TARİHTE BUGÜN / 13 EKİM
TARİHTE BUGÜN / DOĞRUHABER / İSTANBUL / 13 EKİM
1914 Garrett Morgan, gaz maskesini icat etti ve patentini aldı. Afrika kökenli ABD vatandaşı olan Morgan yangınlarda zehirlenen kişileri kurtarma faaliyetlerine katılmış ve birçok başarılı operasyonlar yapmıştı. Bu türden zehirlenme vakalarının çokluğu üzerine kafa yoran Morgan, en sonunda kurtarma esnasında uyguladığı bezle sarma tekniklerinden de yararlanarak gaz maskesini icat etmeyi başarmıştı. Afrika`lı bir siyah olduğu için bu kahramanlıkları ve yaptığı icatlar ırkçı ABD yönetimi tarafından uzun yıllar görmezden gelinmişti.
1918 Talat Paşa liderliğindeki İttihat ve Terakki hükümeti Mondros Mütarekesi'ni imzalayarak Osmanlı için I. Dünya Savaşı'nı bitirdi ve istifa etti. İttihat ve Terakki Osmanlı`nın çökmesinde başlıca rolü oynamış ve geride yöneteceği bir ülke kalmayınca da istifa ederek birçok yöneticisi ülke dışına kaçmıştı.
1923 : Ankara başkent oldu. Türkiye Büyük Millet Meclisi toplandı; Ankara'nın hükümet merkezi olması kararlaştırıldı.Mübadele, İmar ve İskân Bakanlığı kurulması TBMM`de kabul edildi. Başkentin İstanbul`dan alınıp Ankara gibi Anadolu`da küçük bir merkeze taşınması hala tartışılan ve eleştirilen konular arasında yer almaktadır.
1935 Türkiye Mason Locaları kapatıldı. Locaların mal varlığı hükümete devredildi. Türkiye Mason Cemiyeti hükümet telkinleri doğrultusunda faaliyetini durdurma kararı almıştı. Masonların itirazını değerlendiren Mustafa Kemal`in bu locaların vazifelerinin zaten hükümetçe yapıldığından bunlara gerek kalmadığını söylediği aktarılmaktaydı. Mason localarının kapatıldığı dönemde Atatürk`ün çevresinde bulunan birçok kişi, bazı bakanlar ve birçok milletvekilinin mason olduğu herkesçe bilindiği gibi Mustafa Kemal de bundan haberdardı. Hatta onun da Mason localarına kayıtlı olduğunu iddia eden birçok tarihçi mevcuttu. Bu durumda Mason localarının yine bir mason olan dönemin içişleri bakanı ve CHP genel sekreteri Şükrü Kaya`nın talimatıyla kapatılması ilginç görünüyordu. İçişleri Bakanı`ndan Meclis Başkanına, Ordu komutanından Dışişleri Bakanına kadar Masonik bir kadrolaşmanın yaşandığı bir ülkede Mason localarının kapatılması birçok kişi tarafından şaşkınlıkla karşılanmışsa da o dönemde devlet sisteminin Almanya modelini örnek alarak faşist bir yapılanmaya girdiği ve bu nedenle tüm yapıların devlet içine alınarak bağımsız hiçbir kurumun faaliyetlerine izin verilmediği hatta Hamallar Derneğinin dahi kapatıldığı şeklinde yorumlayanlar da vardı.
Devletin en önemli kurumlarının başında zaten masonlar varken, (locanın) malvarlığı konusunda alınacak tedbirler, sembolik olmaktan öte bir anlama sahip değildi! Daha sonra bahsedildiği gibi Masonlar dağılmamış bir uyku dönemine girmiştir. Atatürk`ün ölümünden sonra kendilerine gelen baskıyı hafifletmek için kendilerini fesheden masonlar, faaliyetlerine tekrar başladılar ve mallarını halk evlerinden misliyle alarak çalışmalarına devam ettiler.
1968 : 167 kişilik ilk Türk işçi kafilesi Avusturalya'ya uğurlandı. O dönemlerin Türkiye`sinde halk geçimini sağlayacak bir iş imkanını bulamıyor, memleketinden uzak, gurbet diyarlarına istemeyerek de olsa göç etmek zorunda kalıyordu. Yöneticiler ise bu utanç tablosunu bir yönetim başarısı ve giden kişilere de bir minnet aracı şeklinde gösteriyorlardı.
1972 Bir Uruguay askeri uçağı And dağlarında (Arjantin ve Şili sınırında) düştü. Sağ kalan 16 kişiye 23 Aralık'ta ulaşılarak kurtarıldı.
