"Bir ay çalışmak için bin kilometre yol gittim"
Hâlâ 1990'lı yılların yaşattığı ekonomik ve sosyolojik travmayı üzerinden atamayan bölge halkı, geçmiş yılların meydana getirdiği mağduriyeti yaşamaya devam ediyor.
Kimisi 1990’lı yıllarda köylerinin yakılmasıyla şehre yerleştikten sonra, kimisi de yapacak başka bir iş bulamadığı için odun keserek hayata tutunmaya çalışan oduncular, yaşadıkları zorlukları anlattılar.
20 yıl önce Bingöl’den Diyarbakır’a göç etmek zorunda kaldığını söyleyen Bahri Kaçar, yerleştiği Sur’da son süreçte yaşanan çatışmalar nedeniyle çıkmak zorunda kaldığını belirtti.
Sur’daki evinin çatışmalar nedeniyle yıkıldığını ifade eden Kaçar, odunculuk yaparak ailesinin geçimini sağlamaya çalıştığını belirterek şöyle konuştu: “Evimin yarısı gitmiş yarısı kalmış. Bir tarafı yıkık bir tarafı sağlam, girmek de yasak. Yetkililere defalarca dilekçe verdik. Bir defa içeri girecektik ancak sonra bir sorundan dolayı giremedik. Kira yardımı alıyorduk, kirayı kestiler. Oğlumu işe koyduklarından dolayı kesmiş olabilirler. Evimle ilgili bir şey yok. İleride yapacaklarını söylüyorlar ama belli değil. Biz evimizin Sur’da olmasını istiyoruz.”
“Bingöl’ün köyünde 2 evim vardı, birini PKK birini devlet yaktı”
Eskiden köyde iki evinin olduğunu ve bunların yakıldığını belirten Kaçar, “Bingöl’ün köyünde 2 evim vardı. Birini PKK birini de devlet yaktı. Zaten ondan sonra göçüp buraya geldik. Allah’a çok şükür ki, ne bana ne de çocuklarıma bir zarar gelmedi. 1995 tarihinde evlerimiz yakıldı, mallarımız talan edildi.” dedi.
Zor durumda olduğunu belirten Nuri Tokak da işsizlikten dert yakınarak şunları söyledi: “İş yok. İşsiz güçsüzüm. 52 yaşındayım, ne sigortam var ne de bir güvencem. Bir gün çalışıyorum ama 10 gün boşum. Bu iş de olmasa ne yaparım. İşsizlikten kaçacak bir yer yok ki kaçayım. 4 kişi geçindiriyorum ama çocukluğumdan beri sigortam olmadı. 20 gündür bu işi yapıyorum. Ne milletvekili ne de başka yetkilinin bana yararı yok. İşsizlikten dolayı bin kilometre yol gittim, bir ay çalışmak için... Kaç defa da Karadeniz’e fındık işçisi olarak çalışmak için gitmiştim.”
Odunculuktan eskisi gibi para kazanılmadığını, artık doğal gaz ve elektrik araçlarından yararlanıldığını söyleyen Mehmet Karakoç ise oduncuların sıkıntılarına dikkat çekerek, genellikle odunların fırın veya lokantalarda kullanıldığını ifade etti.
“Kaçak oduncular bizi zor duruma sokuyor”
Odun yarma makinesi ile çalışan Karakoç, “İşler iyidir ancak çok kaçak odun işleri yürütülüyor. Kış geldi, talep olması gerekiyor ama iş yok. Yıllardan beri bu işi yapıyorum. İş zor ama başka seçenek yok. Yüz evin ancak onu odun alıyor. Eskiden herkes odun alırdı ama şimdi insanlar doğal gaz kullanıyor. Kaçak oduncular, bizi hep zor duruma sokuyor. Biz vergi veriyoruz ama başkaları vermiyor. Yetkililerin ve Orman Bakanlığının bu soruna el atmasını istiyoruz.” dedi. (M. Sıddık Bilge – İLKHA)