Erdoğan Gaziantep`te halka seslendi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bölücü terör örgütlerine yönelik operasyonların kesintisiz devam edeceğini bildirerek, "Terör örgütünün kökünü kazıyana kadar mücadeleyi sürdüreceğiz." dedi.
AA - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Milletim idam istiyor değil mi? Bunun kararını verecek merci neresidir? Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir. Çünkü oradakiler sizin vekilleriniz ve yasama organı. Sizin bu talebinizi ben kendilerine ilettim, bugün yine buradan iletiyorum. Bunu müzakere etmeliler ve ondan sonra kararı vermeli, karar önüme geldiğinde de ben düşüncemi söylüyorum, ben bu kararı onaylarım." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gaziantep 15 Temmuz Demokrasi Meydanı'nda düzenlenen "Birlik, Beraberlik ve Kardeşlik Mitingi"ne katılarak vatandaşlara hitap etti.
"Antep, Gaziantep, şehitler diyarı, kahramanlar diyarı, yiğitler diyarı Gaziantep, kardeşliğin şehri Gaziantep." sözleriyle konuşmasına başlayan Erdoğan, tüm vatandaşları selamladı.
Gaziantep'e taziye ziyareti için geldiğini belirten Erdoğan, "20 Ağustos Cumartesi günü Gaziantep terörün en alçak yüzüne maruz kaldı. Terör 14 yaşında bir çocuğu intihar bombacısı olarak kullanıp Akdere Mahalle'mizdeki bir kına gecesinde adeta kan akıttı, canlar aldı." ifadesini kullandı.
Saldırıda 34'ü çocuk 54 vatandaşın hayatını kaybettiğini, 44'ü çocuk 94 vatandaşın da yaralandığını anımsatan Erdoğan, "Saldırı öylesine vahşiydi ki hala kimliği tespit edilemeyen mevtalarımız var." dedi.
"Akıttıkları kanda mutlaka boğulacaklar"
Erdoğan, saldırıda hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı ve yaralılara acil şifalar diledi. Erdoğan, "Saldırıda vefat edenlerin yakınlarıyla birlikte tüm Türkiye'nin, tüm Gaziantep'in başı sağolsun. Bir çocuğu kullanarak, çocukları, bebekleri, masum insanları katledecek kadar gözü dönen bu hainler akıttıkları kanda mutlaka boğulacaklardır." diye konuştu.
Miting alanındaki vatandaşların "idam isteriz" şeklindeki sloganları üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Kardeşlerim bu konuda düşüncemi sizlere hep söyledim. Gaziantep'te de bugün söylüyorum, milletim idam istiyor değil mi? Bunun kararını verecek merci neresidir? Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Çünkü oradakiler sizin vekilleriniz ve yasama organı. Sizin bu talebinizi ben kendilerine ilettim, bugün yine buradan iletiyorum. Bunu müzakere etmeliler ve ondan sonra kararı vermeli, karar önüme geldiğinde de ben düşüncemi söylüyorum, ben bu kararı onaylarım. Neden? Bir taraftan darbe girişiminde 241 evladımız şehit olacak, burada 54, öbür tarafta 16, devamlı bu tür eylemlerde bunca insanımız öldürülecek, öldürenler elini kolunu sallaya sallaya gezecek veyahut da cezaevlerinde beslenecekler. Kardeşlerim, bugün dünyanın büyük bir çoğunluğunda hala idam cezası vardır. Kara Avrupası hariç."
"İşte Gaziantep burada, peki siz neredesiniz?"
Erdoğan, Türkiye'nin terör örgütlerinin ve terör yöntemlerinin hiçbirine teslim olmadığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Akdere Mahallesi'ndeki nişan töreninde o kına töreninde kan dökenler eğer bu şekilde Gazianteplilere baş eğdirebileceklerini sanıyorlarsa çok yanılıyorlar. İşte Gaziantep burada, peki siz neredesiniz? Akdere ve Beybahçe mahalleleriyle burada, Vatan ve Güzelvadi mahalleleriyle burada, Barak, Şirinevler, Türkmenler mahalleleriyle burada, Düztepe ve Cengiz Topel mahalleleriyle burada, Perilikaya Mahallesi'yle burada, şehirdeki Suriyelilerle, misafirlerimizle, burada. Bombalı saldırının gerçekleştiği yerin çevresindeki bu mahallemizde yaşayan vatandaşlarımızın etnik kökenine meşrebine, siyasi görüşüne bakarak bu saldırıyla onları tahrik edebileceklerini sananlar bir kez daha hüsrana uğradılar."
