veren laikçi/Kemalist kesimlerin ülkenin dindarlaşmasını nasıl hedef aldıkları biliniyor. Bu kesimler; kadının namus olmadığını dillendiriyor, liselerde cinselliği teşvik eden çeşitli çalışmaların içinde yer alıyorlar. Bütün bunlara rağmen, sözde çocukları savunuyormuş gibi davranmaları, asıl dertlerinin genelde nikaha, özelde de 18 yaş altı imam nikâhlı evliliklere düşmanlık olduğu şeklinde yorumlandı.
İŞTE SAMİMİYETTEN UZAK OLANLARIN CEVAPLAMASI GEREKEN SORULAR:
Yasa tasarısının geri çekilmesi ile kamuoyunun gündemine çeşitli sorular düştü. Bu sorulara birilerinin cevap vermesi gerek.
-Topluma açık herhangi bir yerde, cinsel suistimale uğrama yaşında bir kız çocuğunun, bir erkekle her türlü ahlak dışı davranış sergilemesi halinde buna tepki gösterenlere nasıl bir tepki göstereceksiniz?
- Televizyon dizilerinde henüz cinsel 15-16 yaşındaki oyuncuların sergiledikleri her türlü flört, aşk vs. hükümete yakın kanallar dâhil olmak üzere çok açık bir şekilde teşvik edilirken buna karşı çıkıldığı bugüne kadar görülmüş müdür?
18 YAŞ KANUNU GAYRİ AHLAKİ İLİŞKİLERE SEVK EDİLİYOR
Kanunlarda yer alan ve 18 yaş altındaki kişilerin evlenmesinin suç sayıldığı tasarının çok kötü ve şeytani bir uygulama olduğunu savunan Molla Enver Kılıçarslan, “Bu yasa insanları zinaya ve gayri ahlaki ilişkilere itmektedir. Bunu destekleyenler ve bu son gündemdeki tasarıya karşı çıkanlar evlilik dışı gayrı ahlaki ilişkilerin artmasını istemektedir. İki tarafın da rızası ile bir evlilik gerçekleşiyor ve kanunlara göre bunların yaşları tutmadığı için koca cezaevine atılıyor ve aile perişan ediliyor. Bu insanların evlenmek istemesi günah mı, suç mu? Bu uygulamalar ne insani, ne ahlaki, ne vicdani ne de İslamidir.” dedi.
BU UYGULAMA AVRUPA`DA BİLE YOK
İnsanların ortalama olarak belli bir yaştan sonra buluğ çağına erdiğini ifade eden Kılıçarslan, “Bu çağa erişmiş insanlar 18 yaşına kadar bekletiliyor ve evlenmeleri suç olarak görülüyor. Bu adamın gidip zina etmesi serbest oluyor da evlenmesi neden serbest olmuyor. Bırakın insanları, hayvanların bile kabul edeceği bir durum değildir bu. İslam dini biz Müslümanlara gelmemiş mi? İslam dini bu konuda cevaz verirken biz kim oluyoruz da buna karşı çıkabiliyoruz. O kadar gözlerinde büyüttükleri Avrupa`ya baksınlar. Böyle bir uygulama o bölgelerde bile yok. Almanya`da bile evlilik yaşı 16 ve buna rağmen erken evlenmek isteyenlere yönelik de bir suç yokken bizim ülkemizde bu uygulamanın olması çok kötüdür.” dedi.
İSLAM`DA EVLİLİĞE GEREKLİ YAŞ SINIRI ERGENLİK ÇAĞIDIR
İslam`da evlilik için bir yaşın öngörülmediği ve tarafların rızası ile erken yaşta evlenmelerinin önünde bir engelin bulunmadığını belirten Âlim Şerafettin Kalay ise, “Burada velilerin kızlarını düşünmesi için bir ikaz vardır. Bir nikâhta iki tarafın rızasıyla birlikte velinin de rızasının olması en isabetli, en doğru olan nikâhtır. Bu çerçevede veli çocuğunun hayrını düşünmeli, dünyadaki hayrını düşünmeli, ahiret hayrını düşünmeli, çocuklar da velinin ufkunu, basiretini ve tecrübesini iyi değerlendirmeli, velisinin kendisini düşüneceğinden emin olmalı, iki rıza birleşmelidir. Yaş konusunda da, tecrübe konusunda da veliler çocuklarını düşünmelidir. Şahıslar da ayrı ayrı düşünüp karar vermelidir. Veli uygun görüyorsa, evlenecek kişi 18 yaşından daha önce ergen oluyorsa, dünyalarını ve ahiretlerini hesap ederek karar veriyorsa, bu nikâh elbette geçerlidir. Veliler belki tecrübeleri artsın, eve hâkimiyetleri artsın, geleceğe yönelik duyguları, düşünceleri, basiretleri ve ufukları genişlesin diye erken yaşta evlendirilmemeleri tavsiye edilebilir. Ama yeri gelir erken evlenmenin faydaları da görülebilir. Bu açıdan İslam, şu veya bu yaştan önce evlenilmez diye bir kaide, kural koymuyor. Sadece hem dünya hem ahiret rızasının düşünülmesinin gerektiği, hem evlenenler tarafından düşünülmesi, hem de veliler tarafından düşünülmesi gerektiğine vurgu yapıyor. Doğru olan da budur.” dedi.
HEM CEZAEVİNDEKİLER MAĞDUR, HEM DE AİLELERİ
18 yaş öncesinde evlenenlere yönelik uygulanan cezanın mağduriyetlere sebep olduğunu belirten Kalay, “İslam`a göre karşılıklı rıza ile 18 yaşından önce evlenenlerin evliliğini yok sayarsak, bunlar mağdur olmaz mı? Bu evlilik de iyi gidiyorsa, yuva iyi kurulmuşsa bu helal, gayrı meşru mu sayılır? Ya da insanlar hapse mi atılır. Bu hapis yerli yerinde bir tavır mıdır? Hapse atılan insanlar hem kendileri açısından mağdurdurlar, hem aileleri mağdur olmuşlardır. Hapis iyi bir cezalandırma yöntemi değildir. Çok sınırlı olarak kullanılmalıdır. Kendi rızaları ile evlenenleri hapse atmak bir ceza şekli midir, bundan kim kazanç elde ediyor. Bunu iyi düşünmek gerekiyor.” dedi.