• DOLAR 32.462
  • EURO 34.781
  • ALTIN 2440.948
  • ...
TARİHTE BUGÜN - 7 EYLÜL
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

TARİHTE BUGÜN / DOĞRUHABER / İSTANBUL / 7 EYLÜL

70 - İmparator Titus komutasındaki Roma İmparatorluğu ordusu Kudüs'ü işgal etti, yahudi ayaklanmasının cezası olarak şehir yağmalandı. Putperest Roma, uzun yıllar boyu semavi dinlerle savaşmış; özellikle İsevilere karşı yüzyıllar boyu baskı, işkence ve kıyım politikasını uygulamıştır.

1776 - Dünyada ilk kez bir denizaltı saldırısı düzenlendi. Amerikalıların imal ettiği Turtle (Kaplumbağa) adlı araç suyun altından giderek New York limanında demirlemiş İngiliz donanmasının bayrak gemisi HMS Eagle'ın altına zaman ayarlı bir bomba iliştirdi. Saldırı başarıya ulaşmadı.

1822 - Portekiz sömürgesi Brezilya bağımsızlığına kavuştu.

1916 – I. Dünya Savaşı: İngiliz uçakları İstanbul Haydarpaşa Garı'nı bombaladı.

1923 - İkdam, Akşam, İleri, Tercüman-ı Hakikat, Tevhid-i Efkar, Tanin, Vatan ve Vakit gazeteleri, dizgici grevi nedeniyle çıkamayınca ortaklaşa "Müşterek" gazetesini yayımlamaya başladı. "Müşterek" gazete iki hafta çıktı.

1927 - ABD'li mucit Philo Taylor Farnsworth tamamen elektronik sistemle çalışan ilk televizyonu geliştirdi. Daha önce mekanik ve yarı elektronik televizyonlar icad edilmiş bu gelişme de TV serüveninin geldiği son nokta olmuştu.

1936— İstanbul ve Ankara radyo şirketleri, satın alınarak devletleştirildi. Daha önce çıkarılan kanunla radyo yayınının devlet tekelinde olduğu kararlaştırılmış ve bu kanun gereği radyolar devletleştirilmiştir.

1938 - Hatay Cumhuriyeti Anayasası kabul edildi. Başbakan Abdurrahman Melek, "Programımızın ruhu ve esası Kemalizm rejimi ve bütün icabatıdır" dedi.

1940 - II. Dünya Savaşı: Almanyası Londra'yı bombalamaya başladı. 57 gün kesintisiz devam edecek olan bu gece bombardımanlarına The Blitz adı verilmiştir. Blitz İngiltere çapında bir çok kent ve kasabayı etkiledi. Ancak asıl saldırı başkent Londra'yı hedef aldı. 1941 yılının Mayıs ayı sonunda 40 bini aşkın sivil ölürken bir milyondan fazla kişi evsiz kaldı.

1946- Türkiye'de ilk büyük devalüasyon yapıldı. 1.83 TL olan ABD Doları'nın fiyatı, yüzde 54 artırılarak 2.83 TL'ye çıkarıldı. Devalüasyon; sabit kur sistemlerinde ödemeler dengesi açık veren ülkenin ulusal parasının dış satınalma gücünün, hükümetçe alınan bir kararla düşürülmesidir. Başka bir deyişle devalüasyon, bir devletin resmi para biriminin diğer ülke dövizleri karşısında değer kaybettirilmesidir. Bu yolla ithal malları pahalılaşırken yerli malların fiyatı da aşağı çekilmiş olur.

1955:Selanik`te Atatürk`ün evinin yakıldığı yaygarasının yapılmasının ardından Gayrimüslimlere karşı dün başlayan saldırılar, diğer şehirlere de sıçradı, olaylar çok güç yatıştırılabildi. Günün sonunda olaylar yatıştığında Rumlara ait bütün ev ve iş yerleri yakılmış ve yağmalanmıştı. Türk basınına göre 11 kişi, bazı Yunan kaynaklarına göre 15 kişi öldürülmüştür. Ölü sayısının az oluşu gruplara "ölü olmasın" emri verilmesi sebebiyledir. Resmî rakamlara göre 30 kişi, gayriresmî rakamlara göre 300 kişi yaralanmıştır. Güven'e göre resmi rakamlara göre altmış olan tecavüze uğrayan ve utanmalarından veya korkmalarından dolayı şikayette bulunamayan kadın sayısının 400`e yakın olduğu tahmin edilmektedir.

4.214 ev, 1.004 işyeri, 73 kilise, bir sinagog, iki manastır, 26 okul ile aralarında fabrika, otel, bar gibi yerlerin bulunduğu 5.317 mekân saldırıya uğramıştır.

Maddi hasarın, o günün değerine göre 150 milyon - 1 milyar Türk Lirası arasında olduğu tahmin edilmektedir. Demokrat Parti hükümeti zarara uğrayıp tescil ettirenlere toplam 60 milyon Türk Lirası civarında tazminat ödemiştir.

