"Tefeci 10 yaşındaki kızımı elimden alacak!"
Kocası öldükten sonra çok zor bir süreç yaşayan Şanlıurfalı 3 çocuk annesi kadın, hasta olan oğlunu ameliyat ettirebilmek için para almak zorunda kaldığı tefecilerin, küçük kızını elinden almasından korkuyor.
Şanlıurfa`da kiraladığı 2 odalı harabe bir evde yaşam mücadelesi veren Sara Can ve çocuklarının dramı yürek burkuyor. Kocası öldükten sonra çevresi tarafından çok büyük sıkıntılara maruz bırakılan Sara Hanım, kendisinin ve ailesinin trajik hayatını İLKHA`ya anlattı.
Kocasının yaklaşık 6 yıl önce vefat etmesinden sonra hayatının altüst olduğunu söyleyen Sara Hanım, hasta olan oğlunun ameliyatı için tefecilerden aldığı parayı ödeyemeyince 10 yaşındaki kızının elinden alınması korkusunu yaşıyor.
Eşinin yaklaşık 6 yıl önce Irak`ta kamyon içinde yanarak can verdiğini ifade eden Sara Can, daha sonra eşinin akrabaları tarafından başta evi olmak üzere her şeyinin elinden alındığını iddia etti.
“Bana dul maaşı bağlamak için getirdikleri bir kâğıdı oyuna getirerek imzalattılar”
Sara Hanım, “Eşim vefat ettikten sonra kayınlarımdan çok işkence gördüm. Paramızı yediler evimizi yok ettiler. Her şeyimizi elimizden aldılar. Daha sonra bizi aşiretten bile kovdular. Geceleri direğe çıkıp elektriklerimizi kestiler. Her türlü pisliği üzerimize attılar. Eşim vefat ettikten sonra kayınlarım gelip kocamın çok borcu olduğunu söyleyerek evimize el koydular. Tapuyu da almak için beni aldattılar. Sözde bana dul maaşı bağlamak için getirdikleri bir kâğıdı oyuna getirerek imzalattılar. Ben de okuma-yazmam olmadığı için imzaladım. Daha sonra araba, ev her şeyimiz gitti. Şimdi onların evi var ama benim evim yok. Eğer insanlar bana yardım etmese vallahi açlıktan ölürüm.” diye konuştu.
“Oğlum yaşananlara dayanamayarak kalp krizi geçirdi”
Eşi öldükten sonra ailenin geçimi için çalışan büyük oğlunun da yaşananlara dayanamayarak kalp krizi sonucu hayatını kaybettiğini belirten Sara Hanım, yaşadıkları zor süreci şöyle anlattı:
“Bizim durumumuzu görüyorsunuz. Etraftaki insanların yaptığı yardımlarla ancak ayakta kalabiliyoruz. Büyük oğlum ölmeden bize yardım ediyordu. O da yaşadığımız mağduriyete dayanamayarak vefat etti. Bizi evden attıktan sonra 4-5 gün parkta yattık. Oğlum da üzüntüden kalp krizi geçirdi. Sonra hem beni hem onu hastaneye kaldırdılar. Oğlumu Antep`e sevk ettiler. Daha askerden yeni gelen oğlum orada öldü. Oğlum ölmeden önce bana bir mektup yazmıştı. O mektup cebinden çıktı. Ben o mektuptan sonra ağlamamaya yeminliyim. Çünkü oğlum mektubunda bana demiş ki ‘arkamdan ağlarsan hakkım helal etmem` bu yüzden ağlamak bana haramdır.”
“Tefeci 10 yaşındaki kızımı elimden alacak!"
Yaşadığı sıkıntılar nedeniyle tefecilerin eline düştüğünü, borcunu ödeyemeyince de küçük kızının elinden alınmakla tehdit edildiğini söyleyen Sara Hanım, “Oğlumu ameliyat etmek için mecburen faizcilerin eline düştüm. 3 milyar para borç ettim. Şimdi o ödeyemediğim borcum 12 milyar olmuş. Beni sıkıştırıyorlar. Hatta tefeci beşinci sınıfa giden 10 yaşındaki küçük kızımı oğluna alacağını söylüyor. Oraya buraya koşturuyorum ama durumum gördüğünüz gibi.” dedi.
“Geride kalan üç çocuğumdan ikisi de kalp hastası”
Çocuklarının hasta olduğunu da anlatan Sara Hanım, “Benim kızımın doğuştan kalbi delik, bir de böbreği su topluyor. Ameliyat etmeye korkuyorum. Doktora gittik bizi Adana Balcalı Hastanesine sevk ettiler. Ama paramız yok diye gidemiyoruz. Oğlum kalp hastası, kemik erimesi de var.” diyerek, içinde bulunduğu çaresizliği dile getirdi.
“Allah rızası için bize 2 ekmek verin”
Dört gün parkta kaldıktan sonra bir hayırseverin verdiği parayla 2 odalı ev kiraladığını ifade eden Sara Hanım, mağduriyetini anlatmaya devam etti:
“Geçen kış vallahi ben soba kuramadım. Yemin ederim soba kuramadım. Çocuklarım gözümün önünde tir tir titriyorlardı. Hani derler ya ‘tok açın halinden anlamaz`, gittim Aziz Hoca`nın yanına, Allah razı olsun çocuklarımı doyuracak yemeği getiriyorum. Kimse bilmez işte. İnanın bu eve geldim üç gün boyunca aç kaldık. Vallahi çocuklarım yerde açlıktan kıvranarak ‘anne bize yemek getir` diyorlardı. Ben de nerden gideyim getireyim dedim. Evimizin yakınında bir fırın var oraya gittim. Dedim Allah rızası için bize 2 ekmek verin. Fırıncı geldi çocukları görünce bize fazlaca ekmek ve et getirdi.”
“Tek isteğim çocuklarımla başımı sokacağım bir evim olsun”
Yetkililere ve hayırseverlere seslenen Sara Hanım, son olarak “Biz ne giyinmeye hevesliyiz ne de başka bir şeye. Tek isteğim çocuklarımla başımı sokacağım bir evim olsun. Harabe bile olsa razıyım. Başka bir şey istemiyorum. Aç kalmaya da çıplak kalmaya da razıyım.” (Osman Gülebak-İLKHA)