Görmez `Hiç kimsenin mezhebini dininin önüne geçirme hakkı olamaz`
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, hiç kimsenin mezhebini dininin önüne geçirme hakkı olmadığını belirterek, "Hiç kimse bir mezhep sultasından dolayı, Müslüman kardeşlerini katletme cürmünü işlemeye kalkışmamalıdır." dedi.
İSTANBUL - Diyanet İşleri Başkanlığının "Muharrem İftarı ve Kerbela Şehitlerini Anma" programı Eyüp'teki Bahariye Mevlevihanesi'nde gerçekleştirildi. Program öncesi, su ve tuzun bulunmadığı sofrada, etsiz hazırlanan yemeklerle iftar yapıldı. İftarın ardından, Dede Fethi Erdoğan'ın "şükür duası" yaptığı program, Fatih Camisi İmamı Bünyamin Topçuğlu'nun Kur'an-ı Kerim tilavetiyle devam etti.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, programda yaptığı konuşmada, muharrem, Aşura ve Kerbela`nın Müslümanların ortak konuları olduğunu aktararak, "Muharrem Sofrası'nda" bir arada bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Görmez, kendisini mümin ve Müslüman kabul eden, ırkı, rengi, coğrafyası, mezhebi ve meşrebi ne olursa olsun herkes için Kerbela'nın ortak elem ve keder olduğunu kaydetti.
Görmez, "Müslümanların en büyük zorluğu, hep kendi içlerinden fitne, fesat tohumları ekenlerden, en büyük tehlike daima onlardan gelmiştir. İşte bizim Kerbela'dan alacağımız en büyük ders bu." dedi.
"15 Temmuz şehitleri umuttur"
15 Temmuz'daki darbe girişimine karşı ortaya konulan direnişe de değinen Görmez, şöyle konuştu:
"15 Temmuz, millet olarak bize bir kez daha bir şey gösterdi. 15 Temmuz'da can veren yavrularımız, şehitlerimiz, bize şunu söyleyerek gittiler. Dediler ki 'siz bu vatanı, birliğinizi, beraberliğinizi kaybederseniz, o zaman ne Aleviniz, ne Sünniniz, ne Caferiniz, ne Kadiriniz, ne Nakşiniz kalır. Hiç bir şeyiniz kalmaz.' Özgürlüğü kaybedince, iman kalmaz. Din, özgürlüktür aynı zamanda. Özgürlük olmadığı zaman, insan dinini yaşayamaz. 15 Temmuz bize, bir umut verdi aynı zamanda. Daha 18-19-20-21 yaşında gençlerimiz evlerinden çıkarken, annesiyle babasıyla helalleşip sokakta gördüğü göletten abdestini alarak şehadete koşan o gençlerimiz, bize aynı zamanda bir umut verdi. Bu milletin ruhunun ölmediğini, bütün aleme gösterdi."
Dedelerin "Biz hepimiz İslamız" mesajı verdiğine işaret eden Görmez, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İslam aleminin içinden geçtiği bu süreçlerde, hiç kimsenin mezhebini dininin önüne geçirme hakkı olamaz. Hiç kimse bir mezhep sultasından dolayı, Müslüman kardeşlerini katletme cürmünü işlemeye kalkışmamalıdır. Dün Yemen'de bir taziye evine bomba düştü, 100'ü aşkın Müslüman katledildi. Bağdat'a bomba düştü, 70'i aşkın insan öldü. Öldürmeye devam ediyoruz. Bütün bu cürümler işlenirken, biz küçük meselelerimizi tartışma konusu yaparak, dini katletmeye devam ediyoruz. Biz Kerbela'nın ahu figanı üzerine iktidarımızı yükseltiyoruz. Bunu yapan, hangi ismi verirse versin, bu Müslüman'a yakışmaz."
Dünya Ehl-i Beyt Vakfı Başkanı Fermani Altun ise 22 yıl önce Diyanet İşleri Başkanlığıyla birlikte Kerbela şehitlerini anma programları düzenlediklerinde ideolojik grupların saldırılarına maruz kaldıklarını anlattı.
Ortaya çıkan bilgisizliğin zaman içinde küresel güçler tarafından kullanıldığını ifade eden Altun, "Biz duvarları ortadan kaldırdık. Diyanet İşleri Başkanlığımız artık Kerbela şehitlerini anmayı gelenek haline getirdi. İnancın doğru bilinmesi berekettir, kurtuluştur. Yanlış bilinmesi ve yanlış insanların himayesinde olması ise felakettir." dedi.
AA