Rus zindanlarında UNUTULAN Kardeşlerimiz
Yakın tarihimize baktığımızda İslam âleminde yaşanan savaşlar bizi kahrediyor. Milyonlarca Müslüman öldürüldü, evsiz kaldı, cezaevine girdi, mülteci durumuna düştü, sakat kaldı ve en acı veren ise hiç bir şeyden haberi olmayan öldürülen milyonlarca masum çocuğumuz
RİYAD MAKAEV / DOĞRUHABER/ANALİZ
Müslümanlar Osmanlı imparatorluğu dağıldığında beri Batı`nın sömürgesi ve zulmü altında ezilmektedir. İslam ümmetini bin parçaya bölmeye ve onlarca devlete dağıtmayı başaran Batı`nın sömürgesi ve zulmü devam etmektedir. Dünyada yaşanan tüm büyük felaketlerin arkasında mutlaka Batı bulunmaktadır. Ortaçağ tarihine göz attığımızda birbiriyle savaşan Batı toplumları büyük savaşlara zamanla son verip ikinci dünya savaşından sonra ise birleşmeyi seçerek dünyaya hükmetmeye başladılar. Kendi aralarında savaşmamak için Müslümanları düşman seçtiler. O günden bugüne hep Müslümanlarla savaşıp duruyorlar.
BATI BARIŞ İÇERİSİNDE YAŞARKEN, MÜSLÜMAN TOPLUMLAR YAŞAM MÜCADELESİ VERDİ
Yapılan savaşlar ideolojik savaşlardan daha çok sömürge ve menfaat savaşları. Yüz yıldan daha fazla devam eden Müslüman ve gayrimüslim savaşları neticesinde İslam ümmeti hem ilmi hem ekonomik hem de kültürel olarak geri kaldı. Batı toplumları kendi devletlerinde sakin ve barış içerisinde yaşarken, Müslüman toplumlar devamlı yaşam mücadelesi vermek zorunda kaldı. Müslümanlar arasında yetişen ilim adamları ise Batıya göç etti ve Batının gelişimine hizmet ettiler.
İslam ülkelerinde yaşanan ve hala devam eden savaşlar Müslümanların arasındaki en iyilerini yitirmelerine sebep oluyor. Savaşta olan ülke; ekonomisini, ilmini, bilim adamlarını, kültürünü ve birliğini otomatik olarak kaybediyor. Ülkede bir kaos oluşuyor ve savaş sonrası başkalarına muhtaç kalıyorlar. Batı önce yıkıyor sonra ortaya çıkıp yardımcı oluyormuşçasına ülkeyi sömürüyor. Bu yazımızda Çeçenistan`da yaşanan iki savaş sonrası Çeçen Müslümanların ne duruma geldiğini az da olsa anlatmak istiyorum…
ÇEÇEN MÜCADELESİNDEN GERİYE KALANLAR
Rusya Batının bir yan kolu gibi veya Batının zihniyetinin aynası olarak kendi çıkarları doğrultusunda bağımsızlık ilan eden Çeçenlere karşı savaşa girdi. Olayları aslında Batı tetikledi. Sovyetler Birliğini dağıtan sonra tamamen Rusya`yı kontrol altına almak isteyen Batı, Çeçenleri sözde desteklediler. ABD ve Avrupa Ruslara izin vermez zanneden Çeçenler ise koskoca Rusya`ya karşı direnişe geçti.
