Giderek dağlaşırken insanlar…
Görüyor musun !
Şu arada kalmış ihtiyarın yorgun kalbi titriyor,
Yüreği taştı taşacak,
Anılınca adın.
Muştusudur bu sevda kutlu şafağın.

Şu çocuklar yokmu ya ResulAllah
Şu çocuklar
Senin muhabbetinle yanarlar
Ve gülüşleri bir vuslata saklanmıştır
O yüzden hep ağlamaklılar

Ve ben ya ResulAllah
Ben
Nereye gitsem sen gelmelisin aklıma
Ardından mazlumlar, mustazaflar
Bu yangın yerlerinde
Seninle yüreklerde bir bahar
Neresinden ele alsam hayatı
Gelip sana çıkmalı tüm kapılar

Bir bilsen kaç kitap parçalıyorum günde
İçinde sen yoksun diye
Çünkü senden rabbe gider yolumuz
seni rehber seçmiş tüm hamdlerin sahibi
senden öğrendik ey Habib Allah (c.c)`a kulluğumuz…

ya ResulAllah
benim yüzyılım ahir zaman
benide kardeş kıl kendine
ağlamaklıyım Ali gibi

bir bilsen keder damlıyor yüreğimden
asrımın zalimleri
geride bıraktı ebrehe ve ebu cehilleri
ve ben durgun sular gibi
oysa yırtıp bendimi çoğalmak istiyorum
kırmak istiyorum, karanlığın tuğyanlarını
Ne olur huseyinlerinden kabul et beni…
Bir sevdaki bu bendeki,
Hani diyorum bir muhabbet ile ,
Gök yarılsa,gök boşaltsa içini .
Her damla yağmur ile melekler, taşısa bana seni.
Senden öğrensem yine, ilahi muhabbetini…


Ama bu yağmurlar zamansız
Zamansız ıslansada caddelerim,düşsede birileri
Kırılsada dalları ömrümün
Yeniden filizlenir tüm dallarım
yeniden baharı gelir gönlümüzün muhabbetinle
yiter sesi zulmun,karanlığın
belki akar kanımız
belki rüzgarlar taşır sana öykümüz ya ResulAllah
vahşetin böğründe adları silinmez mazlumlar oluruz beklide
şehadetle
o zaman biter zulmun tortusu ve yüreklerinde müminlerin korkusu

Gözümü bağlıyorlar ya ResulAllah
Gönlümü değil
Karanlık dehlizlerde sorular soruyorlar
Kara kara adamlar
Meğer suçluymuşuz seni sevmekten
Katıksız işkenceler alıyor sırayı
Önce ayaklarım gidiyor sonra kollarım, ellerim, bileklerim
Sonra kalbime dokunuyorlar
Dokunmayın diye bağırıyorum
Avazım çıktığınca
Orası can damarım…
Ama duymuyorlar körler, sağırlar
Sonra müebbete dönüyor hayatım
Dedimya mustazafım
Bense bağırmak istiyorum yine
Cezanız ebedi değilya..
Sonra susuyorum nasılsa duymayacaklar..
Onlar duymazlar,yazmazlar yüzelli yıllık sevdalı cezaları
Açıktan söylemeselerde
Sandıklardan çıkardılar yine yağlı urganları
Kel aliler saç ektirmiş tanımadık sandılar onları .

Muhabbetinin hücresindeyim ya ResulAllah
Hece hece yudumlarken Muhammedi sevdanı
Sonra bir örümcek sevdası ile örmek istiyorum
Bir gecede kurtuluş ağlarını
Büyütmek istiyorum umut çiçeklerimi
Kokusu sarsın diye dünyamı..
Kan tüküren gecelerin çekipte saçlarını
Nuruna boyamak istiyorum
Yüreğim ter içinde
Muhabbet ile
Seherleri doldurmak istiyorum heybeme
Azığım olsun diye
Ama bu şehirler yesrib değil ya ResulAllah
Gecesi gündüzü karışmış yine
Sensiz
Kim kimdir belirsiz yine
Yine ateş çukurlarının eteklerinde
Yürüyor insanlık, hızlı ve sessizce

Ya Resulallah içimdeki sevda dinmeyecek
Ve ben islamı haykıracağım and olsun ki seninle
Bu fani duvarlara, sağırlığın en uç noktasında iken
Varsın yine beni bulsun kurşunlar
Bir aşk uğruna ancak yanmayı bilen anlar.
O zaman arzdan arşa göç eder ken bülbüller
Gökten yere hayret ile inecektir melekler..

Nevzat Gibey / Bursa

Sevgili Genç Kardeşlerimiz!
Bir ay boyunca gelen tüm yazılar içerisinde en güzel yazıyı gönderen kardeşimize bir kitap seti veya kaset vb. bir set hediye edeceğiz. Posta ile yazı gönderecek kardeşlerimiz yazılarının “Ayın Yazısı” seçilmesi durumunda, bizimle iletişime geçebileceği gibi bir mail adresi veya telefon numarası da yazabilirler. Fakat özellikle dikkat etmenizi istediğimiz iki nokta var. Birincisi; gönderdiğiniz yazıların tamamen size ait olması gerektiği, yazınızda alıntı cümleler varsa bunları belirterek göndermeniz. İkincisi ise yaşınızı mutlaka belirtmeniz gerekmektedir. Bu hayırlı çalışmaya (yarışmaya) tüm genç kardeşlerimizin katkıda bulunmasını bekliyoruz.
Doğrugenç sayfasında sizden gelecek karikatür ve mini bulmacalara da yer veriyoruz. İlginizi bekliyoruz.
Yayınlanmasını istediğiniz yazılarınızı dogrugenc@dogruhaber.com.tr e-posta adresine mail olarak veya posta yolu ile gönderebilirsiniz.