Almanya`da 9 bin çocuk kayıp, kimseden ses yok!
Almanya Federal Asayiş Dairesi(BKA) Almanya`ya sığınan 8 bin 991 çocuk kayıp dedi. Uluslararası Hak İhlalleri İzleme Merkezi(UHİM)`nin Avrupa`nın Suriyeli Mültecilerle İmtihanı` raporunda değindiği mülteci çocuklar konusunu UHİM Başkanı Ayhan Küçük`le konuştuk.
■ MEHMET TAHİR ÖZSOY / İSTANBUL
UHİM Başkanı: ‘Bu çocukların kendi çocuklarınız olduğunu bir düşünün. Bir klinikte organlarının kesilerek alındığını, kobay ve fuhuş bataklığında kullanıldığını aklınıza getirin!”
‘BU VAKIA AVRUPA`NIN İLK VAKIASI DEĞİL`
UHİM`in ‘Avrupa`nın Suriyeli Mültecilerle İmtihanı` adıyla yayınladığı raporda Avrupa`da kaybolan çocuklara dikkat çektiklerini söyleyen Küçük; “2014 yılından itibaren sadece Avrupa Birliği ülkelerinde geçen sene, AB ülkelerinde 10 binin üzerinde çocuğun kaybolduğu, Europol(Avrupa polisi)`un istihbarat birimi tarafından hazırlanmış bir raporda ifade ediliyor. Bu çocukların büyük bir kısmının çeteler tarafından fuhuş, kölelik, aynı zamanda organ ticaretinde kullanıldığını söylüyor. Bu Europol Genel Müdürü Brian Donald tarafından ifade edilen rakamlar, İngiltere`de yayınlamış Observer Gazetesi`nde de yayınlandı. Adli vakıa değil bunlar. Bilinmesine rağmen de müdahale edilmiyor. Avrupa Konseyi, AB ülkelerine bu fuhuş bataklığına çekilen çocuklar ve özellikle organ kaçakçılığı konularında dikkatli olunması konusunda, uyarı yapmıştı. Uyarı ama neticede fiilen de böyle bir durum var.“
‘SAVE THE CHİLDREN, RAKAMLAR SÖYLENENDEN DAHA YÜKSEK`
Uluslararası bir sivil toplum kuruluşu olan Çocukları Kurtarın(Save the Children)`ın rakamların daha yüksek olduğunu ve bu çocukların bir kısmı ağır işlerde olmak üzere, uyuşturucu ve fuhuşta kullanıldığını açıkladıklarını belirten Küçük; “İsveç`te sığınmacıların ilk durak yeri olan Trellesborg diye bir şehir var. Bu şehrin belediye başkanı yaptığı bir açıklamada diyor ki; ‘bin kadar mülteci çocuğun kayıp olduğu raporlandı. Nerede olduklarını bilmiyoruz. Onları durdurma ihtimalimiz de yok. Gece gündüz onların yatakları başında da bekleyemeyiz.` Kendisini savunduğu ifadeler bunlar. Burası Avrupa`nın en güvenli kenti! Girişiniz, çıkışınız çantanızdaki bütün materyalleri dahi bilecek kadar, kontrol yapılan bir Avrupa`da sadece İsveç`te bin çocuğun kaybolması… UNİCEF`İN yayınladığı bir raporda yine ilginç sadece 2015 yılında 6 aylık süre içinde 110 bin çocuk Avrupa`da mülteci başvurusunda bulunmuş. Bir çocuk nasıl başvuruda bulunabilir. Bunu da siz ifade edin. Avrupa`ya gittiğinizde kalacağınız otelden, konaklayacağınız yere kadar bir rehbere ihtiyacınız var. Bir çocuk gidip vize başvurusunda bulunuyor. Bu da Avrupa`nın organize ettiği, gayrı resmi yollardan, insan kaçakçılığı şebekelerini, kiliseler kanalıyla ya da bir takım Sivil Toplum Kuruluşlarını aracı kılarak, bu çocukların Avrupa`nın yeni mankurtları, dönüştürülmeye çalışılıyor.” diye konuştu.
‘BU ÇOCUKLAR ORGAN TİCARETİNDE DE KULLANILIYOR`
Bu kayıp çocukların Avrupa`daki çift taraflı fuhuşta kullanıldığını da vurgulayan Küçük; “Avrupa eşcinselliğin yaygın olduğu ve böyle evliliklerin yapıldığı bir yer. Çocukların da bu amaçla kullanıldığı biliniyor. Aynı zamanda yaşlı Avrupa nüfusunun zengin kesiminin organ ticaretinde de bu çocuklar kullanılıyor. Aslında bu konunun gündeme taşınması ve Avrupa`nın aslında çok da vicdani bir duyarlılığının olmadığını ve bu çocukların kaybolma süreçlerinin adli bir vakıa olmadığını bilinçli bir insanlık suçu olduğunu ortaya koymamız lazım. Avrupa istihbarat örgütlerinin, ortak çalıştığı bir ülke. Bu kadar çocuğun kaybolması izah edilebilecek bir durum değildir.” İfadelerini kullandı.
