"Esed rejimi ayakta kalsın diye Kürt gençleri ölüme gönderiliyor"
Bir dizi ziyaretlerde bulunmak üzere Bingöl'e gelen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Şuanda Esed rejimi ayakta kalsın diye Kürt gençleri çukurlarda ölüme gönderiliyor ve propaganda ile örtüyorlar." dedi.
Bir dizi ziyaretlerde bulunmak üzere Bingöl’e gelen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, gündeme dair önemli açıklamalarda bulunarak, HDP’nin çukur siyasetini sert bir şekilde eleştirdi.
Şiddete herkesin ilkesel bir şekilde herkesin karşı durması gerektiğini ifade eden Yılmaz, “Hangi partiyi tutuyorsa tutar, oyunu kime istiyorsa verir. Neyi hayırlı görüyorsa onun peşinde gider. Ama bu çukur siyaseti dediğimiz siyasetin ne melanet bir şey olduğunu ben yerinde görmüş biri olarak söylüyorum. Bun karşı herkesin net olarak durması lazım. Bu terör konusunda, kimse kusura bakmasın, bu bir demokrasi de değil. Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde de hiç kimse gidip insanların sokağını kazamaz ve içine el yapımı patlayıcı döşeyemez. Tehdit edemez, kimsenin evini yıkamaz. Bunun ne kadar büyük bir acıya insanlar üzerinde büyük bir yıkıma yol açtığını hep birlikte görüyoruz.” dedi.
“Bu teröre karşı bir ilkesel tavır sergilemeyi başarmalıyız”
Terör olaylarının toplumun her kesiminin olumsuz etkilendiğini söyleyen Yılmaz, özelikle bölge esnafının iflasın eşiğine geldiğini belirterek, “Sonuçta olan bu bölgeye oluyor. Herkesin ortak paydası olarak düşündüğüm temel meselelerden bir tanesi bu. Bunun Lam’ı Cim’i yok. Hangi sebeple yapılıyorsa yapılsın, bu teröre karşı bir ilkesel tavır sergilemeyi başarmalıyız. Bunu da hep birlikte yapmalıyız. Toplum olarak bunu yapmalıyız. Medya olarak, burada medya büyük bir sorunluk düştüğüne inanıyorum. Eğer bu toplumda yaşıyorsak, terörün her türlüsünü lanetlemeliyiz. Ama da fakat da dememeliyiz. Ama dediğimiz vakit ipin ucu kaçıyor.” diye konuştu.
“Esed rejimi ayakta kalsın diye Kürt gençlerini çukurlarda ölüme gönderiliyor”
“Şu anda Ortadoğu’da, Suriye’de yaşananların bize yansımaları olarak görüyorum.” diyen Yılmaz, şunları söyledi: “Son dönemde yaşanan terör hadiselerinin yüzde 80’i böyledir. Orada bir Esed rejimi var. Şunu da unutmamamız lazım, terör olaylarını yapan örgüt, orda büyüdü. Başındaki (Abdullah Öcalan) yıllarca Şam’da yaşadı. Çok çabuk unutuyoruz. O dönemdeki rejim Esed rejimi idi. Orada El muhaberat dediğimiz bir yapı var. Oranın derin devleti, onların arkasında bir takım güç odakları var. Kimlerin olduğunu sağır sultan da biliyor. Amaçları şu; ‘Ortadoğu’ya birileri şekil verirken Esed rejimi ayakta kalsın. Ortadoğu bu şekillenme içindeyken, Türkiye buraya müdahil olmasın, kendi içinde birbirlerini yesin dursun insanlar.’ Burada da örgüt araçsallaşmış durumda ve bir araç olarak kullanılıyor. Bunların yaptıkları ne Kürd’e, ne Türk’e ve nede Zaza’ya faydaları var. Bunlar başkalarının faydasına çalışıyor. Bunların El Muhaberat’la organik ilişkileri var ve onların kucağında büyüdü bu terör örgütü. Şuan da Esed rejimi ayakta kalsın diye Kürt gençlerini çukurlarda ölüme gönderiliyor ve propaganda ile örtüyorlar. Bunları görmemiz lazım.”
“İnsanların ailelerini ölümle tehdit ettiler”
PKK’nin iş adamlarından vergi adı altında haraç kestiklerini ifade eden Yılmaz, “Diğer taraftan seçilmiş insanların evlerine gittiler, özelikle Karlıova’da, ‘sen AK Parti’den istifa etmezsen ailenin başına şu bu gelir.’ Dediler. Bir de demokrasiden, barıştan bahsederler. İnsanların ailelerini ölümle tehdit ettiler ve maalesef çarşımızda tam bir propaganda makinesi var. Bu tür ideolojiler yüzleri kızarmadan çok rahat yalan söylerler.” diye belirtti.
“İnsanı ölüme sürükleyen bu zalim yapılanmayı konuşmamız lazım”
Yılmaz, konuşmasına şöyle devam etti: “Artık bu teröre yeter dememiz lazım. Burada hiç kimse Kürt halkını tek başına temsil etme yetkisine de sahip değil. Kendilerini sanki tüm bu toplumun tek temsilcisi gibi konumlandırıyorlar. Yapılan yanlışları çok cesurca eleştirmemiz lazım. Bunu gerçekten yürekten istiyorum, hiçbir gencimizin tırnağına bir şey olmasın. Niye o genç insanlar hendeklerde ölsünler. Bu çocukları, o çukurlara gönderenler orada öleceklerini bilmiyorlar mı? Bunların başına ne geleceğini bilmiyorlar mı? Gayet iyi biliyorlar. Bile bile bu kadar insanı ölüme sürükleyen bu zalim yapılanmayı da konuşmamız lazım.” (Nihat Kanat- İLKHA)