Radikallik demokrasi
Hüseyin Kaya / Doğruhaber
15 Temmuz girişimi sonrası solcuların ikiyüzlü tutumları çok tartışıldı.
Her zaman darbelere karşı çıktıklarını iddia edenlerin bu kez sessiz kalmaları tartışıldı ve eleştirildi. Sol çevrelerden de buna karşı ciddi bir cevap gelmedi.
Her zamanki gibi imdatlarına HDP-PKK siyaseti yetişti. Sosyal medya hesaplarından HDP siyasetinin mesajı şu şekilde yansıtıldı: “Ne darbe ne diktatörlük! Çözüm radikal demokrasi!”
“Darbeyi anladık da o diktatörlük ne ola ki?” diye düşündü çok kimse; ama gerek yoktu düşünmeye.
Erdoğan`ı kast ediyorlardı “diktatör” diyerek. Seçimle cumhurbaşkanı seçilmiş bir diktatör!
Seçimle yani demokratik yolla.
O zaman sorun ne?
Açıklamayı bir daha okuyun lütfen!
“Çözüm radikal demokrasi!”
Radikal, kelime olarak “Köktenci” anlamına gelir. Radikal gruplar gelişmeye kapalı ve ilk dönem kaynaklarına dönülmesini savunan gruplardır ve genellikle tehlikeli kabul edilir.
Radikal kelimesinin anlamına göre ifade edersek istenen “Köktenci demokrasi”dir.
Her ne kadar bazıları “Radikal demokrasi” için “post modern demokrasi” deseler de bu tanımın yerine oturmadığı, köktenciliğin özü itibariyle “geriye, eskiye dönülmesi” anlamına daha yakın olduğu ortadadır.
PKK zihniyetinin her konuda yeni literatür oluşturma çabalarını göz önünde bulundurduğumuzda “Radikal demokrasi”nin de farklı bakış açısıyla ancak anlaşılabileceğini söyleyebiliriz.
Kavramların bir kısmına bakalım:
Barış: PKK vesayeti.
Hak arama: Molotof.
Demokratik tepki: Yakıp yıkma, yağmalama.
Mağduriyeti anlatma: 6-8 Ekim vahşeti
Demokratik özerklik: Çukurlar ve yıkılan şehirler.
Öcalan`dan önce konuşma: Ağız yırtma demokrasisi.
Ve “Radikal demokrasi”…
Sanırım az önce saydıklarımızın tümünü kapsayan en genel ifade.