"Yasin Börü olayının üzerine gidilseydi darbe girişimi olmayabilirdi"
HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yılmaz, "Yasin Börü olayında katiller, azmettiricilerle beraber yargılanmış olsaydı, delilleri karartanlar davaya dâhil edilmiş olsaydı belki 15 Temmuz darbe girişimi olmayacaktı." dedi.
HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yılmaz, Diyarbakır’ın Kayapınar ilçesindeki Cebeli Nur Camii’nde kıldığı Cuma namazının ardından 6-8 Ekim 2014’teki Kobani bahaneli saldırıların yıldönümünü İLKHA’ya değerlendirdi.
Kurban Bayramı’nın son günü Yasin Börü ve arkadaşlarının PKK çeteleri tarafından vahşice katledildiğini hatırlatan Yılmaz, katliamın üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen acıların hâlâ taze olduğunu söyledi.
Yılmaz, "Bu katliam, Türkiye tarihinde bütün toplumu ayağa kaldıran, toplumda infial uyandıran katliamlar içerisinde yerini buldu. Fakat kamuoyunda ve hükümet nezdinde yeterince işlenmedi, sahiplenilmedi. PKK/HDP, bu katliamın zeminini hazırlayan, bu katliam için sokağa inen ve İslami kesimleri hedef gösteren bir konumda. Maalesef azmettirenlere hiçbir şekilde dokunulmadı, yargılamaya dâhil edilmediler.” dedi.
Yasin Börü, Hüseyin Dakak, Riyad Güneş, Hasan Gökgöz’ün katledilmelerine ilişkin devam eden davaya da değinen Yılmaz, “Yargılama süreci şu an sulandırılmış bir dava ile delillerin karartıldığı, yeterince toplanmadığı dosyaya asıl faillerin, azmettiricilerin dâhil edilmediği bir dava dosyası. Bu dava dosyasıyla ancak 3-5 tetikçi cezalandırılabilir. Sokağa salınan çetelerden birkaç kişinin ceza almasıyla bu dava kapatılırsa kamu vicdanı rahatlatılamayacak, adalet yerine gelmeyecek. Bu katliamın tam olarak anlaşılabilmesi, adaletin gerçekleşebilmesi için azmettiricilerin davaya dâhil edilmesi lazım.” diye belirtti.
Yılmaz, “İmralı’da bu talimatı veren Abdullah Öcalan’ın, talimatın örgüte ulaşmasını sağlayan Mehmet Öcalan’ın, başta Karayılan olmak üzere örgütün Kandil şeflerinin, ‘Sokağa inin, eylemleri başlatın, her tarafı yakın Kobani’ye çevirin’ diyen HDP yetkililerinin, Kürdistan coğrafyasını İslamsızlaştırma görevini üstlenen HDP’nin buradaki rolü unutulmamalıdır. Bu çeteler kendiliğinden İslami kurumlara, İslami şahsiyetlere, sakallılara, çarşaflılara, sarıklılara saldırmadılar. Onları yönlendiren vardı.” diyerek azmettiricilere işaret etti.
Müslümanları hedef gösteren Zübeyde Zümrüt’ün başka bir dosyadan tutuklu olduğunu hatırlatan Yılmaz, konuşmasına şöyle devam etti: “Şikâyet dilekçesi olmasına rağmen haklarında bundan dolayı bir dava açılmadı. Dokunulmazlıklar kaldırıldı. Malumunuz ama bunca şikâyete rağmen HDP’nin yöneticileri davaya dâhil edilmediler. Bu işten sadece HDP yöneticileri sorumlu değil. Aynı şekilde Çözüm Süreci adıyla başlatılan çatışmasızlık sürecinde Kürdistan coğrafyasını, bölgemizi PKK’nin at koşturduğu ortam sağlayan hükümet yetkilileri de bundan sorumludur. Yine aynı şekilde olayı ciddi bir şekilde soruşturmayan, delillerin toplanmasını yeterince yapmayan, MOBESE kameralarının görüntülerini yok edip dosyaya koymayan ve böylece davanın akamete uğramasını sağlayan o dönemin yetkilileri de sorumludur. Onlar da davaya dâhil edilmelidir.”
“15 Temmuz darbe sonrası FETÖ ve PKK işbirliği ortaya çıktı”
“15 Temmuz darbe sonrası FETÖ ve PKK işbirliği ortaya çıktığını ifade eden Yılmaz, “ Özellikle 15 Temmuz sonrasında ortaya çıktı ki iç savaş çıkarma planını devreye koymak için FETÖ ile PKK’nin işbirliği yaptığı bugün ortaya çıktı. Yasin Börü olayının üzerine yeterince gidilmiş olsaydı o katiller azmettiricilerle beraber yargılanmış olsaydı, deliller karartılmamış olsaydı, delilleri karartanlar davaya dâhil edilmiş olsaydı belki 15 Temmuz darbe girişimi olmayacaktı. Buna imkan kalmayacak, o gücü dahi bulamayacaklardı. Ama maalesef üzerine gidilmediği, hep örtbas edildiği için 15 Temmuz’u yaşadık.”
“Kürt/Türk, dindar/laik, alevi/Sünni çatışması çıkarmak için ellerinden geleni yaptılar”
Kürt Türk, dindar laik, alevî ve Sünnî çatışması çıkarmak için PKK, HDP ve FETÖ ellerinden geleni yaptıklarını belirten Yılmaz, “Sadece bir örgütün planladığı, devreye koyduğu bir proje olmadığı ortaya çıkıt. Bu emperyalist batı, Amerika ve İngiltere tarafında tezgâhlandığı ve taşeronluğunun PKK, HDP ve FETÖ’nün üstelenmiş olduğu bir kaos çıkarma planı olduğu bugün ortaya çıktı. Kürt Türk, dindar laik, alevi ve Sünni çatışması çıkarmak için ellerinden geleni yaptılar. Bayramlarımızı sürekli kara bayram ilan edip özellikle kurban bayramlarında sürekli bir şekilde Müslümanların huzurunu bozan bayramı Müslümanlara zehir eden insanlar bugün kendileri Müslümanlar için, Müslüman Kürt halkı için uygun gördükleri o pozisyona düşürmek istedikleri o pozisyona kendileri düşmüştür.” İfadelerini kullandı
‘Bu katliamda rol alanların hemen hepsi Allah Teâlâ’nın cezalandırmasıyla cezalandırıldılar.’ diyen Yılmaz, Kürt halkının bu katliamları yapan katillerin gerçek yüzü gördüğünü belirtti.
Hükümet yetkililerin 6-8 Ekim olaylarının üzerinde çokça durması gerektiğini ifade eden Yılmaz, “Davalara azmettiriciler de dâhil edilmeli. Hükümet yetkilileri, mülkî amirleri olarak bu işte bulunanların dâhil edilmesi lazım ki örgütün düştüğü akıbete kendisi de düşmesin yoksa zalimlere destek olunursa, zalimin zulmüne rıza gösterilirse, zalimlerin zulmünün devam etmesi için ses çıkarılmasa susanlara da dokunulur. O zülüm ateşi sessiz kalanı da yakar.” şeklinde konuştu.
Yılmaz, konuşmasını sonunda olaylarda PKK’nin katlettiği Müslümanlara Allah’tan rahmet, ailelere sabr-ı cemil ve başsağlığı temennisinde bulundu. (Emrah Deniz, Hamza Adiyaman- İLKHA)