1980 Türk Hava Yolları'nın Diyarbakır adlı uçağı 'akıncı' olduklarını söyleyen silahlı 4 kişi tarafından kaçırılarak Diyarbakır'a indirildi; eylemciler, kadın ve çocukları serbest bıraktı ve yetkililerle pazarlığa girişti. Uçak dönemin İslamcı yazarları arasında yer alan Yılmaz Yalçıner ve üç arkadaşı tarafından İran`a kaçmak için kaçırılmış, fakat cunta yönetimi tarafından düşürülmesi pahasına da olsa Diyarbakır`a indirilmesi talimatı verilmişti. Yılmaz Yalçıner askeri yönetimin hiçbir muhalife hayat hakkı tanımadığını, kendilerinin ülke dışına kaçmak için başka alternatifleri bulunmadığını, bu nedenle uçak kaçırmak zorunda kaldıklarını ifade etmekteydi. Uçağı kaçıranlar 36 yıl hapse mahkum edildiler daha sonra 1991`de çıkan kısmi afla tahliye edildiler.
1983 Danışma Meclisi'nin görevi sona erdi. Meclis 12 Eylül askeri darbesi sonrası cunta yönetimindeki Milli Güvenlik Konseyi'nin belirlediği 160 üyeden oluşmuştu.
1984 : İsveç'te ele geçirilen bazı belgelerde, PKK'nın ASALA ile işbirliği yaptığının ortaya çıktığı ileri sürüldü.
1986 Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Ronald Reagan ve Sovyetler Birliği lideri Mihail Gorbaçov buluştular. Stratejik silahların kontrolünü tartışmak için bir araya gelen iki başkandan Reagan "Yıldız Savaşları" projesinden vazgeçmeyince bir sonuca ulaşılamadı.
1988 : Akaryakıt ile başlayan zam sağanağı tüm hızıyla devam ediyor. ANAP hükümeti ile başlayan zam furyası daha uzun yıllar Türkiye`nin gündeminde kalacak ve halk enflasyon canavarı terimiyle tanışıp zamanla çok yüksek enflasyon altında yaşamaya alıştırılacaktı. Türk Lirası hızla değer kaybedecek ve paradaki sıfırlar gittikçe artacaktı.
1991 : Devlet Sanatçısı ünvanı verilen 36 sanatçıdan 6'sı (Süreya Koral, Zühdü Müridoğlu, Yaşar Kemal, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Hüseyin Gezer ve Ömer Lütfi Akad) devlet sanatçısı ünvanını reddetti.
1991 Eski MİT (Milli İstihbarat Teşkilatı) müsteşarı emekli Orgeneral Adnan Ersöz, öldürüldü. Ersöz'ü Devrimci-Sol örgütü militanlarının öldürdüğü açıklandı.
1994 Batık işadamı Halil Bezmen'e ait trilyonlar değerindeki antika eserler, Amerika'ya kaçırılmak üzereyken Mali Polis tarafından yakalandı.
1994 İnsan haklarından Sorumlu devlet Bakanı Azimet Köylüoğlu Amerikanın Sesi Radyosu'na, "600 köy ve 800 mezranın yakıldığını" açıkladı. Bakan`ın bu itirafı dahi kürdlerin yaşadığı acıların tüm dünya ve Türkiye kamuoyu tarafından anlaşılmasına yetmiyordu. Türkiye Cumhuriyeti PKK ile mücadele adına Kürd köylerini yakıp yıkıyor insanları toplu göçe zorluyordu. Devlet zulmü ve PKK baskısı kıskacında tarihin en derin acılarından birini yaşayan Kürdler, hala bu sorunlarına köklü bir çözüm bulabilmiş değiller.
1997 : Bayrampaşa Cezaevi`nde isyan çıktı. İsyan güçlükle önlenebildi. Cezaevlerindeki kötü koşullar ve işkence nedeniyle başgösteren isyanlar sıklaşmaya başladı. Kimi cezaevlerinde de hakimiyet kuran sol görüşlü mahkumlar bu konumlarını elden bırakmamak için isyan çıkarıyorlardı.
2000 : Sabah Gazetesi yazarı Rauf Tamer'in, bir arsa ihtilafını çözmek için Egebank soruşturması çerçevesinde tutuklanan Yahya Murat Demirel'den bir milyon dolar aldığı iddia edildi. Tamer, iddiayı kesin bir dille reddederken, Sabah'taki yazılarına ara verildi.
2004 : İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada hakkındaki gıyabi tutuklama kararı vicahiye çevrilen Metin Kaplan, tutuklanarak Bayrampaşa Cezaevi'ne gönderildi.
2006 Birleşmiş Milletler genel kurulu, Güney Kore dışişleri bakanı Ban Ki-Moon'u yeni BM Genel Sekreteri olarak resmen atadı. Moon görevi Kofi Annan'dan 1 Ocak 2007'de devraldı. ABD BM Genel Sekreterlik koltuğuna suya sabuna dokunmayan ve Amerikan çıkarlarının peşinden sürüklenen etkisiz kişilerin oturması için çaba sarfetmektedir. Ban Ki-Moon da bu iş için biçilmiş kaftandı.