ABD Dışişleri Bakanlığı bir yıl önce Hamas`ın üç liderini terör listesine aldıktan sonra şimdi de liderlerinden milletvekili Fethi Hammad`ı terör listesine aldı.

Bu kaydın ardından söz konusu şahısların bütün mal varlıklarına el konuluyor, Amerika`da mukim şahısların bunlarla her türlü ilişkileri yasaklanıyor.

Bu liste ve listeye alma işi dünya insan hakları deklarasyonuna aykırıdır. Deklarasyona göre “her insan, ayırım olmaksızın ilan edilen bütün hak ve özgürlüklerden yararlanma hakkına sahiptir. Her insanın seyahat ve bulunduğu ülkeyi terk etme özgürlüğü vardır. Cinayetle suçlanan biri, kendini savunacak fırsat ve ortam hazırlandıktan sonra açıktan yapılacak bir yargılamada suçu ispat edilinceye kadar suçsuzdur” ilkesi vardır. Aynı şekilde BM tarafından onaylanan uluslararası medeni ve siyasi haklarla ilgili sözleşme de “hiçbir şahıs haksız ve zalimce bir şekilde hukuksuz girişimlere maruz bırakılamaz. Kanunların bireyleri bu tür haksızlıklardan koruması, bireysel haklardandır” ifadesi yer almaktadır.

Uluslararası bütün sözleşmeler, anlaşmalar ve kararlar şahısları saldırılardan, tutuklamalardan veya hakkında verilecek haksız zalimce kararlardan korumayı güvence altına almıştır.

ABD`nin aldığı bu ırkçı ve hukuktan yoksun karar, Amerika`nın Filistin halkına ve meşru direnişine karşı barbarca saldırılarının devam ettiğini gösteriyor. Karar, devam eden savaşın bir halkasıdır. Karar Amerika`nın çifte standart uyguladığını gösteriyor. Toprağını özgürleştirmek için direnen Filistinliler terörist ilan edilirken; en çirkin cinayetleri işleyen, yaş ve kuru her şeyi yakıp yıkan, silahsız ve savunmasız kadınları, çocukları ve yaşlıları öldüren, evleri ailelerin başına yıkanları ise kendilerini savunanlar olarak ilan ediliyor. Ona göre bunların kendilerini savunma hakkı var ve onları her türlü uçak, silah ve mühimmatla desteklemek gerekiyor!...

Amerika terörle mücadele ettiğini iddia ediyorsa, o zaman herkesten önce Filistin topraklarını işgal eden, halkını yurdundan eden, çocuklarını katleden, ibadet yerlerini yerle bir eden Siyonist işgal rejimindeki siyasi ve askeri liderleri hazırladığı listenin başına alması gerekiyordu.

ABD terörle mücadele etme iddiasındaysa, hazırladığı listenin başına uluslararası karar ve hukuka göre Filistin halkı lehine çıkan;  bu halkın dönüş, tazminat ve geleceğini belirleme hakkı gibi doğal haklarını onaylayan uluslararası kararları hiçe sayan ve uygulamayanları alması gerekiyordu.

1948 yılında çıkan 194 sayılı, 1967 yılında çıkan 242 sayılı ve 1973 yılında çıkan 338 sayılı kararlar bunlarda sadece bazılarıdır. Fakat işgal rejimi adeti olduğu üzere bu kararlardan hiçbirini uygulamadı. ***

İşgalcinin bu kararları reddetmesi ve hiçe sayması, BM tarafından 1945 yılında çıkarılan insan neslini yok etmeyi engellemeye yönelik ikinci maddeye göre uluslararası cinayet olarak kabul edilmesi gerekir.

Amerika`nın Hamas lideriyle ilgili aldığı ve adaletle ilgisi olmayan bu karar,  Amerika`nın sabıkalı sicilinin devam ettiğinin göstergesidir. Bu, Amerika`nın Filistin`e yönelik komplo ve entrikalarından başka bir şey değildir. O nedenle hukukçuların, siyasetçilerin, Filistinli grupların Amerika`nın Filistin halkına karşı sürdürdüğü bu acımasız ve azgın savaşı deşifre etmeleri, bu konudaki kirli çamaşırlarını ortaya koymaları gerekir.

Filistin halkına karşı Siyonistlere verdikleri yardım ve Filistin halkını ve direnişini suçlu göstermeleri nedeniyle Siyonist liderlerden önce Amerikalı liderleri, üniversitelerin sembolik de olsa kuracakları mahkemelerde yargılamaları gerekir. 

Said Elbatta / Filistin Enformasyon Merkezi / Çeviri Makale