TARİHTE BUGÜN / 4 KASIM
TARİHTE BUGÜN / TARİHTE BUGÜN / İSTANBUL / DOĞRUHABER / 4 KASIM
1922 - Son Osmanlı hükümeti (Tevfik Paşa kabinesi) istifa ettirildi.
1922 - İngiliz arkeolog Howard Carter ve ekibi, Mısır firavunu Tutankamon'un mezarını keşfetti. Tutankamon MÖ 1333-MÖ 1323 yılları arasında hüküm sürmüştür.
Asıl adı, Tutankaton'dur. Tektanrılı Aton dinini Mısır`ın resmi dini olarak ilan eden ve Hz. Yusuf`un döneminin firavunu IV. Amonutep(sonraki adıyla Akenaton)'in oğludur. Babası ölünce, başka bir anneden olan kızkardeşi Ankhesenamen ile evlenerek tahta çıktı. Saltanıtının ilk çağlarında, Mısır'ın eski çoktanrılı dinine dönüş yaşandı. Kendisi de Tutankhaton adı yerine Tutankhamun adını aldı. Böylece, IV. Amonutep'in kurduğu Aton dini söndü
Tutankamon`un mezarı krallar vadisi'nde yer almaktadır. Mezar diğer mezarların görkemi yanında sönük kalır. Bugün bile bunun nedeni bilinmemektedir. Sanki Tutankamon aceleyle gömülmüştür. Araştırmacılara göre mezar bir soylu için hazırlanmaktaydı fakat o sırada Tutankamon ölünce aceleyle buraya gömdürüldü. Tutankamon`un mezarı iki odadan ve ilk odaya inen bir merdivenden oluşmaktadır. İlk odada bir at arabası, Tutankamon`un tahtı ve bunlar gibi Tutankamon`un hayattayken kullandığı paha biçilmez eserler bulunmuştur. Bu oda bulunduğunda, odanın Krallar Vadisi'inde yer almasından dolayı, bir mezar olması gerektiğini düşünen Howard Carter ve arkadaşları odanın duvarlarına vurarak duvarın arkasındaki boşlukları aradılar. Sonunda bir boşluk bulundu ve duvar kırıldı. Duvarın arkasındaki bir odada, yeni bir oda gibi görünen kocaman bir tahta kutu vardı. Kutu mühürlüydü. Howard Carter, mühürü açtığında bir arkeolog için hayatında gördüğü ve göreceği en güzel şeyi görmüştü. Bir lahtin içindeki som altından tabut mum ışığında bile parlıyordu. Mükemmel Mısır işçiliği bu fazla bilinmeyen firavunun mezarında bile tüm gösterişiyle parlıyordu. Howard Carter bu keşfi ile kendisine iyi bir kariyer sağlasa bile fakirlik ve unutulmuşluk içinde ölürken cenazesine bir iki kişi dışında kimse katılmamıştır. Ayrıca mezara giren kişilerin ateşli bir hastalıktan teker teker ölmesi de firavunun laneti adında bir hurafe başlatmıştır.
1940 - İngiltere, Girit'i işgal etti. Daha sonra burayı Yunanistan yönetimine terk ederek adayı işgalindeki gerçek niyetini ortaya koyacaktı.
1946—UNESCO kuruldu. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO (United Nations Educational, Scientific and Cultural Organization), Birleşmiş Milletler'in özel bir kurumu olarak, II. Dünya Savaşı'ndan sonra kurulmuştur. Bu kurumun yasası 1945 yılı Kasım ayında Londra'da 44 ülkenin temsilcilerinin katıldıkları bir toplantıda kabul edilmiştir. Merkezi Paris'te bulunan ve Genel Konferans, Yürütme Konseyi, Sekreterlik olmak üzere üç organı olan UNESCO eğitim, bilim ve kültür alanlarındaki amaçlarını, kendisine üye olan her devlette kurulan Milli Komisyonlar aracılığıyla gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Bu kurum da BM`nin diğer kurumları gibi çifte standartlı olmak ve kültür emperyalizmine hizmet etmek suçlamasıyla eleştirilmektedir.
1947 - Bulgaristan Halk Cumhuriyeti ilan edildi. 8 Eylül 1946'da yapılan oylaması sonucunda %93,63'lük bir çoğunluk kararıyla monarşiye kesin olarak son verildi ve Bulgaristan Halk Cumhuriyeti'nin kurulduğu açıklandı. Daha sonra kesin olarak komünist blokta yer alacak olan Bulgaristan, Sovyetler Birliğinin dağılışıyla liberal demokrasiye geçtiğini ilan edecektir.
1950—Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi imzalandı. Türkiye, 'İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetlerini Koruma' Antlaşmasını Roma'da imzaladı. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Bölgesel ve Azınlık Diller Avrupa Şartı kabul edildi. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, 4 Kasım 1950'de İnsan Hakları Bildirisinde bulunan hakları topluca güvence altına almak için Avrupa Konseyi üyelerinin üzerinde anlaştıkları metindir.
