15 Temmuz ABD destekli darbe girişimini protesto gösterileri tüm Türkiye’de olduğu gibi Batman’da da 14’üncü gününde devam ediyor. HÜDA PAR, Saadet Partisi, AK Parti, Peygamber Sevdalıları Platformu ve çok sayıda STK’nın destek verdiği gösterilere halkın desteği yoğun bir şekilde sürüyor.

Turgut Özal Bulvarı valilik önünde toplanan binlerce kişi açtıkları pankartlarla ve attıkları sloganlarla Paralele Yapıya, tepkilerini hep bir ağızdan ortaya koyuyor.

Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından halka hitaben bir konuşma yapan Peygamber Sevdalıları Platformuna üye derneklerden Köy-Der Yönetim Kurul Üyesi Ahmet Gürceğiz, çok kötü bir dönemden geçtiğimizi söyledi. Gürceğiz, "Bugün tüm İslam aleminin gözleri bizim memleketimizdedir. Bugün İslam alemi kan reva içerisinde ve her yer bozulmuş durumdadır. Küfür ehli memleketimizi de din ve devlet hainlerinin elleriyle kan reva içerisinde bırakmak istiyorlar. Zalimlerin bir hesabı varsa, Allah Teâlâ'nın da bir hesabı vardır."dedi.

Küfür ehlinin bir olduklarını dikkat çeken Gürceğiz, "Küfür ehli birileri birilerin idarecileridirler. Bazısı amir, bazısı memur ve bazısı da itaatkârdırlar. Küfür ehli birlik oldukları için İslam alemine karşı zulümlerini sürdürebiliyorlar. Bizlerde onlar gibi birlik olmasak, onlar gibi amir ve Müslüman kardeşlerimizi, İslami cemaatleri dinlemezsek yeryüzünde büyük fitneler olacak. Allah Teâlâ bizleri uyandırıyor. Ey iman isteyenler bugün imanı ıspatulama günüdür. Bugün kardeşlik ve muhabbet  günüdür. Birlik olmazsak küfür ehli birlik oldukları için bizler perişan olacağız."diye konuştu.

"Emniyet Müdürlüğü binası en büyük işkence yerleriydi"

30-40 yıldır Paralel Yapı tarafından memleketin her yerinde zülüm estirdiklerini söyleyen Gürceğiz, "Paralelciler her yere ve memleketin köküne sızdılar. Ancak herkes göz yumdu. 30 yıldır zindanlarda bu zalimlerin yalan ve iftiralarıyla Müslüman kardeşlerimiz cezaevlerinde yetkililer görmüyor. Artık yeter, bu zulmün sonu artık gelsin. Samimiyetinizi gösterin Allah Teâlâ sizleri şefkat tokattı uyandırdı. Emniyet Müdürlüğü binası en büyük işkence yerleriydi ve orada yapılıyordu. Ben Batman Emniyetinin işkencelerinden geçmişim. 1980-1986-1990-2000'li yıllarda Batman Emniyet Müdürlüğü'nün altı en büyük işkence merkeziydi. Bütün iman ehli ve Kur'an hizmetkarları oradaki işkencelerden geçti. Bu zalimlerin yalan ve iftiralarıyla halen cezaevlerindedirler. Bunları daha önceleri de söyledik, ancak hiçbir idareci ve yetkili inanmadı. Ardık millet, idareciler, başbakan ve cumhurbaşkanı bu yaşananlardan ibretler çıkarmalıdır. Görevimiz son nefesimize kadar birlik ve kardeşliğimizi sürdürmeliyiz."ifadelerini kullandı.  

"Sen Fadhullah değil, sen fitnetullahsın"

Daha sonra HÜDA PAR Gençlik Kulları Başkanı Muhammed Enes İmir'in okuduğu şiir ve bir çocuğun Kur'an- Kerim okuması ile devam etti. Özlem Ajans Sanatçılarından Özcan Atsat, Nimetullah Karadeniz ile Ömer Faruk Şen'in seslendirdikleri birbirinden güzel ilahiler halkı adeta coşturdu.

Seslendirilen ilahilerin ardından da Yeni Dünya Partisi Genel Başkanı Emanullah Gündüz halka hitap etti. Gündüz, "Ne yazık ki kendi milletine ve vatanına ihanet içinde olan gafiller ve satılmışlar olabilir. Velev ki isimleri Fadhullah olsun ancak biz bu meydandan haykırıyoruz. Bütün ümmet tek bir ses olarak haykırıyoruz. Sen Fadhullah değil, sen fitnetullahsın. Sen başta kendi vatanına ihanet ettin, hain ve kalleşsin. Darbe yıkım, zülüm ve ihanettir. İşte o yüzden bu millet kendi canını tankların paletleri altına koyarak bu darbeye izin vermedi. Bu millet eğer tankların önüne kendisini atarak engel olmuşsa bizim artık beklentilerimiz var. Bu beklentilerimiz karşılanmalıdır. Şehitlerimizin kanıyla alınmış ve yoğrulmuş bu topraklar adalet istiyor. Bugün hepimizin haykırdığı adalet idamdır. Hainlere, kalleşlere ve fitnecilere idam diyoruz."dedi

Genel Başkan Gündüzün ardından Hak ve Kardeşlik Derneği (HAKK-DER) Sözcüsü Ziya Ulhak Yamaç, ise şunları söyledi: "Halkın sinesine çarpan bu ihanet girişimi başarısızlığa uğradığı için 15 Temmuzu özgürlük ve şehitler günü olarak cumhurbaşkanı ilan etmiştir."

"Allah tuzak kuranların en hayırlısı olarak oyunlarını başlarına geçirmiştir"

Son olarak Saadet Partisi Yönetim Kurul Üyesi Mehmet Salih Çelik, 28 Şubat darbesinin tankları hala bir şekilde silindir gibi tüm İslami camiaları ezmeye devam etmesidir. O günden bugüne Yirmi yıldır Cezaevlerinde bulunan yusufiler bunun en bariz ispatıdır. Henüz 15 yaşındayken Milli Gençlik Vakfı üyesi olan Halil Kantarcı da 28 Şubat sürecinde idamla yargılandı. Darbe gecesi şehadete koşan Halil kardeşimiz de yıllarca cezaevlerinde yatarak bedelini ödedi. Yusufi hayatını şehadetle taçlandırarak Rabbine kavuştu.Maazallah bu darbe girişimi başarılı olsaydı vay Müslümanların, başörtülü, çarşaflıların ve helal ile haramı birbirinden ayırmaya çalışarak evine ekmek götüren amcaların dayıların haline. Yani 28 Şubatta olduğu gibi bu darbe de maalesef mütedeyyin halkın üzerine bir yumruk gibi inecekti. Ama Allah tuzak kuranların en hayırlısı olarak oyunlarını başlarına geçirmiştir."dedi.

"Vatan Millet Sakarya ayaklarıyla etmedikleri zulüm işlemedikleri cürüm kalmadı"

Paralel Yapı mağduru birçok Müslüman'ın cezaevlerinde olduğunu hatırlatan Çelik, sözlerin şu ifadelerle son verdi: "FETO ve eski Türkiye mağduru tek suçları İslami hizmetler olan kardeşlerimiz mehzenlerde zindanlarda, secdede, bir ümit Ya Rab! Bir ümit diye dua etmektedirler. Biz FETÖ zulmüyle inim inim inleyen nice ailenin hesabını Allah'a nasıl vereceğiz. FETÖ mensupları zulümlerini idame ettirirken, zehirlerini yavaş yavaş damarlarımıza enjekte etmeye çalışırken en çok da bizim bölgemizde cirit attılar. Vatan Millet Sakarya ayaklarıyla etmedikleri zulüm işlemedikleri cürüm kalmadı. Bakınız Batmanımızda Cevzet Soysal kardeşimizi kaçırıp türlü işkencelerle şehid ettikten sonra Beşiri kırsalında bir yere gömdüklerini 20 küsur yıl sonra ancak öğrenebiliyoruz. Bunlar bu kadar zalim, organize ve vahşi bunlar kendi basın yayın organlarında milletimize maneviyatımıza hakareti en önemli vazife olarak gördüler. Çeşitli dizilerle milletimize atmadıkları iftira bulaştırmadıkları çamur kalmadı. Gün gelir devran döner diye devam eden atasözüne muhatap olacaklarını akıllarının uçlarına getirmediler. (M.Sait Çelik - İLKHA)