• DOLAR 34.447
  • EURO 36.303
  • ALTIN 2837.002
  • ...
`Âlimler olarak Kur`an`ın hakikatleri çerçevesinde birleşmeliyiz`
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Âlimler ve Medreseler Birliği (İttihad'ul Ulema) tarafından 2`ncisi düzenlenen Kürdistan Âlimleri Buluşmasının ikinci oturumu sona erdi.

Molla Fesih Memiş`in moderatörlüğünü yaptığı oturumda, ‘Toplumun ifsat ve ıslahında ulemanın etkisi` konusunu Şeyh Abdullah Said el Kürdi, ‘Gençliği sahih bir akideyle eğitmenin önemi` konusunu Mela Said El Suri, ‘İslam coğrafyasındaki cehalet karanlığını dağıtmak, onları İslami ve fenni ilimlerle aydınlatmak için yapılması gerekenler` konusunu Dr. Ahmet Balisani, ‘Ümmetin siyasi birliğini oluşturmak için öneriler` konusunu da Dr. Ömer Abdülaziz anlattı.

İran, Irak ve Suriye Kürdistan'ından gelen âlimlerin selamlama konuşmasıyla başlayan oturumda ilk sözü Kürdistan İttihad-ul Ulema Genel Başkanı Dr. Abdullah Şeyh Said el Kürdi aldı.

Programı düzenleyen İttihad-ul Ulemaya teşekkürlerini sunan Said el Kürdi, ümmetin içerisinde muhabbetin artması için bu tür buluşmaların devamını istediklerini söyledi.

Alimlerin topluma rehber olduğunu dile getiren Said el Kürdi, “Âlimlerin en büyük görevlerinden biri İslam`ı benimsemiş bir nesil yetiştirmektir. Bu nesil vasat olmayı kendisine rehber edinmiş, tüm meselelere vasat bir gözle bakıp bu şekilde hareket eden bir anlayışa sahip olmalıdır. Bugün bizim toplumumuzda en büyük tehlikelerden biri de tekfir zihniyetidir. Âlimlerimiz vasat bir fikir ortaya koyup beraber hareket etmek, beraber fikir yürütmek zorundadırlar.” dedi.

Suriye`den programa katılan Eski Müftü Mela Said El Suri, ‘Gençliği sahih bir akideyle eğitmenin önemi` konusunda sunum yaptı.

Müslüman kişinin akidesinin dürüst olması gerektiğinin altını çizen Said El Suri, “Akide dürüst olmazsa ameli de dürüst olmaz. Çünkü akide esastır. Bütün ameller o esas üzerine bina olur. Esas boş olursa, amel de boş olur. Müslümanların memleketlerinde kötülük yaygınlaşmış, Müslüman Müslümanı öldürüyor. Ahmet, Ahmet`i öldürüyor. Kimse George, Netanyahu`yu öldürmüyor.” ifadelerini kullandı.

“Bugün ümmetin ulemasının çoğu rebenidir (zavallı), Rabbani değildir”

Ulema olarak gençlerin akidesini düzeltebileceklerine vurgu yapan Said El Suri sözlerine şöyle devam etti:

“Ulema olarak gençlerin akidesini düzeltebiliriz. Müslüman gençlerimiz neden dinden uzaklaşmıştır? Müslüman gençler beyaz renkli kumaş gibidir. Ne nakşedilirse onu gösterir. Neden İncil nakşediliyor da Kur`an nakşedilmiyor. Sebep biz ulemayız. Hakikatte bizler Müslümanların uleması değiliz. Bugün ümmetin ulemasının çoğu rebenidir (zavallı), Rabbani değildir! Rebeni dinini kendinin hizmetine koyandır. Kendi dini akidesi için değil; haktan çıkanların menfaatine çalışıyor.”

“Akidemiz sağlam olursa başımız dik olur”

Müslüman gençlerin Kur`an`ın kıymetini bilmediğini söyleyen Said El Suri, “Gençler Kur`andan uzaklaştıkça geride kaldılar. Marksizmle büyüyenler ‘Din afyondur, bizi geride bırakıyor` diyorlar.  Bugün Müslümanlarımız hizmet etmiyorlar, hayatta da en önde olalım diyorlar. Bizim akidemiz sağlam olduğunda George bizim uşağımız idi. Bizler akidemizden vazgeçtikçe bizim hadimlerimiz, uşaklarımız başımıza geçtiler. Akidemiz sağlam olursa başımız dik olur.” Şeklinde konuştu.

Said El Suri`nin konuşmasının ardından ‘İslam coğrafyasındaki cehalet karanlığını dağıtmak, onları İslami ve fenni ilimlerle aydınlatmak için yapılması gerekenler` konusunu Irak`tan programa katılan Dezgahê Ronakî Cemaati temsilcisi Prof. Dr. Ahmet Balisani anlattı.

İslam ümmetinin tek bir ümmet olduğunu söyleyen Dezgahê Ronakî Cemaati temsilcisi Balisani, ilmin beşeri değil, ilahi bir teori olduğunu belirtti.

“Âlimlerimizin marifet değil, ilim sahibi olmaları gerekir”

“Bugün bu toplantımızda Irak`tan, İran`dan, Suriye ve Türkiye`den gelen bu âlimler asıl itibariyle bu ümmetin tek bir ümmet olduğunun ispatıdır.” diyen Balisani, “Bizim birbirimizden ayıran küfrün dünyevi emelleridir. Bizler ayrı düştük, ayrı düşmekle beraber aramızı diz boyu cehalet sardı. Bizim bugün ayrı düşmemizin en büyük sebeplerinden biri âlimlerimizin ve önderlerimizin ilimsizliğindendir, fikirsizliğindendir. İlim İslam`ın ta kendisidir. İslam`ın aksi olan her şey cahiliyedir. Âlimlerimizin marifet değil, ilim sahibi olmaları gerekir. Çünkü ilim bir şeyin hakikatini, marifet ise bir şeyin zahirini bilmektir. İlim beşeri değil, ilahi bir teoridir. İşte bizim bu hayatımızın düzenlediği için kanunlar, ilim içeriklidir. İnsanın heva ve hevesiyle hareket etmesi de aynı şekilde cehaletten kaynaklanıyor.” şeklinde konuştu.

“Avrupa bugünkü ilerleyişini bizim önceki âlimlerimizin kitaplarına borçludur”

Toplumda yaşanan sorunlardan birinin ilmi dinden ayrı tutmak olduğuna vurgu yapan Balisani, “Bizler ilimle dinin aynı şey olduğunu, ilimsiz bir dinin hiçbir şekilde gelecek vaat etmediğini bilmeliyiz. İlim İslam toplumları için bir aydınlıktır. Kur`an`ı Kerim de bu aydınlık için yeterli ve kâfidir. Bizim eski âlimlerimiz tüm ilimleri Kur'an-i Kerimin ayetleri çerçevesinde değerlendirip ortaya çıkarmışlardır. Bizler -bu kitabın sahibi olan âlimler- Avrupa`nın kitaplarını değil, bizatihi 14 asır önce bizlere nazil olmuş Kur'an-i Kerimin ayetlerini çıkarabiliriz. Avrupa`nın kendisi de bugünkü ilerleyişini bizim önceki âlimlerimizin kitaplarına borçludur. İbn-i Sina, Farabi, Harezmî bunun birer örnekleridirler. Bizler Kur'an`la birlikteliğimiz kadar ilerleyecek ve onunla birlikteliğimiz kadar kültür seviyemiz yükselecektir. Âlimler olarak şunun bunun fikrinde değil Kur'an`ın hakikatleri çerçevesinde birleşip o çerçevede birbirimizi yönlendirmeliyiz.” İfadelerini kullandı.

Oturumun son konuşmacısı olan Dünya Alimler Birliği üyesi ve Eski milletvekili Dr. Ömer Abdülaziz ise ‘Ümmetin siyasi birliğini oluşturmak için öneriler` konusunu anlattı.

Müslümanların kendi içerisinde tartışmayı bırakıp kendisine gelmesi gerektiğini dile getiren Ömer Abdulaziz, batının oyunlarına işaret etti.

“Allah-u Teâlâ`nın insanları farklı kabilelerden, ırklardan yaratmasının sebebi birbirleriyle kaynaşması içindir.” diyen Abdulaziz, “Salim bir akıl küfrün bugün Müslümanların üzerinde tek bir amaç için çalıştığını fark etmiştir. Bugünü okumaya çalıştığımızda Müslümanların birbirlerinden kopukluğunu en büyük sıkıntımız olduğunu bilmemiz ve bunun için kendimize gelmemiz lazımdır. Biz Müslümanlar olarak kendi aramızda tartışmayı bırakıp kendimize gelmemiz ve tartışmalarımızın kesinlikle bu ümmetin geleceği için hayırlı olmadığını bilmemiz lazımdır. İyilik ve hayır adına bir araya gelip ittifak ettiğimiz meseleleri kendi aramızda konuşup yarın için neler yapabiliriz konusunu konuşabilmemiz lazım.” Şeklinde konuştu.

“Bizlerin bu oynanan oyunlara hâkim olup, bu oyunların bir parçası olmamamız gerekir”

Kürtlerin tarih boyunca İslam ümmetinin en temel parçalarından olduğunun altını çizen Abdulaziz, “Bunun en büyük örneği ise Selahaddin-i Eyyubi`dir. Bugün coğrafyamızda yaşananlar Batı`nın ve Haçlı topluluğunun Kürtler üzerindeki oyununun farkındayız. Bugün Irak, Suriye, İran ve Türkiye Kürdistanı`nda olup bitenler Kürtlerin İslam ümmeti içerisindeki etkisini kaybettirmeye yöneliktir. Kürtlerin ümmet bilinci içerisinde hareket etmesine mani olmaktır. Ümmet içerisinde olmakla birlikte Kürtlerin arasında mezhep ve fikir ayrılıklarını doğurup birbirlerine bırakmak istiyorlar. Bizlerin bu oynanan oyunlara hâkim olup, bu oyunların bir parçası olmamamız gerekir. Bilakis bu sorunları emperyalist devletler aracılığıyla değil kendi aramızda konuşup halletmemiz gerekir. Bugün toplum içerisinde oynanan oyunların ve özellikle İslam adı altında işlenen tüm terör olaylarını kendi gençliğimizi kaybettiğimizin bir göstergesidir. Bizlerin tüm bu sorunları göz önünde bulundurup çözüm arayışında olmamız lazımdır. Şeyh Said hazretlerinin de dediği gibi bizi birleştirecek kelime-i tevhittir.” Diye konuştu.

Konuşmaların ardından programa katılan âlimler hatıra fotoğrafı çekti. (M. Hüseyin Temel, M. Sıddık Bilge, M. Sait Çelik – İLKHA) 

 




































 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir