İmamlar Hiçbir Beşeri Sistemin Temsilcisi Olamaz
BDP`nin imamlar ile ilgili yaptığı açıklama ve camilere boykot çağrısı ile ilgili açıklama yapan Hür Der, imamların hiçbir beşeri sistem ve siyası anlayışın temsilcisi olmamaları gerektiğini belirterek, dini kendi siyasi amaç ve hedefi için rant sağlama amacı olarak kullanan tüm oluşumları kınadı.
DİYARBAKIR - Merkezi Diyarbakır`da bulunan İnsani Hak ve Hürriyetleri Derneği (Hür Der), BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş`ın imamlar ile ilgili açıklaması ve camilere boykot çağrısı nedeniyle yaptığı açıklamada, dini kendi siyasi amaç ve hedefi için rant sağlama amacı olarak kullanan bütün ideolojik ve siyasi oluşumları sert bir dille kınadı.
Resmi ideoloji dini baskı altına almıştır
Türkiye`de resmi ideolojinin, ulus devlet oluşumunun ardından halkı İslam dinin temel öğretilerinden uzaklaştırmak ve İslam`ın yaşam biçimi olmayı engellediği ifade edilen açıklamada, Diyanet İşleri Başkanlığı`nın bu amaçla kurulduğu belirtildi.
Türkiye de egemen siyasi gücün, Cumhuriyet`in ilk dönemlerinden itibaren laiklik adına dinin baskı altına alınmasını, toplumun dinden, dini değerlerden koparılmasını istediği vurgulanan açıklamada, "Bundan dolayı Türkiye laikliğinin en önemli özelliği otoriter, hatta özellikle Tek Parti dönemi pratiğinde somutlaşan şekliyle totaliter bir nitelik taşımaktadır.
Türkiye`de laik ulus devlet, insanların dini inanç ve pratiklerine müdahale ederek, resmi ideoloji çerçevesinde dini yeniden biçimlendirmeye ve kendi politikalarını meşrulaştırmanın bir aracına dönüştürmeye çalışmasından kaynaklanmaktadır." denildi.
"Halkın anladığı dilden dinini öğrenmesi en doğal hakkıdır"
Açıklamada, son günlerde BDP`nın sivil itaatsizlik adı altında camileri boykot ve imamlara iftira niteliği taşıyan ithamlarının halkta infiale sebep olduğu belirtilerek, "Laik Kemalist despot yapının oluşturduğu ve katliamlarla anılan halkın lanetle andığı, kin ve nefretini kazanmış "Jitem" türü yapılanmaları ile imamların faaliyetlerini özdeşleştiren iddiaları halkımızın büyük bir tepkisini almıştır.
Bu güne kadar demokratik açılım adı altında yapılan düzenleme ve çalışmaların Diyanet teşkilatı ile ilgili hiçbir adım ve girişimde bulunulmamış olması büyük bir eksikliktir. Vatandaşlarımızın anladığı dilden dinini öğrenmesi en doğal hakkıdır. Camilerde yapılan vaaz ve hutbeler, Kürtçe konuşan halkın özellikle yaşlı kesimler tarafından anlaşılamadığından, ibadetlerini ifa etmede manevi sıkıntılar yaşamaktadırlar. Diyanet İşleri Başkanlığı bu konuda çözüm üretmekten aciz kalmış, halkın dini değerlerini suiistimal eden kesimlere fırsat sağlamıştır." İfadelerine yer verildi.
"İmamlar hiçbir sistem ve siyası anlayışın temsilcisi olmamalıdır"
Açıklamaya şöyle devam edildi: "Yüce İslam dinimizde Cumaların Müslüman halkımızı bir arada kenetleyen sağlam bir yapı oluşturması gerekirken, gerek Diyanet İşleri Başkanlığının laik ulus devlet tasallutundaki anlayışı ile ve gerekse Sivil itaatsizlik adı altında BDP`nın halkımıza yönelik çarpık din anlayışı yaklaşımı gerçek İslam anlayışından uzaklaştırmış, toplumu birbirine kırdıran ve ayrıştıran bir niteliğe dönüşmüştür.
Yüce dinimizin temel prensiplerini esas alan ve dini hizmetleri ikame eden imamlarımız, hiç bir beşeri sistemin güdümünde olmayacağı gibi, hiçbir siyasi parti ve zümre ile herhangi bir örgütün mümessili olmamalıdırlar. İslam`ın ve Müslümanların hadimidirler.
Peygamberlerin varisleri olmaları hasebi ile halkımız arasında hiçbir ırk, dil, cinsiyet ve bölge ayrımcılığına mahal bırakmadan tüm Müslüman halkımıza eşit mesafede durmalı ve hizmet etmelidirler. İslam`ın kendilerine yüklediği sorumluluk bilinci ile tevhidi yaşam biçimini esas alarak dini emirleri halka ulaştırmalıdır."
"Ayrıca başta resmi ideoloji olmak üzere tüm siyasi parti, oluşum ve hareketler dini kendi ideolojik yaklaşımlarına alet etmemelidir" ifadeleri kullanılan açıklamada, Dini kendi siyasi amaç ve hedefi olarak rant sağlama ve taraftar kazanma aracı olarak görenleri halkın gönlünde mahkum ediyor, bu yaklaşım ile hareket eden her türlü ideolojik ve siyasi oluşumları şiddetle kınıyoruz." denildi.
Salih Keskin - İLKHA