Myanmar'ın kuzeyindeki Kaçin eyaletindeki cami, radikal milliyetçi Budistler tarafından yıktırılma tehdidi altında bulunuyor.

Radikal milliyetçi Budist grup Din ve Irkı Koruma Örgütü (Ma Ba Tha), Hpakant kasabasındaki Le Pyin köyünün Müslüman sakinlerini, bölgede bir köprü inşa edilirken mescid ve etrafındaki binaları yasa dışı olarak inşa etmekle suçluyor.

Örgütün baskıları sonucu yerel yönetim, 20 Haziran'da köydeki Müslümanlara mescidi yıkmaları için 30 Haziran'a kadar süre verdi, ancak Müslümanlar mescidin 28 yıldır orada bulunduğunu belirterek camiyi yıkmayacaklarını belirtti.

Adının açıklanmasını istemeyen bir polis memuru yaptığı açıklamada Müslümanların Hpakant kasabasındaki Le Pyin köyünde bulunan mescidi yıkmayı reddetmesinin ardından, camiye zarar verilmesini engellemek için bölgedeki güvenlik güçlerine ek olarak çok sayıda güvenlik personelinin görevlendirildiğini söyledi.

Camiyi koruma komitesinin başkanı Thein Aung da, yerleşkede bulunan 2 yeni binanın bölgede bir köprü yapan firma tarafından inşaat malzemelerinin konulması ve işçilerin kullanması için yapıldığını, daha sonra firma tarafından camiye bağışlandığını belirtti.

Müslümanların tehditler karşısında 19 Haziran'da bu binaları ve imamın kullandığını binayı yıktığını ifade eden Aung, "Sorun istemiyoruz, bu nedenle yıkımı yaptık" dedi. Ma Ba Tha örgütünün baskıları nedeniyle 20 Haziran'da caminin yıkılması için de ultimatom verdiğini dile getiren Aung, "Yetkililer bizi buna zorluyor. Bu bizim için kesinlikle kabul edilemez. Bu cami 1988'den beri burada. Bu nedenle yıkamayacağımızı bildirdik" diye konuştu.

HRW'DEN HÜKÜMETE "YIKIMI DURDUR" ÇAĞRISI

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) de Myanmar hükümetine yıkımı durdurması çağrısı yaptı.

HRW'nin Asya Direktörü Phil Robertson yaptığı açıklamada, Müslümanların özgürce ibadet etme hakkına saygı gösterilmesi için sorun eyalet düzeyinde ve ulusal düzeyde gündeme getirilmesi gerektiğini kaydetti.

"Müslümanlara ait bir mescidin yıkılması eylemi, din özgürlüğünün açıkça ihlalidir" ifadesini kullanan Robertson, yerel yönetimler tarafından tek taraflı alınan yıkım kararının uygulanmasında acele edilmemesi gerektiğini vurguladı.

Nobel Barış ödüllü Aung San Su Çi'nin liderliğini yaptığı Demokrasi İçin Ulusal Birlik Partisi hükümetinin, bu gibi durumlar için bir izleme komitesi oluşturması gerektirdiğini kaydeden Robertson, bu komitenin barışı korumak için polisi hızlıca görevlendirme yetkisine sahip olması gerektiğini savundu.

Myanmar'ın batısındaki Arakan eyaletinde 2012 yılında Budistler ile Müslümanlar arasında yaşanan çatışmalar, Rohingyaların dramını gözler önüne sermişti. Budistlerin saldırılarında çoğu Müslüman çok sayıda kişi yaşamını yitirmiş, yüzlerce ev ve iş yeri ateşe verilmiş, şiddet olayları nedeniyle binlerce kişi bölgeyi terk etmek zorunda kalmıştı.

Bölge ülkeleri, çoğu Arakanlı Müslümanlardan oluşan göçmenlerin trajedisinden Myanmar hükümetini sorumlu tutmuştu.

Myanmar'da 1982'de kabul edilen yasayla vatandaşlık haklarını kaybeden Arakanlı Müslümanlar "devletsiz" sayılıyor. Birleşmiş Milletler (BM) tarafından "eziyet gören dini azınlık" olarak kabul edilen Arakanlı Müslümanlar, hem şiddet olaylarına hem de yasal, ekonomik ve toplumsal ayrımcılığa maruz kalıyor. BM'ye göre, ülkede gördükleri zulüm nedeniyle yaklaşık 130 bin Arakanlı Müslüman Myanmar'dan kaçtı.