"Türkiye artık bu oyunlara gelmiyor"
Gaziantep'te 54 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısına değinen Erdoğan, "20 Ağustos saldırısını yaptıran ve yapanlar da ölümleri fırsat bilip, gelip burada acıları istismar etmek isteyenler de sizlerden hak ettikleri dersi aldılar. Her zaman söylüyorum, burada bir kez daha tekrar ediyorum, Türkiye artık bu oyunlara gelmiyor." ifadelerini kullandı.
"Cerablus'un sahipleri şimdi Cerablus'a yerleşmeye başladı"
Terör örgütlerini kullanarak ülkeyi ve milleti dize getirebileceklerini sananların, yarın kendi ellerinde patlayacak bombaların pimini çektiklerini bilmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Gaziantep, bunun en güzel örneğidir. İşte Cerablus. Ne oldular? Karkamış'ı rahatsız ettiler, sürekli Karkamış'a havan toplarıyla saldırdılar. Bir sabır, iki sabır, üç sabır, dört, beş, on. Sabır, sabır, sabır... 'Artık yetti.' dedik, 'Öyleyse gereği yapılacak.' dedik. Şimdi işte buyrun Cerablus boşaltıldı. Cerablus'un sahipleri şimdi Cerablus'a yerleşmeye başladı. Gaziantep'te Cerabluslu kardeşlerimden, Cerablus'a dönmek isteyenlere her türlü desteği vereceğiz, yardımı vereceğiz. Artık herkes yerini bilecek. Özgür Suriye Ordusu'na her türlü desteği verdik ve onlar da gerekli operasyonu yaptılar." ifadelerini kullandı.
"Yüzbinlerce insan tarihin en büyük destanlarından birini yazdı"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, meydanda yükselen "Türkiye seninle gurur duyuyor." sloganlarına, "Biz sizlerle gurur duyuyoruz. Sizler dimdik ayakta durdunuz, eğilmediniz. F-16'lar sizi eğmedi, helikopterler eğdiremedi, tanklar eğdiremedi. Can verdiniz, kan verdiniz. 241 şehit verdik, 2 bin 194 yaralımız oldu. Ama durmadınız ve işte o köprü artık 15 Temmuz Şehitler Köprüsü oldu. Bu millet zaten gazidir. İşte burası Gaziantep, burası Şehitkamil, burası Şahinbey. Biz kimseye boyun eğer miyiz, namerde boyun eğer miyiz? Eğmedik ve eğmeyeceğiz." karşılığını verdi.
Erdoğan, 2012'nin 20 Ağustos'unda, Ramazan Bayramının ikinci günü, terör örgütü PKK'nın Gaziantep'e bombalı araçla saldırdığını ve saldırıda 10 vatandaşın hayatını kaybettiğini anımsatarak, şöyle konuştu:
"Gaziantep PKK'ya boyun eğdi mi? 8 gün önce DAİŞ canlı bombayla saldırdı, boyun eğdi mi? Onlar hep şehit oldu. Gaziantep DAİŞ'e boyun eğmedi. Ama şimdi sesleniyorum, burada, nerede olurlarsa olsunlar, onların da inlerine gireceğiz, onları da neredeyseler çıkartacağız. 15 Temmuz'da FETÖ denilen ihanet şebekesi, devletten gasp ettiği tanklarıyla uçaklarıyla helikopterleriyle silahlarıyla tüm milletimizle birlikte Gazianteplilere de saldırdı. Peki Gaziantep FETÖ'ye boyun eğdi mi? Tam tersine şu meydanda toplanan yüzbinlerce insan tarihin en büyük destanlarından birini yazdı."
"Karakollarımıza, savcılıklarımıza bildirin"
Vatandaşlara çağrıda bulunan Erdoğan, "Şimdi buradan devletin tüm kurumlarında olanlara sesleniyorum, eğer Pensilvanya'daki bu şarlatanın peşinden gidenleriniz varsa artık buradan kopun. Kopmadıysanız milletime sesleniyorum, bu şarlantanın peşinden gidenleri bilenleriniz varsa bunları karakollarımıza, savcılıklarımıza bildirin ve gereğini yapalım. Bunlarla beraber yürümeyeceğiz." dedi.
