Tarihte Bugün
TARİHTE BUGÜN: 19 KASIM
1900 İngiltere'de, seçme ve seçilme hakkı isteyen 119 kadın, Avam Kamarası'na zorla girmekten tutuklandı.
1926 Rusya`da komünist devrimin liderlerlerinden Troçki ve Zinovyev, Komünist Parti Politburo'dan kovuldu. Devrimden sonra liderlik çekişmesi başlamış; ardından hızla diktatörlüğe doğru giden komünist sistemde, birçok lider öldürülerek veya sürülerek bertaraf edilmişti.
1935 Filistin Mücadelesinin imamlarından İzzettin El-Kassam şehid edildi. Filistin cihadında önemli bir yere sahip ve aynı zamanda büyük bir ilim adamı olan İzzettin el-Kassam 19 Kasım 1935 tarihinde, İngiliz işgalcilere karşı verdiği mücadele esnasında Batı Yaka şehirlerinden Cenin yakınlarındaki Ya'bed tepesinde şehid olmuştur. Filistin cihadının kilometre taşlarından ve bu topraklarda İslâmi kimliğin korunması yolunda çok yönlü mücadele eden önderlerden olan Muhammed İzzeddin ibnu Abdülkadir el-Kassam, 1880'de Suriye'nin Lazkiye şehrine bağlı bir sahil ilçesi olan Cebele'de dünyaya geldi. Suriye ve Mısır`da İslami ilimleri tahsil eden El- Kassam, Ezer Üniversitesi`ni bitirmiş ve Surye`de islami irşad vazifesine başlamıştır. İslam ülkelelerindeki İslami mücadelelere karşı duyarlı bir tavır ortaya koymuş ve bu anlamda Libya`da Ömer Muhtar`ın mücadelesine katılma kararı almıştır. Ne var ki Suriye`deki hükümet İzeddin El-Kassam ve arkadaşlarının Libya cihadına katılmalarına ve yardım götürmelerine engel olmuştu. Etkili vaazlarıyla ve ilmi çalışmalarıyla tanınan İzzettin Kassam, sömürgeci güçlerin ve onlarla işbirliği içindeki siyonistlerin Filistin üzerindeki oyunlarının tehlikeli boyutlara geldiğini görünce 1921'de Filistin'in Hayfa şehrine yerleşti ve burada hem öğrenci yetiştirmekle, hem de halkı İslâmi yönden şuurlandırmak için vaaz ve irşad çalışmaları yapmakla meşgul olmaya başladı. Vaazlarında genellikle siyonist tehlike üzerinde duruyor, halkı bu tehlikeye karşı uyanık olmaya çağırıyor ve cihada teşvik ediyordu. O dönemde Filistin topraklarını işgal altında tutan İngilizlerin yoğun bir şekilde yahudileri getirip bu topraklara yerleştirdiklerini görünce kendisi de cihad için fiilen hazırlıklara başladı. Bu hazırlık döneminde bir yandan samimi bir şekilde cihada katılacak eleman yetiştiriyor bir yandan da teçhizat ve maddiyat temin etmeye çalışıyordu. Nitekim 5 Nisan 1931'de fiilen cihad başlatıldı ve bu tarihte İzzettin Kassam'ın mücahitleri el-Yecur'a düzenledikleri bir saldırıda işgalci İngilizlerle işbirliği içindeki üç siyonisti öldürdüler. Bu olayın arkasından gerek İngiliz işgalcilere ve gerekse onların getirip Filistin topraklarına yerleştirdikleri siyonist teröristlere karşı çeşitli eylemler gerçekleştirildi. İzzettin Kassam, 1935'te silah eğitim için mücahitleriyle birlikte dağa çıktığı bir sırada havadan ve karadan saldırı düzenleyen 500 kişilik bir mücehhez İngiliz birliği tarafından kuşatıldı. Ancak Kassam ve beraberindekiler işgalcilere teslim olmayı değil karşı koymayı tercih ettiler. Çıkan çatışma sonucu, Şeyh Kassam ve yanındaki mücahitlerden bazıları işgalci güçler tarafından şehid edildi, diğerleri de esir alındılar. Şeyh İzzettin Kassam ilmiyle, takvasıyla, cesaretiyle, kararlılığıyla ve İslâmi duyarlılığıyla kendinden sonra gelenlere örnek olmuştur. Bugün Filistin İslâmi Direniş Hareketi'nin askeri kanadının "İzzettin Kassam Birlikleri" olarak adlandırılmasıyla onun anısının yaşatılması amaçlanmaktadır.
