FETÖ-PKK koalisyonun neden olduğu mağduriyetler giderilmeyi bekliyor -3
Mersin`in Tarsus ilçesinde 6-8 Ekim saldırılarında PKK/HDP`liler tarafından ev ve iş yerleri yağmalanıp kundaklanan mağdurlar, zararlarının aradan geçen 2 yıla rağmen karşılanmadığını belirterek tepkilerini dile getirdiler.
6-8 Ekim 2014`te PKK/HDP`lilerin saldırıları sonucu birçok şehirde tahrip edilen, yakılan, yıkılan ev ve iş yerlerinin sahipleri büyük mağduriyetler yaşadı. Onlarca kişi yaralandı. Kimisi gözünü kaybetti. Söz konusu saldırılara hedef olan Tarsus`taki mütedeyyin insanlar, aradan geçen 2 yıla rağmen zararlarının karşılanmadığını bu sebeple ekonomik problemler yaşadıklarını söylediler.
Gerek 6-8 Ekim saldırılarında gerekse sonraki süreç yaşanan mağduriyetler, çok defa basına da yansıdığı gibi kimi bölgelerde FETÖ-PKK koalisyonun nasıl işlediğine işaret etti.
Özellikle 15 Temmuz ABD destekli darbe girişimi sonrası Türkiye`deki birçok karanlık ve bir o kadar girift ilişkiler de deşifre oldu. 6-8 Ekim saldırılarının, PKK`nin çukur stratejisinin ve son kertede 15 Temmuz darbe girişiminin birbirinden bağımsız olmadığı görüldü.
Bu ilişkiler paralelinde kimi zaman FETÖ ilişkili yargı mensupları ve polislerin neden olduğu, kimi zaman da PKK`nin şiddet eylemlerinin sebep olduğu mağduriyetler yaşandı. Mağdur olanların birçok platformda seslerini yükseltmeye çalışmaları bir tarafa, aradan geçen 2 yıla rağmen hâlâ giderilmeyi bekleyen sorunların olduğunu Mersin`in Tarsus ilçesindeki bugüne kadar görülmeyen mağdurlar dile getirdi.
Hasan Atım`ın gözünü kaybettiği, STK ve siyasi parti temsilciliklerinin ateşe verildiği, 7 işyeri, 2 ev, 2 otomobil ve 2 motosikletin yağmalanıp kundaklandığı 6-8 Ekim saldırılarını ve sonrasını anlatan mağdurlar dikkat çekici açıklamalarda bulundular.
Saldırıları, Mersin Valiliği tarafından “terör olayları” kapsamına almadığını belirten mağdurlar, kendilerine yönelik hiçbir maddi hasar bedelinin verilmediğini söylediler.
Barbaros Mahallesi`nde ekmek fırını işleten Beşir Kurt, defalarca saldırıya uğrayan işyerinde meydana gelen 20 bin liralık maddi hasarın karşılanmadığını dile getirdi.
Beşir Kurt, “6-8 Ekim`de PKK/HDP`liler tarafından mütedeyyin kişilerin iş yerlerine saldırılar oldu. Bu saldırıların bir mağduru da biziz. 6 Ekim 2014 tarihinde iş yerimi kapattıktan sonra eve gittim. Ardından komşularımız tarafından bize telefon ile işyerimize silahlı ve molotoflu saldırının yapıldığı bildirildi. Biz polisi aradık ve bize ‘Şu an Barbaros Mahallesi ciddi bir teyakkuz halinde biz dahi giremeyiz. Başınız çaresine bakın.` şeklinde cevap verdiler. Saldırgan grubun dağıldığını öğrendikten sonra ortağım ile beraber işyerimize geldik. İşyerimde ciddi bir tahribat vardı.” dedi.
“2 yıl geçmesine rağmen bize herhangi bir ödeme yapılmadı”
Saldırılardan bir hafta sonra valilikten hasar tespit komisyonunun geldiğini dile getiren Kurt, “Zarar tespit komisyonu hasarımı 20 bin lira gösterdi. Saldırıların üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen bize herhangi bir ödeme yapılmadı. Konuyu valiliğe intikal etmemize rağmen herhangi bir girişimde bulunulmadı, ciddi bir şekilde bilgilendirme yapılmadı. Bu konuda gerçekten mağduruz. Bizim gibi 13 esnaf daha var. Yetkililerden bu yaşanan mağduriyetlerin giderilmesini istiyoruz.” ifadelerini kullandı.
Bahçe Mahallesinde şarküteri işi yapan İkram Uslu ise meydana gelen hasar hakkında yetkililerin adil olmasını istedi.