"Bunlar vatana ihanet ettiler, Silahlı Kuvvetlerimize ihanet ettiler, Emniyet Teşkilatımıza ihanet ettiler." diyen Erdoğan, "Özel Harekatta geldiler, bombaladılar, 53 yiğidimi orada şehit ettiler. Bunlar bu milletin polisi, Özel Harekatımız. Bunlara nasıl acımasızca F-16'larla bombaları yağdırdınız. Aynı şeyi Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önünde yaptılar. Orada da 36 kardeşim yaralandı, 6'sı şehit oldu." şeklinde konuştu.
"Antepli gazilik unvanını anasının ak sütü gibi her seferinde helal ettiriyor"
Gaziantep'in adeta ikiz kardeşi olan Halep'in, 5 yıldır yedi düvelin saldırısı altında olduğuna dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ne Halep ne Antep yedi düvele boyun eğdi mi? Antep'in göğsünde gururla taşıdığı gazilik madalyası alnının akıyla çıktığı her mücadeleden sonra biraz daha büyüyor, biraz daha parlıyor. Antepli gazilik unvanını anasının ak sütü gibi her seferinde helal ettiriyor. Ne diyor şair, 'Bu kaçıncı kurşundur, bu kaçıncı Bismillah. Bu kaçıncı ölüdür? Bir türkü söylenir siperlerde her sabah. Vurun Antepliler, namus günüdür. Ben Antepliyim, Şahin'im ağam. Mavzer omzuma yük. Ben yumruklarımla dövüşeceğim. Yumruklarım memleket kadar büyük.' Gaziantepli yeri geldiğine mavzeriyle yeri geldiğinde memleket kadar büyük olan yumruğuyla yeri geldiğinde tüm dünyaya bedel yüreğiyle mücadele etmesini bilir."
"Dökülen her damla kanın hesabını sorarız, soruyoruz"
Teröristlerin daha düne kadar sınır ötesinden Karkamış'ı taciz ettiğini hatırlatan Erdoğan, "İşte şimdi de ordumuz onları kovalıyor. Şimdi kaçıyorlar, güneye kaçıyorlar, batıya, doğuya kaçıyorlar. Onlar kaçacak, biz kovayalayacağız. Bu devlet hiçbir şehidinin hiçbir gazisinin kanını yerde bırakmamıştır, bırakmayacaktır. Yakınları müsterih olsun, milletimiz müsterih olsun." dedi.
"Gaziantep şehitlerimizin ruhlarını da muazzep etmedik, etmeyeceğiz." ifadesini kullanan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bilesiniz ki devletimiz tüm imkanlarıyla şehitlerimizin de gazilerimizin de yanındadır. Her türlü madden, manen desteğimizi vereceğiz. Öleni geri getiremeyiz, yüreklere düşen ateşi geri alamayız ama dökülen her damla kanın hesabını sorarız, soruyoruz, sormaya da devam edeceğiz. Biz terör örgütlerinin isimleri farklı da olsa aynı amaca hizmet eden benzer yöntemleri kullanan yapılar olduğunu gayet iyi biliyoruz. Cizre'de 11 polisimizin kanını döken PKK ile burada 54 kardeşimizin kanını döken DAİŞ arasında ne fark var? 15 Temmuz darbe girişiminde 241 insanımızı şehit eden, 2 bin 194 kardeşimizi yaralayan FETÖ'nün PKK ve DAİŞ'ten ne farkı var?
Eskiden bir ASALA vardı, Ermeni terör örgütü. Diplomatlarımızı katlederdi. Savcılarımızı, güvenlik güçlerimizi, işadamlarımızı öldüren birtakım örgütler eylem yapmak için hala fırsat kolluyorlar. Bunların diğerlerinden bir farkı yok. Halbuki bu millet üzerine gelen tank da olsa helikopter de olsa namlulardan çıkan bomba da olsa kurşun da olsa korkmadığını, korkmayacağını göstermiştir."
"Bu milletin eli öpülür, bu milletin alnı öpülür"
PKK ve DAEŞ saldırıları ve 15 Temmuz darbe girişiminde hayatını kaybedenlerin yakınlarıyla görüştüğünü anımsatan Erdoğan, bu görüşmelerde ailelerin vakur duruşuna şahit olduğuna dikkati çekti.
