NATO`YA DARBE Mİ?
Hüseyin Kaya / Siyaset Gemisi / Doğruhaber / İstanbul
Amerikan ve Avrupa basını Türkiye`nin “Fırat Kalkanı” operasyonundan rahatsız olduklarını artık daha yüksek sesle söylemeye başladılar.
Operasyonla birlikte Türkiye`nin DEAŞ ile işbirliği yaptığı iddiaları biraz azaldı; ama kendi kontrollerinde olmayan hareketlenmelerden dolayı öfkeleri devam ediyor.
Darbe sürecinde yaşanan başarısızlıktan sonra “Neden ilkin Erdoğan öldürülmedi?” sorusunu sorarak hayıflanmalarını dile getirdiler.
Tanınmış yazarlar, küresel emperyalist konsept çerçevesinde makaleler yazdı, hedefler belirledi.
Times gazetesinin Ortadoğu muhabiri Richard Spencer de TSK`ya ait savaş uçaklarının Halep'in kuzeyinde YPG mevzilerini bombalamasından rahatsız olmuş ve bunu “ABD ve NATO'nun stratejisine yeni bir darbe” sözleriyle yorumlamış.
Tutarsızlık ki, ne tutarsızlık!
Bir defa bu nasıl “NATO stratejisine darbe” oluyor anlamadık.
NATO`da aslolan üye ülkelerin güvenliği değil mi?
NATO`ya üye bir ülke, bir örgüt ya da devleti kendi güvenliği için tehdit olarak görürse paktın başka bir üyesi o örgüt ya da devletle iş tutamaz.
Türkiye, YPG`yi kendi güvenliği için tehdit olarak görüyor ve paktın başka bir üyesi ya da üyeleri YPG ile iş tutuyor!
Ama durun bir dakika!
Adam “NATO`nun stratejisine” demiyor, “ABD ve NATO`nun stratejisine” darbe diyor.
Demek ki aslolan üye ülkelerin güvenliği değil Amerika`nın siyasi ve ekonomik çıkarlarıdır.
Adamların öfkesinin nedeni işlerin eskisi gibi yürümemesinden kaynaklanıyor. Eskiden “Amerika ikna olmuşsa biz de ikna olmuşuz” diyen siyasetçiler iktidarda idi ve işler iyi yürüyordu.
15 Temmuz bozgununu da hazmedemediler.