"15 Temmuz küresel destekli bir darbe girişimiydi"
15 Temmuz ABD darbe girişimini değerlendiren 28 Şubat post-modern ve `Paralel yapı` mağduru edilen Gazeteci-Yazar Hamza Mercanoğlu, son darbe girişimini küresel bir darbe girişimi olarak niteledi.
Yaklaşık iki ay önce “Paralel Kumpas” ile ilgili bir haber yaptığı için sosyal medyada ‘Paralelci` olduğunu iddia ettiği bir şahısın kendisini hedef göstererek açtığı davadan dolayı ceza aldığını ve davasının ise halen devam ettiğini belirten Gazeteci-Yazar Hamza Mercanoğlu, kendisini şikâyet edenin dava açan ve yargılayanların da ‘Paralelci` olduğunu söyledi.
28 Şubat sürecinde başörtüsü mağdurlarına Genel Yayın Yönetmenliğini yaptığı İslami radyoda destek verdiği için DGM`de yargılanan ve daha sonra mesleği elinde alınana Gazeteci-Yazar Hamza Mercanoğlu, 15 Temmuz ABD destekli darbe girişimini küresel destekli darbe olduğunu söyledi.
Paralel yapının mağdur ettiği mahkûmların serbest bırakılması gerektiğini belirten Mercanoğlu, 28 Şubat darbe sürecinde hapse atılan siyasi yollarla ve siyasi ithamlarla mahkum edilenlerin serbest bırakılması gerektiğini ifade etti.
ABD destekli darbe girişiminin organizeli olduğunu belirten Mercanoğlu, “Ben öncelikle milletimize geçmiş olsun diyorum. Çok ciddi bir darbe süreci yaşadık. Aslında bu çok organizeli bir darbe girişimiydi. Kimilerinin söylediği gibi bir tiyatro veya oyun asla değildi. Çok organizeli ve uluslararası küresel bağlantılı olan bir darbe girişimiydi.”dedi.
“Organizeli küresel bir darbe girişimiydi”
Bu darbe girişiminin asıl amacı sadece Türkiye`yi işgal etmek veya Türkiye`de bir yönetim değişikliği yapmak olmadığını savunan Mercanoğlu, “Bunun asıl amacı bu darbe vasıtasıyla topyekun Ortadoğu coğrafyasında yeni bir dizayn hareketi başlatmak istiyorlardı. Bu darbe girişiminin sadece Fethullah Gülen denilen terörist başının planladığını düşünmüyorum. Aksine bunun çok profosyenel bir ekip tarafından içerisinde CIA, MOSSAD`ı, İngiliz ve diğer Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin gizli servisleri ile NATO`yu da katmak istiyorum. Dolayısıyla bu gerçekten organizeli küresel bir darbe girişimiydi. Gerek Cumhurbaşkanı`nın cesur ve yürekli girişimi gerekse milletin bu konuda ‘bu sefer olmaz, bu sefer hayır` diyerek ortaya çıkışları ve meydanlara doldurmaları bu darbeyi önlemiştir.”ifadelerini kullandı.
Mercanoğlu, “Ancak her ne kadar bu darbe girişimi askeri ve militanist boyutuyla önlenmiş olsa da biz biliyoruz ki, Fethullah Gülen`in 40 yıldan beri adeta topluma yavaş yavaş enjekte ettiği bu zehir toplumda da maalesef karşılık bulmuştur. Türkiye toplumunda benim kendi kişisel kanaatim 2 milyon civarında bu zehirden etkilenmiş ve bu narkozun uyuşturucu etkisi altına girmiş bir insanlar topluluğu vardır. Bunlar bu darbeyi alkışlar veya reddeder bilemiyorum. Ancak maalesef Fethullah Gülen`in 40 yıldan bu yana girmediği ev kalmamıştır. Mutlaka bir şekilde insanları aldatmıştır. Devletimiz bu darbe süreci ile ilgili yeni yol haritası belirlerken bunlara çok dikkat etmesi lazım. Elbette kamu kurumları içerisinde ki bu darbeci artıkları ve vatan hainlerini devlet tarafından peyderpey temizlenecek. Ama toplum içerisindeki bu 2 milyona yakın bir şekilde Fethullah Gülen hareketi ile şöyle ya da böyle ilişkisi ve bağlantısı olmuş bu insanların da takip altına alınması ve incelenmesi lazım. Çünkü bunlar çok önemli bir kitle diye düşünüyorum.”şeklinde konuştu.
“28 Şubat darbe sürecinde yer almış ana faktörlerden bir tanesi de Fethullah Gülen”
28 Şubat 1997 post-modern darbe sürecinin asıl planlayıcısı olmasa bile 28 Şubattaki darbe sürecinde yer almış ana faktörlerden bir tanesinin de Fethullah Gülen, olduğunu belirten Mercanoğlu, şöyle devam etti:
“28 Şubat sürecinde başörtüsü mağdurlarına destek verdiğim için DGM`de yargılandım. Başörtüsü yasağını eleştirdik. Konuşmalarımdan dolayı gözaltına alındım ve 60 gün cezaevinde kaldım. O dönem delil yetersizliğinden beraat ettirildim. Ben şu an görüyorum ki, 28 Şubat sürecinin asıl planlayıcısı olmasa bile 28 Şubat darbe sürecinde yer almış ana faktörlerden bir tanesi Fethullah Gülen`dir. Geçmişe baktığımız zaman 1971 muhtırasından bu yana gelişen darbelerde1980 darbesinde ve 28 Şubat darbesinden sonra Fethullah Gülen, hep darbe sonrasında piyasadadır. Her zaman için her darbeden nemalanarak büyüyerek gelmiştir. Bu darbe girişimi 40 yıllık bir çalışmanın ürünüdür. Kesinlikle Ak Parti ve Recep Tayyip Erdoğan`ın yöneticiliğini yaptığı bu 14 yıllık sürece dair değildir. Elbette yanlışlar yapıldı. Bu süreç içerisinde Fethullah Gülen ile ilgili bir takım yanlışlar adımlar atılmış olabilir. Ama görüyoruz ki bu hain adam Türkiye`de kandırmadık insan bırakmamış. Düşünebiliyor musunuz darbe gecesine kadar Cumhurbaşkanı ve Başbakan`ın darbeden haberi yok. Böylesine sinsi ve gizli bir örgütlenme yapısı içerisindeler. Benim aklıma bu Fethullah Gülen`in bu hareketi Irak`ta Kesnizani Tarikatı var. O da Saddam rejimini ve o dönem Bağdat yönetimini kuşatmışlardı. Ele geçirmişlerdi ve Bağdat bir tek mermi atmadan teslim olmuştu.”
“Benim hedef gösterilmem hiç dikkate alınmadan bana ceza verildi”
Yaklaşık iki ay önce “Paralel Kumpas” ile ilgili bir haber yaptığı için sosyal medyada ‘Paralelci` olduğunu iddia ettiği bir şahısın kendisine açtığı davadan dolayı ceza aldığını ve halen davasının devam ettiğini belirten Mercanoğlu, yaşadığı bu olayı ise şu şekilde anlattı:
“Yaklaşık 2 ay önce yapmış olduğum anti paralel bir haberden dolayı yani Paralel bir kumpası teşhir ettiğimden dolayı hiç tanımadığım ve bilmediğim bir adam beni kendi sosyal medya hesabından hedef göstererek ‘bu haber, bu resimdeki kişidir. Bunu hafızanıza kazıyın` diyerek bir saldırı da bulundu. Bende buna mukabil elbette ki tanımadığım ve etmediğim bir adam beni kendi sosyal hesabından ‘bu haberi bu adam yaptı` diyerek teşhir ediyorsa o adam mutlaka Paralelcidir. Çünkü Paralel kumpası ile ilgili bir haber yapmıştım. Bende bunu ‘Paralel tetikçi` olarak ilan etmiştim. Daha sonra beni mahkemeye verdi. Bana hakaret davası açtı. Bana göre paralel yargıç ve mahkemeler tarafından 87 gün hapis cezasına çarpıtıldım. Karara itiraz ettiğim halde yine karar bana onanmış olarak geri döndü. Ben konu ile ilgili tekrar Adalet Bakanlığı`na başvuru da bulunacağım. Çünkü beni dava edende paralelciydi. Beni yargılayanlar ve kararımı temyizden döndürenlerde bana göre paralelciydi. Benim bu şâhısa verdiğim cevap nefsi müdafaa olarak görülmeliydi. Ama aksine benim hedef gösterilmem hiç dikkate alınmadan bana ceza verildi.”
“20 yılı aşkındır cezaevlerinde olan Hizbullah`i kesim serbest bırakılmalı”
Son olarak Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş`un ‘FETÖ`nün mağdur ettiği mahkumlara iadei itibar verilecek` açıklamalarını da değerlendiren Mercanoğlu, 28 Şubat sürecinde siyasi ithamlarla suçlamalarla cezaevine atılan herkesin serbest bırakılması gerektiğini vurgulayarak, özellikle 20 yılı aşkındır İslami kimliklerinden dolayı cezaevlerinde olanların bırakılması gerektiğinin söyledi.
Mercanoğlu, “Ben Kesinlikle 28 Şubat darbe sürecinde hapse atılan siyasi yollarla ve siyasi ithamlarla hapse atılan herkesin serbest bırakılması lazım. Çünkü hepsi masumdur. Özellikle Hizbullah`i kesim ve Müslüman kesimden şu anda 20 küsur yıldan beri içerde olan arkadaşlarımız var. Ben bunların suçlu olduğuna inanmıyorum. Bunlar tekrardan en kısa sürede gözden geçirilmelidir. Adalet tecelli etmeli ve serbest bırakılmalıdır.”diye konuştu. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)