1941 Avustralya'nın en büyük denizcilik trajedisi olan HMAS Sydney gemisi, 19 Kasım 1941 günü bir Alman gemisiyle yaptığı 30 dakikalık çatışmanın ardından Hint Okyanusu'nun derin sularına gömüldü. Tarihçiler, olayı İkinci Dünya Savaşı'nda kayıtlara geçmiş en ölümcül deniz çatışması olarak kaydediyor. Avustralya'nın "en büyük askeri acısı" olarak nitelendirilen olayın sırrı ise ancak 66 yıl sonra çözülebildi. İkinci Dünya Savaşı yıllarında bir Alman gemisi tarafından batırılan ve 645 Avustralyalı denizciye mezar olan geminin enkazına 2007 yılında ulaşıldı.
Yetkililer, 6 bin 800 ton ağırlığındaki enkazın Shark körfezi'nin 240 kilometre açıklarında, okyanusunun 2 bin 470 kilometre altında olduğunu duyurdu.
1977 Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat, İsrail'i ziyaret eden ilk Arap lider oldu. Tüm İslam Dünyası`nda, ihanet yapan Sedat kınanmış, daha sonra da Mısır`lı mücahidlerden Halid İslambuli ve arkadaşları tarafından öldürülerek cezalandırılmıştı.
1984 BM görevlisi Enver Ergun, Viyana'da Ermeni Devrimci Ordusu mensuplarınca öldürüldü.
1985 : İstanbul ve 7 ilde 12 Eylül`de ilan edilen sıkıyönetim kaldırılarak, olağanüstü hal uygulamasına geçildi. Cunta yönetiminin keyfi baskı yönetimi sıkıyönetim ve olağanüstü hal ile katmerleşmiş ve darbenin bu yönetim tarzıyla derinleşen etkisi yıllarca devam etmişti.
1988 Pakistan'da Benazir Butto başbakan seçildi. Benazir Butto iki kez Pakistan başbakanlığı yapmış siyasetçi. 1999-2007 yılları arasında yurtdışında sürgünde yaşadı. 18 Ekim 2007'de seçimlere katılmak üzere Pakistan'a geri döndü ve başkanlığını yaptığı Pakistan Halk Partisi'nin seçim mitinglerine katılmaya başladı. Ravalpindi'de katıldığı seçim mitinginden ayrılırken bir suikast sonucu öldü. Benazir Butto bir İslam ülkesinde başbakanlık yapmış ilk kadın olma sıfatını taşımaktadır. Devlet başkanlığı yapmış babası Zülfikar Ali Butto, askeri darbeyle devrildikten sonra idam edilmişti.
2002 :Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Siirt Bağımsız Milletvekili, Jetpa`nın sahibi ve yöneticisi, Fadıl Akgündüz`ün dokunulmazlığının kaldırılmasını istedi.
2003 : İstanbul Valisi Muammer Güler, Şişli Beth İsrael Sinagogu'na yönelik intihar saldırısını Bingöl doğumlu Mesut Çabuk, Beyoğlu Neve Şalom Sinagogu'na yönelik intihar saldırısını da 1981 yine Bingöl doğumlu Gökhan Elaltuntaş'ın gerçekleştirdiğinin DNA testleriyle kesin olarak belirlendiğini açıkladı. Saldırılarla ilgili olarak DGM'ye çıkartılan 8 kişiden ikisi serbest bırakıldı, 6'sı tutuklandı. Bu eylemlerle ilgili El-Kaide bağlantısı araştırılıyor.
2005 : Erdoğan, Denizli'de, “Son günlerde gündemde zorla tutulmak istenen bir kelime var; ulema. Açsınlar Türk Dil Kurumu'nun lügatine baksınlar, açsınlar Milli Eğitim Bakanlığı'nın lügatine baksınlar. Bunlar secaat arz ederken sirkatini söylüyorlar” dedi. Erdoğan daha önce yaptığı açıklamada başörtüsü ile ilgili asıl sözü ulemanın(alimlerin) söylemesi gerektiğini söylemiş ve laikçi kesim tarafından eleştirilere maruz kalmıştı.