İlk Rus-Çeçen savaşında Önce Rus ordusuna karşı vatansever iman dolu gençler mücadeleye başladılar. Tüm halk senelerce süren savaşta Rusya`ya karşı direnirken, Çeçen Müslümanların arasındaki en iyileri şehit düştü. Yüz binlerce Çeçen genç şehit olurken İslam âlemi de gururla Çeçenleri maddi ve manevi destekledi. Ülkenin ekonomisi tamamen çökertildi. Okullar, üniversiteler, hastaneler, pazarlar ve fabrikalar Rusların ilk bombaladıkları yerler arasında yer aldı. Çeçenlerin Orta sınıfı ülkeyi terk etti ve Avrupa`ya mülteci olarak sığındı. Batı ise hoşgörüyle Çeçenleri mülteci olarak kabul etti. Batıya göç edenler Avrupa toplumlarına entegre çalışmalarının kurbanı olarak bir daha Çeçenistan`a dönmemek üzere Avrupa ülkelerinde kaldılar. Çocukları kendi ana dilini konuşamaz hale geldi ve ayrıca dinlerinden uzak bir Avrupa kültürüyle yetiştiler. Hatta Çeçenistan`daki kardeşlerini bugün bir “barbar” olarak görecek kadar ileri gittiler.
İkinci savaşında ise Rusların temizlik operasyonları başladı. Yine göç söz konusu oldu. Liderler teker-teker şehit edildi. Rusya resmen bir soykırım uyguladı. ABD`de 11 eylül olayları ile birlikte değişen dünya siyaseti ile birlikte Rusların eline bir de ciddi koz düştü. Çeçen halkı yine direndi. Ama artık gücü kalmamıştı. İyiler ve yiğitler şehit olurken imansızlar ise Ruslarla işbirliğine soyundular. Batı artık Rusya`ya karşı da hiçbir şey söylemiyordu. Oynanan oyunlar sonucunda İslam âlemi de susmuştu. Ruslar Çeçenistan`da rahatça bir soykırımı gerçekleştirdi. Bugün gelinen nokta ise hiçbir ekonomik güce sahip olmayan, bir üretimi olmayan Çeçenistan görüyoruz. Rusya Federal bütçesinden para aktarılarak varlığını sürdüren ve gün geçtikçe daha kötüye giden bir Çeçenistan var karşımızda. Rusya kendisi zor durumdayken Çeçenistan`a aktarılan paraların da büyük bölümünü askıya alınca yerel hükümet vergilerle halka yüklenmeye başladı.
RUSLARIN GÖZALTINA ALDIĞI ÇEÇEN MÜSLÜMANLARIN SAYISI 48 BİNİ GEÇİYOR
Yaşanan iki savaş neticesinde ülkeyi terk edenler 350 bini geçti. Ölenler de 350 bini geçti. Temizlik operasyonları(!) sırasında Rusların gözaltına aldığı Çeçen Müslümanlardan sadece tespit edilenlerin sayısı 48 bini geçiyor. Çoğu müebbet ceza aldı. Rus hapishanelerinin dünyanın en kötü ve en ağır hapishaneleri olduğu bilinmektedir. Cezaevinde olan kardeşlerimiz sadece savaş alanında çatışma bölgelerinde ve savaşanların akrabaları olmaları nedeniyle gözaltına alınan Çeçenlerdir. Bu rakamdan çok azı mücahitlerdendir. Çoğu, savaşan mücahitlerin akrabaları, kardeşleri ve zevceleri. Eskiden, Terörist damgası vurularak cezaevlerine gönderilen bu kardeşlerimize yardım eden yurtdışında çalışan bazı komiteler vardı. Ama Çeçenistan mücadelesi sekteye uğratıldıktan sonra dışarıdaki yardım çalışmaları yapanlar da çeşitli bahaneler karşısında durduruldu. Bugün zor şartlar altında hastalıklarla mücadele veren cezaevlerinde unutulan Müslüman kardeşlerimiz bizden yardım beklerken, elimizden hiç bir şey gelmemesinin üzüntüsünü yaşıyoruz hepimiz. “Ateş düştüğü yeri yakar” sözü tam da böyle bir olaya söylenmiş olmalı diye düşünüyorum. Ramazan ayında Rus hapishanelerinden haykırılan yardım çağrılarını duymak isteyenler çok az. Sebebi ise İslam âleminde yaşanan trajedidir. Hangisine yetişelim, kime destek verelim? Allah yar ve yardımcımız olsun!