Avrupa Konseyi`nin bu anlamda ilk adımı 4 Kasım 1950`de Roma`da imzalanan ve 3 Eylül 1953`te yürürlüge giren “İnsan Hakları ve Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi (AİHS)”'dir. Hak ihlalini ortadan kaldırmak ve insan hak ve özgürlüklerine yapılan saldırıları cezalandırmak maksadıyla bir mahkeme de kurulmuş fakat hak ihlalleri engellenememiştir. Özellikle Emperyalist ülkelerin diğer toplumlarda giriştikleri ihlallerin görmezden gelinmesi bu tür yapılar üzerindeki şaibeyi artırmaktadır.
1951: İlkokullarda din dersi, ders programına alındı. Bu derslerin müfredata konması halk arasında memnuniyetle karşılanmışsa da derslerin içinin boşaltılması ve laik rejim doğrultusunda tahrifatlar yapılması halkın dini anlayışına müdahale anlamını taşımıştır.
1956 - Sovyet güçleri Macaristan'a girdi. Macaristan, iki gün önce Varşova paktından ayrıldığını ilan etmiş ve Komünist doğu blokuyla yollarını ayırmıştı. Sovyetler Birliği ise bunu bir darbe olarak algılamış ve uluslararası sözleşmelerden doğan hakkını kullanarak müdahale etme kararı almıştı.
1969 - Cumhuriyet Senatosu, 27 Mayıs 1960'ta siyasi hakları ellerinden alınan Demokrat Parti'lilerin haklarını iade etti. Başbakan Adnan Menderes başta olmak üzere Demokrat Parti liderleri idam edilmiş diğerleri de hapishaneye atılmış ve on yıl boyunca tüm hakları ellerinden alınmıştı. Yıllar sonra gelen adaletin, adalet olup olmadığı tartışıladursun ortada bu hakkı kullanacak birileri de kalmamıştı.
1977 - Birleşmiş Milletler, Güney Afrika Cumhuriyeti'ne silah satışını yasakladı. Bu yasağa rağmen İngiltere ve ABD`nin el altından silah satışları devam ediyordu.
1980: MHP Genel Başkanı Türkeş'in yurtdışı ve yurtiçi bankalardaki paraları bloke edildi. Türkeş öldüğünde İngiltere bankalarındaki paraları ve mirası, mirasçıları arasında anlaşmazlık konusu olmuş ve milliyetçi cephe liderinin yabancı bankalara para yatırması eleştiri konusu olmuştu.
1981 - MGK, Yüksek Öğretim Kanunu`nu onayladı. YÖK, daha sonra bu kanuna göre kuruldu. Bundan sonra Üniversiteler rejime bağlı ordu düzeninde insanlar yetiştirme kışlaları olacak ve devletin hoşuna gitmeyen hiçbir fikir ve ilim üniversitelere giremeyecekti.
1993 - Emekli Binbaşı Cem Ersever'in cesedi bulundu. Kendisinin de Jitemci olduğu söylenen Ersever iddialara göre yine Jitem tarafından ortadan kaldırılmıştı.
1995 Siyonist İsrail`in Başbakanı İzak Rabin aşırı milliyetçi olduğu söylenen bir yahudi tarafından öldürüldü.
2002: ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, Genel Başkanlık`tan ve aktif politikadan ayrılmayı kararlaştırdığını bildirdi. Türkiye`de siyasetçiler ancak seçilemedikleri durumda ayrılma kararı almaktadırlar. Kimileri için ise siyaset beşikten mezara kadar devam ettirilen bir tekel ürünüydü. Mesut Yılmaz da kerhen verdiği bu kararı bir sonraki seçimde bozacak ve bağımsız da olsa Meclise ve siyasete girme yolunu bulacaktı. 2002 seçim hezimetinden sonra DYP Genel Başkanı Tansu Çiller ise partisinin büyük kongresini toplayacağını ve genel başkan adayı olmayacağını açıkladı. Kedi ile ciğerin konu edildiği atasözüne uygun bir durum içerisinde olan Türkiye`nin atanmış siyasetçileri koltuğu terk ederken bile kelime oyunlarına başvuruyordu. Bu sırada beşikten mezara kadar siyaset`in öncülerinden biri olan Başbakan Bülent Ecevit de Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer`e hükümetin istifasını sunuyordu. Kendi başına insani ihtiyaçlarını karşılayamaz durumda olan Ecevit, derin devletin ve darbecilerin desteği ile ölümüne yakın bir ana kadar siyasette bırakılıyordu.
2008 - ABD'de Demokrat aday Barack Obama başkanlığı kazandı ABD'nin ilk siyah başkanı oldu. Siyah bir adayın başkanlık koltuğuna oturması Emperyalist ABD politikalarının değişebileceği yönünde ümide yol açmışsa da Obama`nın eski başkan ve yönetimlerin politika ve kirli savaşlarını aynen devam ettirmesi bu umudu boşa çıkaracaktı.
2009 - Rusya'nın Perm şehrindeki bir gece kulübünde, havai fişekli kutlamaların yol açtığı yangında 109 kişi öldü.