Saldırı günü ilçede bulunmadığını söyleyen Uslu, şunları söyledi: “Yeğenimin gözüne kireç kaçmış onu Mersin`e hastaneye götürmüştüm. İşlerimi bitirdiğimde akşam olmuştu. Yollar tehlikeli olduğu için araçlar çalışmıyordu. Komşum beni arayıp işyerimin yakıldığını söyledi. Ben saat 22.00 gibi Tarsus`a geldim. Geldiğimde işyerim yanmıştı. İşyerimdeki yangına itfaiye de müdahale etmemişti. İtfaiye sabaha doğru gelip dışarıdan işyerine su püskürtüp gitmiş. Tutanak dahi tutmamışlardı. Ardından karakoldan çağırmışlardı, gidip ifade verdim. Benden itfaiyenin yangın tutanağını istediler. İtfaiyeye gittim. İtfaiye tutmadığı tutanağı işyerime gelip tuttu.”
“Yetkililerden adil olmalarını istiyorum”
Valilikten hasar tespiti için kendisinden fatura istendiğini ifade eden Uslu, “Faturalarımın çoğu işyerimdeydi ve yangında yanmıştı. Toplayabildiğim faturaları valiliğe verdim. Ardından hasar tespit komisyonunda gelip işyerime baktılar. Hasar tespiti komisyonu işyerimin fotoğraflarını çekti. Ardından gitti. Yetkililerden adil olmalarını istiyorum. Çıkıp hak ve hukuku anlatıyorlar, hak hukuk varsa bize de uygulanmasını isteriz.” diye konuştu.
Tozkoparan Zahit Mahallesi`nde tekstil mağazası sahibi Bayram Satılmış ise 200 bin liralık zararının olduğunu belirtti.
“İşyerimde 200 bin liralık giyim malzemesi yağmalanıp yakıldı”
Ailece Mersin`e bayram ziyaretinde iken işyerinin yağmalanıp yakıldığını dile getiren Bayram Satılmış, “İş yerime saldırı öğle vakitlerinde oldu. Ben Mersin`den geldiğimde işyerim kundaklanmış, bir şey kalmamıştı. Görgü tanıkları bana önce işyerimin yağmalandığı ardından kundaklandığı söylediler. İşyerimde 200 bin liralık giyim malzemesi yağmalanıp yakıldı. Normal zamanlarda işyerimdeki elbiselerin değeri 120 bin lira olurdu fakat sezon başlangıcı olduğu için çeşitli ürünler getirmiştim. Bundan dolayı işyerimde 200 bin liralık elbise vardı. Getirdiğim bu ürünlerin ödemesini halen yapıyorum.” dedi.
“Devlet koruyamıyorsa bari en azından zararlarımızı karşılasın”
Saldırının üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen hasarının giderilmemesine tepki gösteren Bayram Satılmış, sözlerine şöyle devam etti:
“Saldırının üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen şahsıma herhangi bir ödeme yapılmadı. Vali tarafından çağrıldık. ‘Her türlü zararınız karşılanacak, sizi mağdur etmeyeceğiz` gibisinden söylemelerle karşılaştık ama sonrasında bir şey çıkmadı. Biz yetkililerinden sadaka talep etmiyoruz. Eğer devlet, devlet ise zararlarımız karşılamak zorundadır. Mersin`den Tarsus`a gelene kadar 20 defa aradım polisi, bana ‘Can güvenliğiz yok` dediler. Eğer devlet koruyamıyorsa bari en azından zararlarımızı karşılasın.”
Tozkoparan Zahit Mahallesi`nde kendisine ait elektrik dükkânı, ağabeyine ait market ile deposu ve evlerinin yağmalanıp kundaklandığını ifade eden Cihan Karaaslan da aradan geçen süre zarfında kendilerine yönelik herhangi bir hasar bedeli ödenmediğini söyledi.
“Yeni evli ağabeyimin evde bulunan 30 bin liralık altınlarını çaldılar”
Saldırının ailece evde oldukları esnada gerçekleştirildiğini dile getiren Karaaslan, “Saldırgan grup basın açıklaması düzenledikten sonra saldırıya geçmişti. Biz ailece evdeydik. İşyerlerimize ve evimize önce taş, ardından molotof ile saldırdılar. Yaklaşık 250 kişi olan saldırgan grup önce ağabeyimin marketi ile ona ait depoyu yağmalayıp kundakladılar. Ardından benim elektrik dükkânımı kundakladılar. Evimiz işyerlerimizin üstündeydi. İşyerlerimizden gelen dumanlar nedeniyle ailece evde mahsur kaldık. Hepimiz tek bir odaya geçtik. Ardından duyarlı vatandaşlar tarafından evden çıkarıldık. Biz evden çıkarıldıktan sonra saldırgan grup evimizdeki özel eşyalarımızın hepsini yağmaladı. Hatta ağabeyim yeni evliydi, onun evde bulunan 30 bin liralık altınlarını da çaldılar.” Dedi.