Küçük; “Afrika`da da benzer şeyler söz konusu. Mali`den, Sudan`a kadar Darfur meselesinde çocukları gündeme getirerek Sudan`ı ikiye böldüler. Darfur`da mülteci kampları yıllardır kamuoyunun gündeminde oldu. Ne zamana kadar referandum yapılana kadar. Sudan bölündü, Hristiyan bölge ana Sudan`dan ayrıldı. Darfur meselesi hepimizin gündeminden kayboldu. Şuan Darfur eskisinden daha kötü olmasına rağmen, orada insanlar, çocuklar küçük yaşlarda ölmelerine, ihtiyaçları karşılanmamasına rağmen şuan hiçbirimizin gündeminde değil. Dünya gündeminde değil ve gündeme getirilmiyor. Eğer Batı`nın bir çıkarı olsaydı hepimizin gündemine girmiş olacaktı. Biz algı oluşturmaya çalışmıyoruz. Fiilen bir gerçek var bu gerçeğin hesabını sormaktan bile aciziz. Batı kendi oluşturduğu algıyla, kendisinin sebep olduğu olaylar çerçevesinde oluşturduğu kaos ve iç savaşlarla, koca bir coğrafyayı mahkum edebiliyor. Ama biz batıyı ve vicdansızlığını, gerçek bir olayda bile mahkûm edemiyoruz.” cümlelerini kullandı.
‘BU ÇOCUKLAR NEREDE? HANGİ KLİNİKTE ORGANLARI ÇALINIYOR?`
‘Şuan Avrupa`nın altını üstüne getirmemiz gerekiyor.` diyen Küçük; “Şuan Avrupa`da ki birçok sivil toplum kuruluşu olsun, orada yaşayan vicdan sahibi insanların Avrupa`nın altını üstüne getirmesi lazım. Bu çocuklar nerede? Hangi klinikte organları çalınıyor? Bu çocuklar hangi psikopatın elinde cinsel bir tema olarak kullanılıyor? Düşünün kendi çocuğunuz olabilir. Ülkeniz savaşa girmiş yola çıkıyorsunuz. Yolda insan kaçakçıları yaşlıları, anne, baba ve çocukları ayırıyor. Çünkü botlarla gidiyor. Kampa götürüyor sizi orada ayırıyor, hastalandı doktora götürüp böyle ayırıyorlar. Gidip çocuğunuzu bulma şansınız zaten yok, dikenli teller arasında yaşıyorsunuz. Kamplar bizim bildiğimiz şehirlerdeki gibi kontrollü yerler değil. Buralarda istenildiği gibi şeyler yapılabiliyor. Bu çocukların büyük bir kısmı şuanda bu şebekelerin elinde ve bu amaçla kullanılıyor. İnsanların bunu anlayabilmeleri için kendi çocuklarını herhangi bir batılı ailenin yanında sapık emeller için kullanıldığını düşünmesi yeterli. Veya bir klinikte taze organlarının kesilerek alındığını bir Avrupalıya nakledildiğini hissetsin. O duygularla bu olaya yaklaşsın. Bu çocukların tamamının bu amaçlarla kliniklerde kobay olarak veya fuhuş işçiliğinde kullanıldığını biliyoruz.” dedi.
Uluslararası Ceza Mahkemesi(UCM)`nin şuana kadar yargıladığı liderlerin Afrikalı liderler olduğunu ifade eden Küçük; “Kendi ülkesini yöneten değil, kendi ülkesinde atanmış olan herhangi bir yetkisi ve etkisi olmayan Afrikalıları yargılamış şimdiye kadar. Güçlü olan hiçbir devletin ihlali konusunda bir adımı yok uluslararası ceza mahkemesinin. Zaten böyle bir şey beklemek de beyhudedir, BM`nin pozisyonunu, nasıl bir refleks sergilediğini hepimiz biliyoruz. Doğal olarak da bunları gündeme getireceğiz. Ama biz kendi insiyatiflerimizi çok güçlü bir şekilde eğer gerekiyorsa orada da o birimleri aktif hale ancak biz getirebiliriz. Onlar kendi kendilerine bu birimleri aktif hale getirmezler” diye konuştu.