"Milletimle iftihar ediyorum, gurur duyuyorum" diyen Erdoğan, "Bu milletin eli öpülür, bu milletin alnı öpülür. Çünkü bu millet kendilerine 'haydi meydanlara, haydi havalimanlarına ölesiye' dediğimizde, Allah milletimizden razı olsun, hep birlikte meydanlara yürüdüler. Hiçbir şeyden çekinmediler ve ölesiye yürüdüler. Böyle bir millet arkamızda olduktan sonra, Allah'ın izniyle Yavuz Sultan Selim Köprüsü gibi daha nicelerini açarız. 20 Aralık'ta da Avrasya Tüneli'nin boğazın altından açılışını yapacağız." diye konuştu.
Erdoğan, 15 yıl içinde Gaziantep'te çok şeyler yapıldığı ve bundan sonra da yapılmaya devam edeceğini belirterek, şehrin kentsel dönüşümlerle bambaşka bir hal alacağını vurguladı.
Gaziantep'in milletvekilleri, yöneticileri ve tüm idari kadrosuyla iftihar ettiğini dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
"15 Temmuz şehitlerinin yakınlarıyla bir araya geldikçe gördüğüm feraset karşısında inanın bana omuzlarımdaki yükün katbekat arttığını hissediyorum, nasıl bunun altından kalkarız diye. Bölücü terör örgütüyle mücadele eden polis, asker, korucu güvenlik güçlerimizin ortaya koydukları cesaret ve inanç karşısında 10 tane PKK gelse netice alması mümkün müdür? Allah'ın izniyle Silahlı Kuvvetlerimizin içerisindeki bu bir azınlık grup, askeri elbiseye bürünmüş bunlar da temizlenenecek, daha var, bitmedi. Polisimizin içinde bunlar da temizlenecek. Ya kendileri bırakıp gidecekler ya da bunları biz bulup çıkartacağız. Aynen kanser hücresi gibi bunları kazıyacağız, çıkartacağız, sağlam bir vücuda sahip olacağız."
Erdoğan, FETÖ ile mücadele kapsamında dünyadaki tüm ülkeleri aradıklarını ifade ederek, "Devlet ve hükümet başkanlarıyla konuşuyoruz. Diyoruz ki 'ya o ya biz'." dedi.
DAEŞ denilen proje örgütün dini değerleri istismar ederek kandırdığı insanlarla birlikte yüzlerce masum vatandaşın kanını döktüğünü vurgulayan Erdoğan, bu örgütün her şeye rağmen ne elde ettiği ve ne de edebileceği hiçbir şeyin olmayacağını söyledi.
Erdoğan, bu örgütün Allah'ı istismar ettiğine dikkati çekerek, bu terör örgütlerinin tamamen biteceği günlerin yakın olduğunun altını çizdi.
Muhyi'nin "Zahid Bizi Tan Eyleme" adlı şiirinin ilk iki kıtasını okuyan Erdoğan, bu milletin parmakla sayılamayacağı gibi kırmak ile de tükenmeyeceğini söyledi.
"Alfabede bile harf kalmadı"
Erdoğan, inancı, davası, vatanı, bayrağı ve ezanı uğrunda ölmenin bu millet için şereflerin en büyüğü olduğunu ifade ederek, "Bugün dünyanın en kanlı terör örgütlerinin aynı coğrafyada faaliyet göstermesi tesadüf değildir. Bakıyorsunuz, birbirlerine karşı gibi görünen bu terör örgütleri birbirlerinin değil, sadece masum insanların kanını döküyor. Terör örgütleriyle mücadele etmek için bölgeye gelmek için masum kanı dökmenin dışında bir iş yapmıyor. DAEŞ, PKK, YPG, DHKP-C, FETÖ Türk milletine ihanetinizi anlatan örgütlere isim bulmaktan alfabede bile harf kalmadı." dedi.
Bu örgütlerin hepsinin arkasında aynı surat olduğunu bildiklerini kaydeden Erdoğan, artık bu kirli oyundan vazgeçilmesi gerektiğini vurguladı.
