"Yeni Kerbela'lar yaşanmaması için Muharrem ayı iyi idrak edilmeli"
Bingöl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Mehmet Şirin Ayiş, Muharrem ayı ve Aşura'nın önemine ilişkin İLKHA'ya değerlendirmelerde bulundu.
Muharrem ayı ve Aşuranın önemine dair İLKHA'ya konuşan Bingöl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Mehmet Şirin Ayiş, önemli tespitlerde bulundu.
Bingöl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Mehmet Şirin Ayiş, Aşure gününün önemine işaret ederek, Yeni Kerbelaların yaşanmaması için Muharrem ayının iyi idrak edilmesi gerektiğini söyledi.
“Muharrem ayı, Kur'an-ı Kerim'de kıymet verilen aylardan biridir.” diyen Ayiş, “Aşure bu ayın en kıymetli günüdür. Allah-u Teala bir çok duaları bugün kabul etmiştir. Hz. Adem'in (as) tövbesinin kabulü, Hz. Nuh'un (as) gemisinin tufandan kurtulması, Hz. Yunus'un (as) balığın karnından çıkması Aşure günü olmuştur. Hz. İbrahim'in (as) Nemrud'un hazırlattığı ateşte o gün yanmadı. Aşure gününde Hz. İdris (as) diri olarak göğe çıkarıldı. Hz. Yakub (as) o gün Hz. Yusuf'a (as) kavuştu ve gözleri açıldı. Hz. Eyyub (as) hastalıktan iyi oldu. Hz. Musa (as) Kızıldeniz'den geçti, Fir'avn ve askerleri Kızıldeniz'de boğuldular. Hz. İsa'nın (as) doğumu, Yahudilerin elinden kurtulup göğe çıkarılması, tüm bunlar Aşure günü olmuştur.” diye konuştu.
Aşure yemeğini ibadet olarak görmenin yanlış olduğunu ifade eden Ayiş, “Nuh (as) tufandan sonra pişirdiği rivayet edilen aşure bugün de adet olarak devam etmektedir. Bunu ibadet olarak kabul etmek yanlıştır. Zira Peygamber (sav) ve Ashab-ı kiram böyle yapmadı. Bunu ibadet sanmak bid'attir ve günahtır. Çünkü Hz. Peygamberin yaptığı veya emrettiği şeyleri yapmak ibadet olur. Din kitaplarının yazmadığı, İslam alimlerinin bildirmediği şeyleri yapmak sevap olmaz, günah olur.” dedi.
Aşure günü oruç tutmanın sünnet olduğunu belirten Ayiş, “Peygamber Efendimiz buyurdu ki: 'Bir kimse, Aşure günü oruç tutsa, Allah-u Teala ona bir şehid sevabı verir. Aşure günü oruçlu olan için, yedi gök ehlinin sevabını yazar. Aşure günü bir mü'mine iftar verene, ümmet-i Muhammed'in hepsine iftar vermiş gibi sevab yazılır. Aşure günü bir yetimin başını okşayana Allah-u Teala o yetimin başındaki kıllar kadar Cennet'te derece verir.' Yahudiler, Hz. Musa'nın Muharrem'in 10. günü hürriyetine kavuştuğuna inanırlar ve o gün oruç tutarlar. Bu sebeple Müslümanların onlara benzememek için Muharrem'in 9, 10, 11. günleri oruç tutmaları gerekir.” diye ifade etti.
Ayiş, sözlerine şöyle devam etti: “Şiiler, 'Muharrem'in onuncu günü, Hz. Hüseyn şehid edildiği için matem tutarlar. İslamiyette matem tutmak yoktur. Nitekim Resulullah'ın Taif'te mübarek ayaklarının kanatıldığı, Uhud'da mübarek dişlerinin kırıldığı, yüzlerinin kana bulandığı ve vefat ettikleri günlerde de matem tutulmaz.”
“Muharrem ayı yeni Kerbela'lar yaşanmaması için bir fırsat bilinmeli ve ona göre idrak edilmelidir yoksa Muharrem ayı yas matem kin nefret düşmanlık ayı haline getirilmemelidir.” diyen Ayiş şunları söyledi:
“Muharrem ayında yaşanan olaylardan hareketle ümmet-i Muhammed'in geçmişten ders çıkararak yeniden kendi birliğini, beraberliğini, kardeşliğini, din kardeşliği hukukunu tesis ederek sağlam bir ümmet ruhu ve şuuru ile daha iyi bir geleceğe hazırlanması için bir fırsat olmalıdır. Bu yüzden Muharrem sadece aşure pişirmek, tatlı dağıtmak veya Kerbela yasını ve matemini tutmak olarak idrak edilmemelidir. Bu şekilde olursa Muharrem'den hakkıyla istifade etmemiş oluruz. Muharrem'den hakkıyla istifade etmek için, birlik ve beraberliğe, kardeşlik ve sevgiye, şefkat ve merhamete ne kadar ihtiyacımızın olduğunu yeniden hatırlamak gereklidir. Muharrem ayı yeni Kerbela'lar olmaması için idrak edilmelidir.” (Nihat Kanat-İLKHA)