• DOLAR 34.485
  • EURO 36.577
  • ALTIN 2922.233
  • ...
CERABLUS MESAJI KİME?
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Mustafa Karakaş / Doğruhaber

TSK`nın başlattığı Cerablus harekâtı, 12 saatte şehir merkezinin Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) tarafından ele geçirilmesi ile ilk hedefine ulaştı. DAEŞ saldırıları nedeni ile başlatılan harekâtın, ulusal güvenliği tehdit ettiği gerekçesi ile ABD destekli PYD güçlerini de hedef alabileceği belirtildi. ABD`nin ‘Cerablus operasyonunu havadan destekliyoruz` açıklaması ve PYD`yi sahiplenmeyen tavrı ilginç bulunurken muhaliflerin de destek verdiği harekât Cerablus`un kırsal bölgesine kaydırılmış durumda. Cerablus`a yakın Keklice, Tel Şair, Elvaniye ve Göğüncük köylerinin ÖSO birliklerinin denetimine geçtiği belirtildi. Cerablus operasyonunu gazetemize değerlendiren HÜDA PAR Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Sait Şahin, emperyalistlerin hile ve tuzaklarına karşı dikkatli olunması gerektiğini ifade etti.

TÜRKİYE CERABLUS ÜZERİNDEN SURİYE İÇ SAVAŞINA DÂHİL OLDU

İlkesel olarak başından beri Suriye`deki iç savaşa ve bu savaşın tırmandırılmasına karşı olduklarını söyleyen HÜDA PAR Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Sait Şahin Türkiye`nin de Suriye iç savaşına müdahil olduğunu ifade ederek şöyle konuştu: “Türkiye`nin bu iç savaş karşısındaki rolünün, diyaloglar ve müzakereler üzerinden savaşı önlemeye ve siyasi çözümler üretmeye yönelik olması gerektiğini söyledik. Bölgesel ve uluslararası güçlerin Suriye iç savaşına dahli ile bağlantılı olarak Türkiye de dolaylı olarak savaşın tarafı ve müdahili oldu. Ancak bugün itibari ile Türkiye fiili olarak Cerablus üzerinden Suriye iç savaşına dâhil oldu. Tabi bunun kısa ve uzun vadede ne tür sonuçlar doğuracağını zaman gösterecektir.”

EMPERYALİZMİN TUZAKLARINA DİKKAT EDİN

Türkiye`nin bu operasyonu sınır güvenliğini sağlamak amacıyla yaptığını açıkladığını ifade eden Şahin, emperyalizmin tuzağına düşülmemesi gerektiğini ifade ederek “Cumhurbaşkanı başta olmak üzere hükümet yetkilileri Cerablus operasyonun, Türkiye`yi hedef alan IŞİD ve PYD`ye yönelik olduğunu ve Suriye içini şekillendirmeye yönelik planlara karşı olduğunu ifade ediyorlar. Ayrıca bu operasyonu, Türkiye`nin sınır güvenliğini sağlamak amacıyla söz konusu örgütlere yönelik yaptıklarını açıkladılar. Türkiye`nin, ülkeyi hedef alan saldırılara karşılık verme ve sınır güvenliğini tehdit eden tehlikelere karşı tedbir alma hakkı vardır. Ancak bununla beraber, emperyalizmin amaçlarına yarayacak tarzda Türkiye`yi Suriye savaşına çekecek, Suriye`deki savaşı derinleştirecek ve bölge içi düşmanlığı artıracak adımlardan itina ile kaçınılması gerekir.” ifadelerini kullandı.

ASKERİ HAREKÂTTAN ÖNCE DİPLOMATİK HAREKÂT YAPILDI

Türkiye`nin Cerablus harekâtından önce birtakım diplomatik harekâtlar yaptığını, bölgede DAEŞ`e karşı doğrudan mücadele eden 3 devlet ile (Rusya, İran ve Suriye) ilişkilerini düzeltme yoluna gittiğini ifade eden Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Vahap Coşkun ise şöyle konuştu: “Suriye`deki durumların değişeceği bizzat Başbakan tarafından ifade edilmişti. Dolayısıyla Türkiye öncelikle kendi elini rahatlatacak bir diplomatik harekât yaptı. Askeri harekât tüm bunlardan sonra geldi. Geçtiğimiz günlerde DAEŞ`in Gaziantep`te gerçekleştirmiş olduğu katliam sonrası böyle bir operasyonun geleceği bekleniyordu. Hatta yapılan yorumlardan bir tanesi de gerek Türkiye`nin son dönemdeki diplomatik hamlelerine gerekse kapıda bekleyen Cerablus operasyonuna yönelik bir mesajı olarak okunmuştu Gaziantep saldırısı.”

BU OPERASYONDA TÜRKİYE`NİN 3 HEDEFİ VARDI

Bu harekâtta Türkiye`nin 3 önemli amacının olduğunu söyleyen Coşkun bu amaçları şu şekilde sıraladı: “Bunlardan birincisi, açıklanan resmi gerekçe… Yani sınır güvenliğini sağlamak ve DAEŞ`i mümkün mertebe sınırdan uzaklaştırmak. İkinci bir amaç ise Suriye iç savaşının başladığı günden beri Türkiye`nin dile getirdiği bir talebi vardı, güvenli bölge oluşturma talebi... Yani Cerablus-Azez arasındaki hattın Türkiye`ye yakın olan Özgür Suriye Ordusu tarafından kontrol edilebileceği, Suriye`den Türkiye`ye gelebilecek mülteci akınının durdurulabileceği bir güvenli bölge inşası. Üçüncü ve en önemli amaçlardan birisi de bölgede sınır boyunca Doğudan ve kesilmemiş bir PYD hattının engellenmesi. Türkiye son olarak Münbic`in Suriye Demokratik Güçleri tarafından DAEŞ`in elinden alınmasından sonra da bu konuda uyarılarını yapmış ve ABD`nin bu konuda bir taahhüdünün olduğunu söylemişti. Bu operasyonla birlikte aslında bunu da sağlama almak yani PYD`nin Suriye`de ilan etmiş olduğu 3 kanton arasındaki bağlantının oluşmasını engellemek yine amaçlardan bir tanesi.”

CERABLUS MESAJI KİME?

Bu harekâtla hem uluslararası güçlere, hem bölge ülkelerine hem de Suriye`deki örgütlere mesajlar verildiğini ifade eden Coşkun, “Suriye üzerinde sadece bölgesel güçler söz konusu değil; birçok gücün hesapları var. İki süper güç (Rusya-ABD) burada faaliyet halinde. Bölge devletleri açısında bakarsanız Türkiye, İran, Suudi Arabistan, Katar gibi ülkelerin Suriye`de etkin ve aktif bir rol üstlendiğini görüyoruz. Diğer taraftan Suriye içi güçler açısından bakarsanız burada 4 gücün olduğunu görüyoruz. Esad rejimi, ÖSO, DAEŞ ve YPG. Bu operasyonda herkese verilmiş bir mesaj var. Bu operasyon tüm bu gruplara karşı da verilmiş bir mesajdır.” şeklinde konuştu.

TÜRKİYE, SURİYE`NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNÜ KORUYACAKTIR

Türkiye`nin Suriye`nin toprak bütünlüğünün korunacağı mesajını net bir şekilde verdiğini belirten Coşkun, “Türkiye gerekirse çok büyük bir inisiyatif alarak bu toprak bütünlüğünden herhangi bir şekilde taviz verilmeyeceğini gösterdi. Fırat`ın batısına geçtiği takdirde yani Türkiye`nin başından beri ilan etmiş olduğu kırmızı çizgiyi geçtiği takdirde PYD`nin de hedef alınacağı söyleniyordu zaten. Öte taraftan ABD`ye de PYD ile olan ilişkileri konusundaki hem rahatsızlığın gösterilmesi hem de ABD`nin şimdiye kadar Türkiye`ye vermiş olduğu taahhütleri yerine getirmesi mesajı verildi. Yani Türkiye`nin durduğu noktadan geri adım atmayacağı mesajı verildi. Diğer taraftan operasyon süresince hem Rusya`nın hem de İran`ın bilgilendirildiği belirtilerek bu operasyonun bölgedeki güçlerin bilgisi dâhilinde yapıldığı da söylendi” dedi.

HEDEF; HEM DAEŞ, HEM PKK

Türkiye`nin Cerablus`a düzenlediği harekâtla hem DAEŞ`i hem de Pkk`yi hedef aldığını söyleyen SETA Ortadoğu uzmanı Can Acun ise şöyle konuştu: “Türkiye hem DAEŞ ile hem Pkk ile mücadele içerisinde. Sınır hattı DAEŞ`ten arındırılırken aynı zamanda boşalacak alanı Pkk`ya dâhil unsurlar değil de Türkiye`ye müzahir Suriyeli muhalif güçlerin yani dost güçlerin ele geçirmesi arzu ediliyor. Nihayetinde DAEŞ ve PYD Türkiye`nin ve Suriye`nin ulusal güvenliği toprak bütünlüğü için bir tehdit olarak görülüyor. Türkiye tam da bu noktada adım atmış durumda. Hem DAEŞ`i elimine ederken hem de Pkk`nın, kantonları birleştirmesi ve Suriye`nin toprak bütünlüğünü tehdit etmesi engellenmeye çalışılıyor.”

BU HAREKÂT ABD`YE DE MESAJ VERİYOR

Cerablus`a düzenlenen harekâtla sadece DAEŞ VE Pkk`ye değil, ABD`ye de mesaj verildiğini ifade eden Acun, Türkiye`nin bölgedeki güçlü oyunculardan biri olduğunu ifade ederek, “Tabi Türkiye bu angajmana(Cerablus harekâtı) girerken PYD`nin hamisi olan ABD`ye büyük bir mesaj veriyor, âdeta 15 Temmuz sürecine yönelik bir mesajdır bu. Türkiye bu harekâtla ABD`ye “Ben burada oyuncuyum, ana aktörlerden birisi benim, bana rağmen Suriye`nin kuzeyinde bir şekillenme, oldu-bitti gerçekleşemez. Ben bu hamleleri bozarım şeklinde bir mesaj veriyor” şeklinde konuştu.

ABD SURİYE`DE YALNIZLAŞTI

Uzun süredir PYD`ye açıktan destek veren Amerika`nın Türkiye`yi şimdilik karşısına alamayacağını ifade eden Acun şunları ifade etti: “Nihayetinde Türkiye`yi tamamen kaybetmek istemiyor, İncirlik`i kullanmayı devam etmek istiyor. Amerika son dönemde bölge aktörlerinin yeni bir inisiyatif geliştirmesi ile kısmen yalnızlaştı. Türkiye Rusya yakınlaşması, İran`ın bu sürecin bir parçası olması, rejimle PYD`nin çatışma içerisine girmesi ABD`yi zor durumda bıraktı, çünkü ABD Suriye`de sadece PYD üzerine yatırım yapmıştı. Şimdi tüm bölge aktörlerinin PYD`ye karşı birlikte hareket ediyor olması ABD`yi zor durumda bırakıyor. Bu süreçte kerhen de olsa en azından Cerablus ve Azez hattının DAEŞ`ten elimine edilmesi için ABD istemeye istemeye de olsa Türkiye`ye destek verir görüntüde. Ama eğer süreç uzarsa PYD`nin diğer etkinlik alanına da yönelirse, burada çatışmalar yaşanırsa Amerika Türkiye ilişkileri ciddi bir krize girecektir diye düşünüyorum.”

Bu haberler de ilginizi çekebilir