Erdoğan, Akdere Mahallesi'nde katledilen 34'ü çocuk 53 kişinin hesabının verilmesi gerektiğine işaret ederek, şunları kaydetti:
"Suriye'de, Irak'ta kanına girdiğiniz yüz binlerce mazlumun hesabını verin. PKK'nın yıllardır öldürdüğü her yaştan vatandaşın hesabını verin. Terör çarkınızı döndürmek için uyuşturucuya alıştırdığınız, ailelerden gasbederek dağa kaçırdığınız gençlerin hesabını verin. DHKP-C'nin alçakça kurşunladığı, Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın, iş adamı Özdemir Sabancı'nın hesabını verin, FETÖ'nün 15 Temmuz gecesi tanklarıyla ezdiği, bombalarıyla bedenlerini parçaladığı, kurşunlarıyla hayatlarını söndürdüğü canların hesabını verin. Bu kadar zulüm dünyaya ağır gelir. Diyorum ki 'Zalimler için yaşasın cehennem'."
"Her türlü zorluğa dayanırız"
Erdoğan, "Türk milleti olarak biz bin yıldır kesintisiz mücadeleyle yaşadığımız bu coğrafyada her türlü zorluğa dayanırız ama çok iyi biliyoruz ki bölgeyi ve özellikle bu bölgeyi kana, ateşe boğanlar bu ateş kendilerine değdiğinde aynı dayanıklılığı gösteremezler. Onun için diyorum ki gelin bir an önce ülkemizi de bölgemizi de dünyayı da bu terör belasından kurtaralım. Biz, 'Hazır ol cenge, eğer sulh-u salah istersen' ifadesi gereğince her zaman mücadeleye hazırız. Fakat arzumuz daima barıştan, huzurdan, esenlikten yanadır." diye konuştu.
"Bölgemizin terör örgütlerinden temizlenmesi için üzerimize düşenleri yapmakta kararlıyız. Sınırlarımız içinde ve yakınında hiçbir terör örgütünün faaliyetine asla müsamahamız yoktur, olmayacaktır." diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"DAİŞ'in Suriye ve Irak'tan temizlenmesi için yürütülen çalışmalara her türlü katkıyı vereceğiz. Cerablus'ta bunun için varız, Başika'da bunun için varız. Gerekirse diğer bölgelerde de aynı şekilde sorumluluk üstlenmekten kaçınmayacağız. PYD denilen bölücü örgütün Suriye kolu hususunda da aynı kararlılığa sahibiz. Bu terör örgütünün de kökünü kazıyana kadar mücadeleyi sürdüreceğiz. Bilinmelidir ki 15 Temmuz'da FETÖ'ye yol vermeyen bu milletin diğer terör örgütleriyle mücadele konusundaki kararlılığı da gücü de katlanarak artmıştır."
Erdoğan, Gazianteplilere duruşları, tavırları ve dayanıklılıkları dolayısıyla teşekkür ederek, terör saldırısında hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına, Gaziantep halkına ve Türk milletine başsağlığı diledi.
"Allah'ın yardımı yakındır, bu müjdeyi unutmayın"
Erdoğan, 15 Temmuz Demokrasi Meydanı'ndaki birlik, beraberlik ve kardeşlik manzarası için herkese ayrı ayrı şükranlarını sunduğunu belirterek, kardeşliğin şehri Gaziantep'te, kardeşliğin katmerlendiği görünüşün memnuniyeti içinde bulunduğunu dile getirdi.
"Allah'ın yardımı yakındır, bu müjdeyi unutmayın. Üzerine üzerine gideceğiz ve bu işi de Allah'ın izniyle milletçe halledeceğiz. Hiç endişeniz olmasın." ifadelerini kullanan Erdoğan'ın, Rabia işareti yaparak söylediği "Tek millet", "Tek bayrak", "Tek vatan", "Tek devlet" sözlerini, meydandaki vatandaşlar da tekrarladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu Rabia dik duracak. Her zaman bununla yürüyeceğiz. Türk'üyle Kürt'üyle Laz'ıyla Çerkes'iyle Gürcü'süyle Abhaza'sıyla Boşnak'ıyla Arnavut'uyla tek millet. İşte bayrağımız, başka paçavra tanımıyoruz. Tek bayrak burada. Tek bayrak... Burada şehidimizin kanı var. Bağımsızlığımızın hilali var ve şehidimizin ta kendisi, her şehit bir yıldızdır unutmayın ve 780 bin kilometrekareyle tek vatan. Bu vatanı parçalamaya kimsenin gücü yetmez ve dört, tek devlet. Türkiye Cumhuriyeti devletinden başka bir devlet asla ve kata tanımıyoruz. Devletimizin içinde yapılanmaya gidenler bunun bedelini ağır ödeyecekler ve ödüyorlar."