Zamanın gazetelerine göre "asıl suçlu, Türkleri provoke eden Rumlardır". Halbuki 6-7 Eylül olaylarının sadece Kıbrıs'la ilgili olarak Rumlara yapılmış bir misilleme olmadığının bir göstergesi, tahrip edilen işyerlerinin sadece yüzde

9'u Rumlara aitken, kalan yüzde 17'sinin Ermenilere, yüzde 12'sinin Yahudilere ait olması, hatta dönmelere ve Müslüman olmuş Beyaz Ruslara ait mekânların bile saldırıya uğramasıdır. Öte yandan böylesi olaylarda bütün gayrimüslimlerin zarara uğrayacağı da sosyolojik bir gerçek olduğu bilinmektedir.

1956 - BM'de Köleliğin, Köle Ticaretinin ve Köleliğe Benzer Kurum ve Uygulamaların Kaldırılması Ek Sözleşmesi kabul edildi. Bu sözleşmeyle her türlü kölelik ve köle ticareti yasaklı hale gelmiş fakat özellikle siyahlara karşı ırk ayırımcılığı ortadan kaldırılmamıştır. Aslında kapitalist Batı, köleliği işçilerden daha yüksek bir maliyete mal olduğu için zorunlu olarak kaldırmış; yani köleleri artık besleyememiştir. Onları özgürleştirmiş ama insani hiç bir haklarını da vermemiştir.

1958 - Ana muhalefet lideri, CHP Genel Başkanı İsmet İnönü, "Sehpalar kurulursa nasıl işleyeceğini kimse bilemez" dedi. Önceki gün, Başbakan Adnan Menderes, "idam sehpalarında can verenlerden ders alsalar ya" şeklind bir açıklama yapmış ve İnönü de bu açıklamaya misilleme yapmıştı. Tarih gösterdi ki bu idam sehpaları düellosundan İnönü zaferle çıkmış ve polemikten 3 yıl sonra İnönü`nün de desteğini alan Cunta, Menderes ve iki bakanı idam etmişti.

1977 - İstanbul'da tüp gaz kuyrukları aldı başını gidiyor. Tüp gaz, peşin parayla sıra numarası alınarak satılıyor. Çoğu zaman günlerce hatta aylarca tüp bulunmazken; olduğu zaman da sadece varlıklı aileler elde edebiliyordu.

1983  Türkiye'de üretilecek uçak tipi F-16 olarak belirlendi. MGK, MSB ve Genelkurmay'ın yaptığı toplantıda alınan karar, Milli Savunma Bakanı Bayülken tarafından ABD'nin Ankara Büyükelçisi Robert Strauze-Hupe'ye bildirildi. Henüz kendibaşına bir iğne dahi yapamayan Türkiye`nin bu alanda yapabileceği tek şey Amerikan sanayisine yardım ve yataklık etmekti.

1991: Bartın İl oldu. Bartın, Türkiye Cumhuriyeti'nin Karadeniz Bölgesi'nde Batı Karadeniz Bölümünde küçük bir ildir. 1991 yılında Zonguldak ilinden ayrılarak Türkiye'nin 74. ili olmuştur. Doğusunda Kastamonu, güneyinde Karabük, batısında Zonguldak illeri, kuzeyinde Karadeniz bulunur. Orman bakımından zengin olan ilin büyük bir kısmı Küre Dağları Millî Parkı sınırları içerisinde yer almaktadır. Bartın Çayı Türkiye'de üzerinde taşımacılık yapılan tek akarsudur.
"Parthenia"dan Bartın`a dönüşen adın kaynağı "Parthenios"dur. Bartın Irmağının antik çağdaki adı olan Parthenios;”Sular İlahı veya Muhteşem Akan Su “anlamlarına gelir..Romalılar devrinde Bartın Çayına Parthenius deniliyordu. Çayın kıyısında kurulan şehre ise Parthenia adı verildi. Bu isim zamanla Bartın`a dönüşmüştür.Bartın ili, tarihi Paphlagonia antik kentlerinden Sesamos (Amasra), Kromna (Kurucaşile) ve Erythinoi (Çakraz)'ı sınırları içerisinde bulundurmaktadır

2005: Mısır`da 24 yıldır iktidarda bulunan Hüsnü Mübarek, düzenlenen ilk çok partili seçimlerde oyların yüzde 88.6'sını alarak yeniden cumhurbaşkanı oldu. 1946`da Türkiye`de de uygulanan göstermelik çok partili sistemden ilham alan Hüsnü Mübarek, kurallarını kendisinin koyduğu tüm aşamaların kontrol altında tutulduğu bir sistemde tıpkı 1946`da CHP gibi oyların yüzde 90`ını alma becerisi(!) göstermişti. Hüsnü Mübarek Türkiye`nin CHP`sini çok iyi taklit etmiş olabilir ama aynı CHP`nin beş yıl sonraki durumunun ne olduğunu araştırma gereği duymamıştır herhalde. Nitekim Hüsnü Mübarek de CHP gibi aradan beş altı yıl geçmeden tüm Mısır halkının muhalefeti ile karşılaşmış ve Mısır`ı terketmiştir. 30 yıllık diktatörlük dönemi böylelikle sona ermiştir.


 

Bu haberler de ilginizi çekebilir