Bir Devran`ın serencamından tablolar
Harfler...
Kelimeler...
Cümleler daha sonra olgunlaşır.
Ve
Yazar bir devranın destanını
Günler...
Aylar...
Yıllar, daha sonra yaşlanır.
Ve
Çizer bir kıyamın hatlarını.
Makber...
Zindan...
Hicran, daha sonra kök salar.
Ve
Diker bir davanın çınarını
****
Ne çare!
Çoktandır bî(i) haberdim sıladan
Son demde sılam selam göndermiş.
Bir de birkaç kelam eklemiş...
****
Artık yosun bağlamış mezar taşları
Hüseynî makberlerin...
Eritip aşındırmış mermerlerini gözyaşları
Kor yürekli kederli annelerin...
Şüheda bakıyormuş kabir başları
Harfleri flu duruyormuş yıllanmış kelimelerin...
****
İlaveten;
Yusufî hasret esiyormuş sılada
Arşivlerde çoktan küf bağlamışlar
Yusufîlerin tutuklanma fezlekeleri
Emekli olmaya hazırlanıyorlarmış
Onlara kalem kıran hâkim stajyerleri
Yıllar yaşlandı
Ömürlerinde on sekizlik Yusufîlerin
Daha düğününün ikinci ayında
Gözü yaşlı gelin bırakıp ardında,
Zindana post seren delikanlılar..!
Ahhh!...
Açık görüşlerinde şimdi torun seviyorlar...
****
Ayrıca,
Başeğmez muhacirlerin
Sınır aşan hicran hasretleri var
Geçerek aralarında kırmızı bültenlerin
Hicret yurtlarından, sılaya uzanan,
Üstesinden gelerek dikenli tellerin
Zindana selamla süslenmiş hasret yayan...
Bir de... Ahhh!... Bir de...
Nasıl anlatayım ki???!!!
Hangi alfabenin harflerini
Hangi lûgatın kelimeleri
Anlatmaya dayanır ki!...
Bilmem ki... Bilemem ki...
Belki de işaret dili
Ya da
Çatlamış sabır taşından tabletler...
****
Bir hasret ki;
Yıllarca “Ana yüreğinde” mayalanmış!
Dert değirmeninde öğütülmüş
Ana şefkati ile kavrulmuş
Gözyaşlarıyla yoğrulmuş
Yakub (as)`un, Yusuf (as) hasretini geçgin...
İnanın abartı değil... Daha da fazlasıdır.
Zirâ,
Hasret Yakub (as)`un sadece gözlerini almıştı.
Ama bu hasret canlarını aldı anaların
Sonunda Yusuf (as)`una kavuşmuştu Yakub (as)
Fakat...
Bu hasret...
Ahhh... Annem... Analarım!!!
“Ölümünüze” değil,
Hasretinize yanarım...
O hasret ki... Öyle bir hasret ki...
Kavuşmaya ümit kesmişliğin de ötesinde
“Ölüm ayrılığının eşiğinde”... Eklemiş:
“Ben ölüyorum... Yusuf`uma selam söyleyin...”
Demiş...
“Ben onu helal ettim... O da beni helal etsin...”
Diye eklemiş.
Düşünün... İşte bu ahvalde bir hasret...
Ve... Açık gözlerle göçmüş...
Herkes hasreti Yakub (as)`a hasreder...
Hasreti; Yakub (as)`tan bilir...
Oysa bir de Yusuf`a sorsalar
Gözyaşı yerine kan ağlamasını
Hücresinin duvarlarına...
****
Daha da neler neler var
Kalemler yetmez... Almaz kâğıtlar
İşte bir dava serencamından tablolar...
Bir dava ki... Bir kıyam ki...
Kıymet bilinesi Hüseynî bir çınar...
Yasin Demir
Silivri Ceza İnfaz Kurumu