“Bu zararların giderilmesi adına bir şeyler yapılması lazım”
Hasar tespit komisyonu tarafından kendilerine 160 bin lira hasar bedeli belirlendiğini ifade eden Karaaslan, “2 işyeri ile bir depo için 160 bin lira hasar bedeli belirlendi. Bunun içerisinde evimizde yağmalanan eşyalarda vardı. Bu hasar bedelinin ardından bizi arayıp soran olmadı. Bu süreçte işyerleri tadilata girdiği halde, bizim işyerlerimiz uzun süre kundaklanmış halde kaldı. Mersin valiliğinden hasar tespiti için baktılar ama bir şey yapmadılar. Şimdi 2 yıldır ağabeyim çalışmıyor. Bu süreçte büyük sıkıntılar yaşadık. Bu zararların giderilmesi adına bir şeyler yapılması lazım.” ifadelerini kullandı.
Barbaros Mahallesi`nde şarküteri dükkânı işleten Muhammed Özden de işyerinin defalarca saldırıya uğradığını belirtti.
“Saldırma ihtimali olduğunu polise bildirdik ama dikkat almadılar”
İşyerine ilk saldırının Kurban Bayramının ilk günü yapıldığını söyleyen Özden, “İşyerim molotoflu saldırıya uğramıştı. Saldırının ardından yetişip yangını söndürdüm. İkinci saldırı ise bayramın ikinci günü yapıldı. Feyzi Çakmak Mahallesi`nde bulunan Mustazaflar Cemiyeti Tarsus Şubesine saldırı oldu. HDP`liler basın açıklaması yapmıştı. HDP`lilerin basın açıklamasının ardından derneğimizin önünden geçip saldırma ihtimali olduğunu polise bildirdik ama dikkat almadılar. Emniyet HDP`li grubun derneğimizin önünden geçmesine izin verdi. HDP`li grup derneğimize taşlı saldırıda bulundu. Çevik kuvvet derneğimizin 100 metre ilerisinde olmasına rağmen saldırılara geç müdahale etti. Aynı şekilde yine bayramın ikinci günü motosikletim yakıldı. Aynı gün akşam iş yerimi kundakladılar. İki hafta boyunca işyerimi açamadım, bütün eşyalarım yandı.” şeklinde konuştu.
“Valilik saldırıların toplumsal olaylar olduğunu, bu nedenle herhangi bir hasar bedeli verilmeyeceği bildirdi”
Saldırıdan birkaç hafta sonra valilikten hasar tespit komisyonunun geldiğini ifade eden Özden, sözlerine şöyle devam etti:
“İş yerimi açtıktan sonra zarar tespit komisyonu geldi. Komisyon bizi dinledi ve haklı olduğumuzu söylediler. Yalnız saldırının üzerinden bir sene geçmesine rağmen herhangi bir hasar bedeli almadım. Bunun üzerine Mersin Valiliği bize bir kâğıt gönderdi. Kâğıtta, işyerlerimize yönelik gerçekleştirilen saldırıların toplumsal olaylar olduğu, bu nedenle herhangi bir hasar bedeli verilmeyeceği yazıyordu. Bunun üzerine 5 mağdur esnaf beraber Mersin Valiliğine gittik. Burada Vali Yardımcısı Turgut Seminer ile görüştük. Mağduriyetimizin büyük olduğunu, devletin vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlamadığını ve devletin bir fonksiyonunun kalmadığını söyledik. Vali yardımcısı bizi dinledi ama bir şey demedi. Bunun üzerine mağduriyetimizi yargıya taşıdık.”
“Devlet halktan vergi alıyorsa aynı şekilde can ve mal güvenliğini de korumak zorundadırlar”
6-8 Ekim saldırılarının ardından dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu`nun “Bütün vatandaşlarımızın zararlarını kuruşuna kadar karşılayacağız” sözlerini hatırlatan Özden, “İnsanın emir olduğu gibi dost doğru olması gerekiyor. Söz akittir, söz verdiler. Bunu yerine getirmeleri gerekiyor. Bunu görmezden gelemezler. Mağduriyetlerin mutlaka giderilmesi gerektiğini düşünüyorum. Biz de bu ülkenin vatandaşıyız, vergi veriyoruz. Devlet halktan vergi alıyorsa, aynı şekilde halkın can ve mal güvenliğini korumak zorundadır. Devletin böyle olması lazım. Bir kısım insanların mağduriyetlerini gidererek, bir kısmını gidermeyerek ayrımcılık yapamazlar, böyle bir şey yok.” diye konuştu.
Zararlarının karşılanmasının isteyen Özden, “Saldırıların üzerinden 2 sene geçmesine rağmen zararlarımız karşılanmadı. Mahkemeler de devam ediyor, inceleyebilirler. İnşallah en kısa süre giderirler. Benim yaklaşık 10 bin TL maddi 10 bin TL manevi zararım var. Şanlıurfa`nın Suruç ilçesinde yaşanan patlamanın ardından işyerim yine saldırıya uğradı. Ardından işyerimi tamamıyla kapattım.” dedi. (M. Hüseyin Temel, Emrah Deniz – İLKHA)