• DOLAR 34.655
  • EURO 36.344
  • ALTIN 2920.419
  • ...
Bilge Gençlik Kulübü`ne kumpas!
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Ergenekon ve Balyoz gibi davalarda yargılanıp ağır cezalara mahkûm olanlar yeniden yargılama yoluyla beraat ettirilirken, islamî camialara yönelik FETÖ komploları ısrarla görmezden geliniyor.

Kimi zaman askerî vesayet kimi zaman polis devleti mantığı ve kimi zaman da sivil bürokrasinin uygulamaları sonucu birçok kesim büyük acı ve mağduriyetler yaşadı.

15 Temmuz darbe girişiminin ardından terör suçlamasıyla açığa alınan yargıçların eli ile açılan komplo davalarından biri de 2013 yılında dicle üniversitesi bilge gençlik kulübüne yönelik gerçekleştirildi.

Bilge gençlik kulübü üyesi öğrenciler 2013 nisan ayında dicle üniversitesi'nde kutlu doğum etkinliği düzenledikleri için dönemin bazı bdp milletvekillerinin de provokasyonuyla pkk tarafından saldırıya uğradı.

Bazı üyeleri ağır yaralanan bilge gençlik kulübü, pkk saldırısının ardından fetö komplosuna maruz kalarak mağdur edildi.

Resmi izinlerle düzenlemek istedikleri kutlu doğum etkinliği dolayısıyla saldırıya maruz kalan öğrencilerden Cihan Turan, Şaban Aslan, Sadık Çetinkaya, Eşref Taş ve Mehmet Şah Yılmaz FETÖ yargıçlarının eli ile mahkûm edildi.

Cezalara imza atan mahkeme başkanı ali girgin daha sonra fetö/pdy'den tutuklanırken üye abullah karamete aynı gerekçeyle açığa alındı.

Öğrencilere operasyon düzenleyen birçok polisin de daha sonra açığa alındığı davada, ceza verilen öğrencilerin mağduriyeti devam ediyor.

Bilge Gençlik Kulübü üyelerine verilen cezaların hiçbir delile dayanmadığını belirten Hür Der Başkanı Av. Şaban Dalgın, mahkeme üyelerinden bir tanesinin olayda suç unsuru bulunmadığına yönelik muhalefet şerhine rağmen başkan ve diğer üyenin oy çokluğuyla ceza verdiğine dikkat çekti.

15 Temmuz sonrası ceza kararı alan heyet üyesi 3 hâkimden 2'sinin fetö suçlamasıyla açığa alınması alınan kararın şaibeli olduğunu ortaya koyuyordu.

Olayların yaşandığı günlerde yaptığı açıklamayla oynanan oyuna dikkat çeken mağdur avukatlarından abdulgani orhan, şu dikkat çekici ifadeleri kullanmıştı:

"olaylar çıkmadan önce batman emniyeti olaydan haberdarmış gibi hareket ediliyordu. Bir kavga yaşanacak kalabalık grup, küçük grubu dağıtacak çarşıya kadar yürüyüş yapılacak ve çarşıda dindar esnafa saldırılar düzenlenerek olaylar üniversite dışına yansıtılacaktı. İşin asıl garip tarafı ise batman emniyeti üniversiteye konuşlanmışken, diyarbakır emniyeti ise dindar esnaflara saldırı yapılacakmış gibi şehrin içinde bekleyerek adeta olayların üniversite dışına çıkmasını bekliyordu."

Bilge Gençlik Kulübü üyesi öğrencilerin oynanmak istenen bu kirli oyunu bozduklarını ifade eden orhan, "30'a yakın dindar genç bu hesabı bozuyor. Geriye dönüp o kalabalığı püskürtmesi, eğitim fakültesinin içerisinde onları sıkıştırmaları, bu planı değiştiriyor. Planın değişmiş olduğunu gören diyarbakır emniyeti yangından mal kaçırırcasına diyarbakır'ın merkezini terk edip üniversiteye koşup gelmiştir. Bir polisin, 'biz üniversiteye yetişmeseydik pkk'li olan grubu, küçük grup dicle nehrine dökecekti. Biz PKK'lilerin Dicle nehrine dökülmesini bir anlamda engellemiş olduk.' söylemleri, kirli senaryoları tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermektedir." demişti.

15 temmuz sonrası fetö/pdy-pkk işbirliğiyle hazırlandığı anlaşılan oyunun bozulması üzerine yargı içindeki unsurlarıyla harekete geçen fetö, oyunu bozan bilge gençlik kulübü öğrencilerini "yasadışı örgüt adına hareket ediyor" suçlamasıyla mahkeme önüne çıkardı.

Ancak mahkeme boyunca bu suçlamayı ispatlayıcı delil ortaya konamazken rektörlükten alınan izinle yapılmak istenen kutlu doğum etkinliği ve bu etkinlik için afiş asma ve bildiri dağıtma suç olarak gösterildi. Mahkeme heyeti, öğrencilere bir de izinsiz gösteri yapmaktan ceza verdi.

Oysa bu ceza bile hukuki olarak sorunluydu. Çünkü pkk saldırılarından kurtulan öğrenciler yeni bir saldırıya uğramamak için topluca olay yerinden ayrılmak zorunda kalmıştı.

Pkk saldırısında yaralanan öğrencileri de açılan davaya dâhil eden fetö yargıçları, bununla da yetinmeyerek yaralı arkadaşlarını görmeye giden öğrencileri de 'yaralıların arkadaşı' diye gözaltına aldırdı.

Savcının beraat istemesine rağmen müvekkillerine ceza verildiğini ifade eden avukat abdulgani orhan, "yasada, toplantı gösteri yürüyüşüne muhalefet etmek için toplu bir şekilde toplanmaları, polisin kamera kayıtları önünde yasal bir şekilde ihtarda bulunması, ihtara rağmen belli bir makul sürenin geçmesi, makul süre geçtiği halde bu grubun direnmesi ve dağılmamakta ısrar etmesi şartı aranmaktadır… ama kayıtlara baktığımızda bilge gençlik kulübü üyelerinin hiçbirinin bunları yapmadığı ortadadır. Mahkeme üyelerinden birisinin beraat etmeleri yönünde görüş bildirmesine rağmen, başkan ve bir tane üye hukuka aykırı bir şekilde, hukuku ayaklar altına alarak ceza verdi." diyerek yaşanan hukuksuzluğu gözler önüne serdi.

15 temmuz'la başlayan süreçte yaşadıkları haksızlıkların fetö/pdy komplosu olduğunun ortaya çıktığını belirten mağdur öğrenciler, terör örgütü üyesi olmakla yargılanan hâkimlerin verdiği kararların geçersiz sayılarak haklarındaki mahkûmiyet kararlarının kaldırılmasını bekliyor.

Öğrenciler ayrıca adı geçen fetö hâkimleriyle beraber açığa alınan polislerden dicle üniversitesi olaylarında ihmali olanların da yargı önüne çıkarılarak hesap vermelerini istiyorlar. 

rehber tv

 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir