Oysaki kadın tesettürle değer kazanır. Allah-u Teala kadını zayıf ve narin yaratmıştır. Bu nedenle kadının korunmaya daha çok ihtiyacı vardır. Fakat bu korunma ihtiyacı acizlikten kaynaklanan bir ihtiyaç değildir. Kadının öneminden kaynaklanan bir ihtiyaçtır. Kadın önemlidir; çünkü kadın insanlığın annesidir. Kadın peygamberlerin, sahabelerin, şehitlerin annesidir. Kadın, büyük bilgisiyle ve çektiği sıkıntılarla bize örnek olan Üstad Bediüzzamanların, Kudüs’ü fethederek insanları haçlı katillerinden kurtaran Selahattinlerin, İstanbul’u fethederek koca İmparatorlukları yıkan Fatihlerin annesidir. Erkeği vezir eden de kadındır, rezil eden de. Bir topluluğu düzeltmekle olur. Bu kadar önemli olan kadına zarar vermek isteyenler de mutlaka olacaktır. Bu nedenle korunmaya ihtiyacı vardır. Tıpkı bir elmas gibi… Elmas çok değerli olduğu için sağlam kasalarda saklanır. İşte tesettür de kadını bütün tehlikelerden koruyan bir kasa, bir kaledir. Bakın Rabbimiz Allah-u Teala

Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor:
“Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle, dış elbiselerinden üstlerini sıkıca örtsünler! Bu onların tanınmalarına, tanınıp da eziyet edilmemelerine en elverişli olandır. Bununla beraber Allah, çok bağışlayıcıdır, merhamet edicidir.” (Ahzab-59)
Tesettür bu kadar önemli olmasına rağmen çağdaşlaşmaya engel olarak görülüyor. Bunun nedeni bazı çağdaşların (!) kadını köle haline getirmek ve alınıp satılan bir eşya durumuna sokmak istemeleridir. Fakat tesettür olduğu müddetçe bu mümkün değildir. Çünkü tesettür, kadını özgürleştirir.
Tesettürün ne kadar önemli olduğunu söyledik. Peki tesettür nasıl olmalı?
Tesettür sadece başı örtmek değildir. Tüm vücudun, vücut hatları belli olmayacak şekilde örtülmesidir. Dar ve şeffaf giysiler giymek tesettür değildir. Peygamber Efendimiz (S.A.V.)’in lanetlediği, başın arkasında deve hörgücü oluşturmak da tesettür değildir.
 

Başörtülerimizi omuzlarımızı aşacak şekilde örtmeliyiz. Bakın Yüce Rabbimiz Allah-u Teala Kutsal Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor:
“Mümin kadınlara da söyle; gözlerini (harama bakmaktan) sakınsınlar, mahrem yerlerini korusunlar. Ziynetlerini / ziynet sayılan yerlerini meydana çıkarmasınlar/ göstermesinler. Ancak (kendiliğinden) görünen (el, yüz) bu emrin dışındadır. Başörtülerini, yakalarının üstüne kadar (boyunlarını örtecek şekilde) koysunlar…” (Nur-31)
“Bunları biliyoruz” diyebilirsiniz. Biliyoruz ama kaçımız tam olarak uyguluyoruz. Allah-u Teala’nın emrini Allah-u Teala’nın kurallarına göre uygulamalıyız. Çağımızın en büyük şeytanlarından biri olan modaya uymadan tesettüre bürünmeliyiz. Ancak o zaman tesettürün kadına verdiği değeri kazanırız. Ve ancak o zaman tesettürümüz bizim için bir kale olur. Böylelikle dünya ve aşiret mutluluğunu elde etmiş oluruz.
Not: Muhammed Said Kışlak’ın “Müslüman Kadının Kalesi Tesettür” adlı kitabından esinlenerek yazılmıştır.
 

Makbule Zeynep Öğrü - Yaş: 16

Sevgili Genç Kardeşlerimiz!
Bir ay boyunca gelen tüm yazılar içerisinde en güzel yazıyı gönderen kardeşimize bir kitap seti veya kaset vb. bir set hediye edeceğiz. Posta ile yazı gönderecek kardeşlerimiz yazılarının “Ayın Yazısı” seçilmesi durumunda, bizimle iletişime geçebilirler. Fakat özellikle dikkat etmenizi istediğimiz iki nokta var. Birincisi; gönderdiğiniz yazıların tamamen size ait olması gerektiği, yazınızda alıntı cümleler varsa bunları belirterek göndermeniz. İkincisi ise adınızı, soyadınızı, yazıyı gönderdiğiniz memleketi ve yaşınızı mutlaka belirtmeniz gerekmektedir. Bu hayırlı çalışmaya (yarışmaya) tüm genç kardeşlerimizin katkıda bulunmasını bekliyoruz.

Doğrugenç sayfasında sizden gelecek karikatür ve mini bulmacalara da yer veriyoruz. İlginizi bekliyoruz.
Yayınlanmasını istediğiniz yazılarınızı dogrugenc@dogruhaber.com.tr e-posta adresine mail olarak veya posta yolu ile gönderebilirsiniz.
Yazılarınızı eğer bilgisayarda yazıyorsanız bir sayfayı geçmesin. El yazınızla gönderecekseniz bir beyaz kâğıdı aşmasın. Gönderdiğiniz mektuplara “Doğru Genç” için diye not düşürmeyi unutmayın.