"Cezalandırma sürecinde masumlar zarar görmemeli"
15 Temmuz ABD destekli FETÖ darbe girişiminin ardından kamu kurumlarında başlatılan süreç hakkında yazılı bir açıklama yapan Eğitim-Bir-Sen, masum insanların zarar görmemesi için hukuk içerisinde hareket edilmesi gerektiğini belirtti.
Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) 15 Temmuz ABD destekli FETÖ darbe girişiminin ardından sorumluların tespit edilip cezalandırılması ile ilgili başlatılan süreç hakkında yazılı basın açıklaması yaptı.
Darbe girişiminin ardından sorumluların cezalandırılmasının hukuki bir gereklilik olduğu belirtilen açıklamada, bu süreçte masum insanların zarar görmemesi içinde hukuk içerisinde hareket edilmesi gerektiği vurgulandı.
Kamu görevinden çıkarma gibi ağır hukuki sonucu olan bir işlemden evvel bu kişilere masumiyetini ispatlama imkânı tanıyacak bir yolun tanınmasının gerekli olduğu hatırlatılan açıklamada, haklarında kamu görevinden çıkarılma kararı verilen kamu görevlileri için kurumlar bünyesinde bir itiraz mekanizması kurulması gerektiği ifade edildi.
Darbe girişiminin ardından sorumluların cezalandırılmasının hukuki bir gereklilik olduğu belirtilen açıklamada “FETÖ/PDY’nin giriştiği darbe teşebbüsü, iradesine, demokrasisine ve vatanına sahip çıkan halkımızın cesareti sayesinde akim kalmış; milletimiz ve ülkemiz büyük bir badire atlatmıştır. Darbe girişimi akabinde bu hain teşebbüsün ve arkasındaki terörist/paralel yapılanmanın elebaşlarının, yöneticilerinin ve destekçilerinin tespit edilerek adalet karşısına çıkartılması, hesabının sorulması ve sorumluların cezalandırılması hukukun gereğidir. Bu sürecin en önemli ayaklarından birini de kamuda yuvalanmış terör örgütü mensubu ve destekçilerinin kamu görevinden çıkarılmaları teşkil etmektedir. Nitekim FETÖ/PDY mensuplarının kamu görevi üstlenmelerine izin vermek, yeni 15 Temmuzlara kapı aralamak, yeni bir fırsat vermek olacaktır.” denildi.
“Halkın beklentisi adalet ve hukuk kurallarına bağlı kalınması yönünde”
Bu süreçte hukuk düzeninden taviz verilmemesinin sürecin kendisi kadar önem arz ettiği ifade edilen açıklamanın devamında, toplumun beklentisinin; kamu idarecilerinin, akamete uğratılan darbe girişimi sonrası ülkeyi ve devleti yapılardan temizleme sürecinde adalet ve hukuk kurallarına bağlı kalınması yönünde olduğuna dikkat çekildi.
“Bu kişilere masumiyetini ispatlama imkânı tanıyacak bir yolun tanınması gereklidir”
Kamu görevinden çıkarma gibi ağır hukuki sonucu olan bir işlemden evvel bu kişilere masumiyetini ispatlama imkânı tanıyacak bir yolun tanınmasının gerekli olduğu hatırlatılan açıklamada şöyle denildi:
“Darbe girişimi sonrası alınan olağanüstü hâl kararı ve başlatılan soruşturmalar çerçevesinde uygulamaya konulan “açığa alınma/görevden uzaklaştırma” tedbiri, suçluların ortaya çıkartılması, şüpheli ile masum arasında ayrım yapılabilmesi, ceza soruşturması ve idari incelemelerin sağlıklı yürütülebilmesi açısından yerinde ve gerekli bir işlemdir. Ancak kamu görevinden çıkarma gibi ağır hukuki sonucu olan bir işlemden evvel en azından bu kişilere masumiyetini ispatlama imkânı tanıyacak bir yolun tanınması gereklidir.”
“Haklı görülmesi halinde görevine iadeleri sağlanmalıdır”
“Kamu görevinden çıkarılanlar arasında tek bir masumun dahi bulunmaması gerektiği hususu, en az FETÖ/PDY mensuplarının kamudan ihracı kadar önemli bir konudur” ifadelerine yer verilen açıklamanın sonunda, 672 sayılı KHK ile haklarında kamu görevinden çıkarma kararı verilen kamu görevlileri hakkında, bağlı bulundukları kurumlar bünyesinde bir itiraz mekanizması kurulması, kişilere hangi gerekçeyle haklarında çıkarma kararı verildiğinin bildirilmesi, kendilerini savunma hakkı sunulması ve haklı görülmesi halinde görevine iadesinin gerektiği belirtildi. (Osman Gülebak-İLKHA)